Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, basına yansıyan Türkiye-İsrail mutabakatı maddelerinin önemli sakıncalar taşıdığını söyledi.
Mutabakatta yer aldığı belirtilen, Mavi Marmara saldırısında sorumluluğu olan İsrailli yetkililere açılan davaların 'yasal düzenlemeyle sonlandırılması' şartına dikkat çeken Öztrak, bunun kuvvetler ayrılığının rafa kaldırılması anlamına geldiğini belirtti.
Öztrak, Türkiye'nin terör eylemlerine karıştığı iddia edilen üst düzey bir Hamas yetkilisini sınır dışı etmeyi kabul etmesinin, 'Adı terör eylemlerine karıştığı iddia edilen kişilerin hükümet'n bilgisi dahilinde Türkiye'de barındırıldığını kabul etmek' anlamına geleceğini vurguladı.
Bölge ülkeleriyle uzlaşmanın, ilişkilerin normalleşmesi bakımından olumlu olacağını ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı, buna karşın mutabakatın, basına yansıyan yönleri itibariyle Türkiye'nin başlangıçtaki taleplerinden önemli tavizler verdiğini gösterdiğini kaydetti.
Irak konusundaki son gelişmeleri ve açıklamaları da değerlendiren Faik Öztrak, "Suriye'yi Ruslar, Irak'ı ABD Yönetimi Türkiye'ye kapatmaktadır. Türkiye, artık 1295 kilometrelik güney sınırlarında tecrit edilme noktasındadır." dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, İsrail'in 2010 yılında gerçekleştirdiği Mavi Marmara saldırısından sonra büyük yara alan Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzeltilmesine yönelik basına yansıyan mutabakat çerçevesini yazılı bir açıklamayla değerlendirdi.
Ulusal ve uluslararası basın organlarında yer alan haberlere göre Türkiye ve İsrail heyetlerinin İsviçre'de yapılan görüşmelerde bir çerçeve üzerinde uzlaşmaya vardığını ifade eden Öztrak, Türkiye'nin gerek bölge ülkeleriyle gerekse diğer ülkelerle iyi ilişkiler kurmasının Türkiye'nin ulusal çıkarları ve güvenliği açısından önemli olduğunu belirtti.
CHP'li Öztrak yazılı açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu: "AKP'nin hatalı dış politikalarıyla Türkiye, bölgesinde giderek yalnızlaşmaktadır. Sürekli artan jeopolitik riskler de dikkate alındığında, Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ilişkilerini düzeltmesi aciliyet kazanmıştır. Bu bağlamda, Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesine yönelik çabaları olumlu ve önemli buluyoruz. Ancak, bilindiği üzere hükümet, Mavi Marmara saldırısından sonra bozulan ilişkilerin tazminat, özür ve Gazze ablukasının kalkması şartları yerine getirilmeden düzelmeyeceğini açıklamıştı.
-GAZZE ABLUKASININ AKIBETİ NE OLACAK?
16 Aralık 2015 itibariyle varıldığı ileri sürülen mutabakatın basına yansıyan maddelerinde Gazze ablukasının kaldırılmasına yönelik herhangi bir ifade görülmemektedir. Bu durum, Türkiye'nin ablukanın kaldırılması talebinden vazgeçtiği yönünde bir izlenim yaratmaktadır.
-BUNU KABUL ETMEK, KUVVETLER AYRILIĞINI RAFA KALDIRMAKTIR
Öte yandan, İsrail'in Türkiye'ye olayda ölenlerin ailelerine ve yaralananlara verilmek üzere 20 milyon dolar tazminat ödeyeceği, bunun karşılığında da Mavi Marmara saldırısının mağdurlarının, sorumluluğu olan İsrailli yetkililere Türkiye'de açtıkları davaların ortadan kaldırılması amacıyla TBMM'de düzenleme yapılacağı ifade edilmektedir. Bu iddia doğru ise vahimdir. Hükümet, Mavi Marmara saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerine bunu nasıl açıklayacaktır? Kuvvetler ayrılığı prensibinin rafa kaldırılması anlamına gelecek bu düzenlemenin hangi mevzuata göre yapılacağı açıklanmaya muhtaçtır.
-TERÖRİSTİ BARINDIRDIĞIMIZI KABUL ETMEK DEMEK
Ayrıca, bahse konu mutabakatla Türkiye'nin terör eylemlerine karıştığı iddia edilen üst düzey bir Hamas yetkilisini sınır dışı etmeyi ve Hamas'ın Türkiye'deki faaliyetlerini sınırlandırmayı kabul ettiği ifade edilmektedir. Bu, adı terör eylemlerine karıştığı öne sürülen kişilerin Hükümet'in bilgisi dâhilinde Türkiye'de barındırıldığını kabul etmek anlamına gelmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye-İsrail arasında bir uzlaşma, her ne kadar ikili ilişkilerin normalleşmesi bakımından olumlu ise de mutabakat çerçevesi basına yansıyan haliyle Türkiye'nin başlangıçtaki taleplerinden önemli tavizler verdiğini göstermektedir. Bu nedenle, hükümetin mutabakata varılan hususlar hakkında, zaman kaybetmeden kamuoyunu kapsamlı olarak bilgilendirmesi gerekmektedir.
TÜRKİYE BÖLGESİNDE TECRİT EDİLİYOR
Diğer taraftan, Türkiye bölgesinde giderek yalnızlaşmaktadır. Nitekim, dün Beyaz Saray'ın Erdoğan-Obama görüşmesiyle ilgili yaptığı açıklama da bunu göstermektedir. ABD yönetiminin en üst düzeyden Türkiye'nin Irak'tan askerini çekmesi mesajını verdiği anlaşılmaktadır. Hükümet, Türk askerinin bölgede IŞİD'e karşı mücadele edecek Irak unsurlarının eğitimi amacıyla bulunduğunu ifade etmektedir. Ancak, ABD Savunma Bakanlığı'nın 17 Aralık 2015 tarihinde sosyal medya üzerinden yaptığı, Birleşik Ortak Görev Gücü'nün Irak'ta yürüttüğü askeri eğitim faaliyetleri hakkındaki bilgilendirme, yeni soruları da beraberinde getirmektedir. ABD Savunma Bakanlığı, IŞİD'e karşı hangi ülkelerin, Irak'ın hangi bölgelerinde eğitim verdiğini harita üzerinde göstermiş fakat Türkiye'nin adı ve bayrağı bu ülkeler arasında yer almamıştır. Bu anlamda, Türkiye'nin bölgedeki eğitim faaliyetlerinin hangi çerçevede gerçekleştirildiği açıklanması gereken bir diğer husustur.
Suriye'yi Ruslar, Irak'ı ABD Yönetimi Türkiye'ye kapatmaktadır. Türkiye, artık 1295 kilometrelik Güney sınırlarında tecrit edilme noktasındadır. Bölgeye nizam getirme hayaliyle yola çıkan Hükümet, şimdi Ortadoğu'ya ancak Suudi Arabistan'ın arkasına takılarak adım atabilir hale gelmiştir. Türkiye'nin izlenen yanlış politikalar nedeniyle içine düşürüldüğü bu durumun sorumlularının bir açıklama yapması gerekmektedir. "
CİHAN