Televizyon programlarında gençlerin din adamlarına yönelttiği +18 içerikli görüntülerle ilgili sorular, gözleri cinsel içerikli yayınlara ve bu yayınlara ilişkin yaş uyarılarının ne kadar doğru olduğuna çevirdi. Ebeveynlerin +13, +15 ya da +18 gibi uyarılara rağmen yayın içeriğini mutlaka kendilerinin kontrol etmesi gerektiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Osman Abalı, cinsel eğitim konusunda da yaş ile uyumlu bir seyrin büyük önemi olduğunu belirtti.
Türkiye'de çocuk ve genç psikiyatrisinde sayılı isimlerden biri olan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Abalı, hem kamu otoritesi, hem aileler hem de çocuklara bakan yönüyle çarpıcı bilgiler vererek uyarılarda bulundu.
UYGUNSUZ İÇERİKLERE ULAŞABİLİRLİK ARTTI
Abalı, son yıllarda artan internet, akıllı cep telefonları, sosyal medya kullanımının çocukların yaşlarına uygun olmayan cinsel içeriklere ulaşabilirliğini artırdığını kaydetti. Ebeveynlerin yanılgısının 'çocuklarım kontrolüm altında' olduğunun altını çizen Abalı, çocukların farklı alan ve şekillerde bu olumsuzluklara maruz kalabileceğini anlattı.
Abalı, "Çocukların görsel medyadan, cep telefonundan, arkadaşlarından, CD'lerden farklı şekillerde yaşlarına uygun olmayan, yaşlarının çok üzerinde cinsel içerikli görüntüler söz konusu olabiliyor. Bu durumdaki anne babalar +13, +15 gibi yaş uyarılarına elbette dikkat edecekler ama içeriğin ne olduğunu çok çok daha fazla araştırmalılar. Bakıyorsunuz +13 şeklinde bir uyarı var ama 18 yaşındaki bir insanın bile izlemesinde sakınca olan bir içerik söz konusu olabiliyor. Yaş uyarısı itibariyle 13-15 ya da 18 gibi ifadeleri anne babalar kendileri denetlemeden çocuklar açısından serbest bırakmasınlar." dedi.
OLUMSUZ GÖRÜNTÜLER DAVRANIŞ BOZUKLUKLARINA SEBEP OLUYOR
Çocukların zararlı içerikle normal yaşından önce karşılaşması durumunda uygunsuz cinsel davranışlar ve davranış bozuklukları sergileyebileceklerini belirten Abalı, dışarıdan alınan her türlü olumlu ya da olumsuz uyarıların çocuklar tarafından yansıtıldığının altını çizdi.
Yaşa uygun cinsel algı ve uygun eğitime vurgu yapan Abalı, şöyle devam etti: "Eğer çocuklar iyi uyaranlarla yaşlarına uygun bir eğitimle büyürlerse ona uygun yansımaları olur. Tersi durumda ise yaşlarına uygun olmayan cinsel görüntüler, pornografik materyaller çocuğun bilinçaltına geldiği an davranış bozukluklarına neden olur. Ya kendi davranışlarında, ya başka çocuklarla oyunlarında bunu dışa yansıtırlar. Eğer bu olumsuz etkinin dozu yüksek ve sürekli ise çocuk bunu bir davranış kalıbı haline getirerek ilerleyen dönemlerde farklı şekillerde normal gelişimin dışına çıkabilir. Mesela bu çocuklar başka çocuklara benzer cinsel davranışlar gösterebilirler. Oyun oynarken uygun olmayan cinsel sözler ve davranışlar sergileyebilirler. Eğer yaşları ergenlik ve sonrasında ise aşırı cinsel uğraş, aşırı şekilde kendi bedeni ile ilgilenme, cinsellikle aşırı ilgilenme olabilir. Daha da ileri giderse çocuklar bu uyaranları biraz da davranış bozukluğu varsa cinsel taciz şekline de çevirebilir."
