Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesiyle birlikte zaman zaman tatil yaptığı, İzmir'in Urla ilçesi Zeytineli köyündeki kaçak ve ruhsatsız villaların bulunduğu bölgenin sit derecesi değişikliğinin iptali talebiyle açılan davaya devam edildi. İzmir 2. İdare Mahkemesi'ndeki davada karar açılanmazken mahkeme, kısa süre içinde ya bölgede yeniden keşif yapılmasını isteyecek ya da davanın esası hakkında karar verecek.
İşadamı M.Latif Topbaş ve Boyacı ailelerine ait olan, Hacılar Koyu'ndaki 1. derece sit alanına yapılan kaçak, ruhsatsız ve haklarında yıkım kararı bulunan villaların bulunduğu 200 hektarlık bölgeyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yapılaşmaya izin veren 3. derece doğal sit alanına çevirdi. Musa Çam, Alaattin Yüksel, Nurettin Demir ve çevreci avukatlar, 1. derece doğal sit alanı içerisinde bulunan 200 hektarlık alanın, "sürdürebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı" olarak tescil değişikliği yapılması sebebiyle işlemin iptali talebiyle dava açtı. Davanın görüldüğü İzmir 2. İdare Mahkemesi, bölgenin incelenmesi için üç kişilik bilirkişi heyeti tespit etti. Bu heyetin hazırladığı raporda, "Söz konusu alanın, iki farklı özellikte parsel gruplarını içerdiği belirlenmiştir. Yerleşimin olduğu parsellerin koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak değerlendirmesi gerektiği, diğer parsellerininse insan etkisine daha az maruz kalmış olduğundan, doğallığını halen koruduğu gözlenmiştir. Bundan dolayı bu parsellerin, 'kesin korunacak hassas alan', 1. derece doğal sit olarak kalması gerektiği kanaatine varılmıştır." denildi. Rapor doğrultusunda mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Karara, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile villa sahipleri itiraz etti. İtirazı değerlendiren İzmir Bölge İdare Mahkemesi, yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı. Bu kararın ardından dava bugün, İzmir 2. İdare Mahkemesi'nde görüldü. Davaya çevreci avukatlar Şehrazat Mercan, Arif Ali Cangı ve Ömer Erlat ile CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hukuk müşaviri ve villa sahiplerinin avukatı katıldı. Duruşmada taraflar dinlendi. Av. Mercan, davanın bir hukuk ve doğayı koruma dosyası olduğunu seyleyerek, ilk verilen yürütmeyi durdurma kararının uygulanmasını talep etti. Mercan, "İlk karar, doğru bir karardı. Binalar yıkılır, doğa eski haline döner. Burada dört mevsim yaşam var. Yıkım kararı verilmesine rağmen kaymakamlık, elini bile kımıldatmayıp bunu uygulamamıştır. Biz, bu koyda hukuk yok diyoruz. Mahkemenizde, adli tatil döneminde heyet değişikliğine gidildi. Daha önce olumlu karar veren iki üye, başka yere gönderildi. Bunlar hepsi politik bir tayin. Mahkemenin, daha önce verilen yürütmenin durdurulması kararını bir kez daha vermesini bekliyorum." dedi.
Av. Cangı da daha önce mahkemece verilen yürütmeyi durdurma kararında belirtildiği gibi ekolojik yaşam dengesinin sağlanabilmesi amacıyla dava konusu parsellerle çevresinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, parsel bazında yapılan değerlendirmenin, ekosistemlerin korunması ve çevre bütünlüğünün sürekliliği açısından telafisi mümkün olmayacak ekolojik zararlara yol açacağını söyledi. Bu sebeple sit derecesinin düşürülmesi kararının iptal edilmesi gerektiğini savunan Cangı, "Mahkemeden, yürütmeyi durdurma kararında olduğu gibi tabiat varlıklarının korunması yönünde bir karar bekliyoruz. Unutulmaması gereken, doğal yaşamın yok olduğu dünyada insanın da yaşama şansının olamayacağıdır." dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı avukatı ise daha önce verilen kararın uygulanarak, davanın reddine karar verilmesini talep etti. Bu duruşmada karar açılanmazken mahkeme, kısa bir süre içinde ya bölgede yeniden keşif yapılmasını isteyecek ya da davanın esası hakkında karar verecek. CİHAN