Ahvalnews.com'un podcast servisinde Gülten Sarı'nın konuğu olan Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Şükrü Ersoy olası bir depremde Marmara ve İstanbul'un karşılaşacağı felaketin boyutunu anlattı.
Ersoy'un açıklamalarının satırbaşları şöyle:
-(Son Çanakkale depremi) Depremin uzak yerlerden hissedilmesini açıklamak gerek. Deprem yüzeye çok yakın bir derinlikte meydana geldi. Biz bunu sığ bir deprem kabul ediyoruz. Bu tür depremlerde deprem tabakaları yeraltı tabakaları tarafından sönümlenmeden hızla yayılır.
-İstanbul, Kocaeli ve Tekirdağ'dan neden hissedildi? İstanbul'daki bazı zeminler, daha çürük, mühendislik bakımından ilgi bekleyen zeminler. Mühendislik bakımından iyi olmayan yapılarda bu deprem daha fazla hissedilir.
-Zeminin kötü olması, binanın mühendislikten olması ve depremin yüzeye yakın derinliklerde olması, hissedilmesinde etkili olmuştur.
-Marmara'da olacak bir deprem 13 ili ilgilendiriyor. Toplam nüfusu 26 milyondan fazla bu illerin. Konut sayısı da altı milyondan fazla. Ülke ekonomisinin can damarı da Marmara'da.
-Bir deprem olursa ekonomik bakımdan zora gireriz, bir Milli Güvenlik sorunu olur bu. Büyük ölümler olur ama geriye kalan milyonlarca insana her gün geçici konaklama alanlarında yatıracaksınız, yedireceksiniz, eğitim hizmetleri vereceksiniz. Bunu aylarca belki birkaç yıl yapmak gerekebilir ki hiçbir ülke bu kadar büyük bir felakete dayanamaz.
-Türkiye'de yapı sektöründe suç zincirinde olmayan yok. Vatandaş da suçlu. Mesela, fazla kat çıkıyor, sesini çıkarmıyor.
-Kartal'da sekiz katlı binanın yıkılması olayında bunu gördük. Üç kat kaçakmış. Ev bir saniyede yıkılmaz, mutlaka ön habercileri vardır. Çatlamalar, camlarda kırılma olmuş ve kimse bunu yetkilere haber vermemiş.
-Deniz kumu denizden çıkarılıp hemen kullanılmazdı. Çok tehlikeli bu haliyle. Ancak eskiden kum yağmurlarda yıkanırdı, içindeki tuz gider ve inşaatta kullanılabilir kum haline gelirdi.
-Müteahhitler ellerine ne malzeme geçerse kullandılar, dayanıksız binalar yaptılar. Mühendislik özelliklerine de uymadılar bu binaları inşa ederken.
-Vatandaş oturduğu evin sağlam ya da çürük olduğunu biliyor. İhbarda bulunmuyor. İmarın barışı olmaz. Çürük binanın barışı nasıl olur? Evladıma miras değil tabut bırakmış olacağım. Bu tür şeylerin affı olmaz. İmar affının sıkıntısını daha çok çekeceğiz.
-Bir afetin oluşması mı bekleniyor? Kentsel dönüşüme bugün başlasanız 20 yılda bitmez ama depremler beklemez.
-İstanbul'da büyük bir deprem için süre giderek yaklaşıyor. Büyük depremlerin tekrarı mutlaka yaşanıyor. Bir yıl içinde iki kez olan büyük depremler var İstanbul'da.
-Anadolu'da da büyük depremler olabilir, küçük depremlerle kendini gösteriyor. Deprem ne kadar gecikirse o kadar büyük bir deprem meydana gelecek. Bu kehanet değil, bilimsel bulgu.
-7 üzerindeki bir depremde, 80 bin bina tamamen yıkılacak, ölü sayısının da 450-500 bin kişi olacağını düşünüyorum. Bunlar gerçekçi rakamlar. Bunun üç katı yaralı olacak. 1 milyondan fazla insana her gün bakacaksınız.
-Toplanma yerleri deniz kenarıydı, bu çok tehlikeliydi. Bir tsunami meydana gelse, insanların ölümüne neden olacaktı. İstanbul'da toplanma yerlerini imara açtılar. Marmara'da tsunami olmaz iddiası tamamen safsata. Marmara, tsunami açısından sabıkalı bir yer. Marmara'da depremin adını anıyorsak tsunami ile birlikte söylememiz gerekiyor.
-Marmara Denizi'nde bin metreyi aşan üç tektonik çukur var. Eğer bunları silkelerse çok ciddi dalgalar oluşacak. 1 metrelik dalga bile Marmara depreminde öldürücü olabilir. Tsunami 50 metre gelip çekilse bile çok sayıda can kaybına yol açar. Bir-üç-altı metreye kadar çıkabilir dalga boyu.
-Türkiye'nin yüzde 100'ü deprem bölgesidir. Fay hattı uzak olsa bile deprem gelip binanızı yıkabilir. Hiç kimse depremden uzak ve güvende değil.
Ahvalnews.com