Dünyanın en saygın insan hakları kuruluşlarından olan Uluslararası Af Örgütü, Çin makamlarının Müslüman Uygur Türkü çocukları ailelerinden ayırarak yetimhanelere gönderdiğine ilişkin bir rapor yayınladı.
Boldmedya'da yer alan habere göre Af Örgütü, çocuklarını yakınlarına bırakarak Çin’den kaçmak zorunda kalan ailelerle konuştu. Kuruluşun konuştuğu kişiler, Uygurlara yönelik baskıların yoğunlaştığı 2017’den önce Sincan’dan kaçmayı başarabilen anne-babalardan oluşuyor.
ÜLKEDEN KAÇTILAR, ÇOCUKLARI ARKADA KALDI
Uluslararası Af Örgütü raporuna göre Mihriban Kader ve Ablikim Memtinin, Çin polisinin kendilerine baskı yapmaya başlaması ve pasaportlarını vermeye zorlamasının ardından 2016’da Sincan’dan İtalya’ya kaçmış.
Çift, dört çocuğunu anne-babalarının yanına bırakmış. Ancak çocukların büyükannesi gözetim kampına götürülmüş, dedeleri de polis tarafından sorgulanmış.
Mihriban Kader, “Annemle babamın başına gelenlerden sonra diğer akrabamız, çocuklarımın bakımını üstlenmeye cesaret edemedi. Çünkü kampa gönderilmekten korkuyorlardı” dedi.
Kader ve Memtinin, Kasım 2019’da çocuklarını yanlarına getirebilmek için İtalya hükümetinden izin almış. Ancak Kader, çocukların yolda Çin polisi tarafından alıkonulduğunu ve yetimhaneye gönderildiğini söylüyor, “Şimdi çocuklarım Çin hükümetinin elinde ve hayatım boyunca onları bir daha görüp göremeyeceğimi bilmiyorum” diyor.
Ömer ve Meryem Faruh çifti de beş ve altı yaşlarındaki iki çocuğunu arkalarında bırakarak 2016’nın sonlarında Türkiye’ye kaçmış. Pasaportları olmadığı için çocuklar büyükanne ve büyükbabalarıyla kalmışlar. Çift, çocukların büyükanne ve dedelerinin gözaltına alındığını ve çocuklarından bir daha haber alamadığını söylüyor.
UYGUR TÜRKLERİNE KARŞI UYGULANAN ‘SOYKIRIM’
ABD, Kanada ve Hollanda hükümetleri Çin’i Uygur Türklerine karşı soykırım uygulamakla suçlamıştı. İnsan hakları grupları, Çin’in bir milyondan fazla Uygur Türkü’nü gözetim kamplarında tuttuğunu söylüyor.
Çin hükümeti ayrıca Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik insan hakkı ihlalleriyle de suçlanıyor. Suçlamalar arasında bu kişilerin zorla çalıştırılması, kısırlaştırılması, cinsel taciz ve tecavüz de var.
Pekin yönetimi ülkenin kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Uygurları gözetim kamplarında tuttuğunu reddediyor, ‘terörizmle mücadele’ için bu kişilerin ‘yeniden eğitime tabi tutulduğunu’ iddia ediyor.
Kuruluşun raporunda ailelerinin rızası olmadan yetimhanelerde tutulan tüm Uygur çocukların salıverilmesi çağrısında bulunuldu.
ABD, KANADA VE HOLLANDA SOYKIRIM DEDİ
ABD’de hem Biden yönetiminin Dışişleri Bakanı Anthony Blinken hem de Trump yönetiminin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin’in Uygur Türkleri ve diğer etnik gruplara yaptıklarının bir soykırım olduğunu söylemişti. Kanada Parlamentosu da bu hafta yaptığı oylamada Çin’in Uygur Türklerine yaptıklarını oybirliğiyle bir soykırım olarak tanıdı. Kanada’da kabul edilen yasa, hükumete bu konuda yapması gerekenlerle ilgili bağlayıcı bir yol haritası vermiyor fakat bu alanda komşusu ABD’yi örnek alması gerektiğini vurguluyor.
Hollanda Parlamentosu da Şubat ayında aldığı bir kararla Uygurlara yönelik Çin’in uygulamalarını soykırım olarak tanımlamıştı.