14-18 YAŞ ARASINDA TACİZ OLAYLARI ARTTI
Araştırmalara göre tacizde bulunan kişilerin 14-18 yaşları arasında yoğunlaştığını kaydeden Abalı, ergenlik dönemindeki olumsuz cinsel bombardımanının çocuklarda taciz davranışını tetikleyebileceği vurgusu yaptı. Abalı, " Mesela çocuk gördüğü bir pornografik görüntüyü arkadaşına da yapmak istiyor. Aslında niyeti taciz olmayabiliyor ama bir süre sonra eğer yaş küçükse yalnız kaldığı zaman diğer çocuğa karşı uygun olmayan cinsel davranışları yansıtabiliyor. Eğer yaş büyükse büyük olan küçük olan çocuklara karşı bunu yapabiliyor. Çünkü küçük çocuk biraz daha yönlendirebildiği bir konumda oluyor." şeklinde konuştu.
Anne babalara uyarılarda bulunan Abalı, yayınlardaki yaş uyarılarına dikkat ederek ancak bizzat kendileri de yayın içeriğini kontrol ederek denetim yapmaları gerektiğini belirterek, şöyle dedi: "Çocuklar uzun süre internet başında vakit geçiriyorsa , gizlilik artmışsa, arkadaşları ile belli zamanlarda bazı davranışları anne babanın dikkatini çekiyorsa, son zamanlarda çocukların cinsel içerikli soruları, konuşmaları artmışsa, ergenlik döneminde cinsel içerikli konulara odaklanma artmışsa o zaman anne babalar çocuklarının dışarıdan cinsel içerikli konulara maruz kalıyor mu kalmıyor mu diye dikkatli olması lazım."
ÇOCUKLAR ARAŞTIRIRKEN TACİZE UĞRAYABİLİYOR
Abalı'nin bir uyarısı da cinsellik eğitiminin yaş orantısıyla ilgili. Bazı ebeveynlerin bu tip konuları cinselliğin bir parçası olarak normalleştirebildiğini belirten Abalı, burada önemli olan konunun cinsellik eğitimi ve algısının yaş ile uyumlu olmasına işaret etti.
Abalı, "Bazı anne babalar bunu normal cinsel gelişim içine çekmeye çalışıyor. Normal cinsel gelişim ile çocuğun dışarıdan aldığı uyarılarla cinsel gelişim davranış bozukluğu göstermesini ayırt etmek lazım. Anne babalar 'çocuk cinselliği öğrenecek, bu tür görüntüler onun için ergenliktir' gibi normalleştirme eğilimine giriyor. Bu son derece sakıncalı. Normallik sınırını biz yaşa göre uygunluk olarak belirtiyoruz. Çocuklara cinsel eğitim adı altında ve farklı şekillerde cinsellik öğretildiği zaman bu çocukların ruh dünyaları karışıyor. Kafaları karışıyor ve araştırmaya başlıyorlar. Araştırırken daha fazla cinsel içeriğe maruz kalıyorlar. Hatta tacize uğrayabiliyorlar. Anne babalar şunu bilmeli. Çocuklara mutlaka cinsel içerikli mesajlar vererek, onları eğitmek gibi bir şey yok. Çocuk, algısı açıldıkça bazı şeyleri kendi içinde öğrenir. Tabi bunu bir tabu haline getirmemek, sorularına cevap vermek gerekiyor. Ama bugün bakıyoruz bazı anne babalar çocukların ilgini gereksiz yere bu konuya odaklıyor." ifadelerini kullandı.
MUTLULUK, ALKOL SİGARA VE CİNSELLİK OLARAK GÖSTERİLİYOR
Çocuk ve gençlerin eğitimlerinde hükümet politikalarının büyük etkisi olduğuna da dikkat çeken Abalı, alkol, uyuşturucu ve cinsellik gibi unsurların tüketim olarak sunulmasının büyük risk oluşturduğunun altını çizdi. Abalı'nın bu konudaki görüşleri ise şöyle: "Çocukların hayata bakışlarının şekillendiği bir dönemde mutluluğu alkol-sigara, cinsellik ve tüketim olarak çocuklara gösteriyoruz. Bu çok tehlikeli ve riskli bir bakış açısı. Baktığımızda ergen intiharları, ergen madde kullanımı, şiddet ve suçu giderek artıyor. Ergenler bizim çok riskli bir grubumuz ve buna yönelik çok ciddi devlet politikalarına ihtiyaç var. Ama maalesef bizim devletimiz gençliği ihmal ediyor, hatta gençlik harcanıyor. Bu yaşlarda iyi yönlendirmeyen gençlerde, madde kullanımı, uygun olmayan cinsellik ve davranış bozuklukları artıyor. Suç ve şiddet artıyor, bugün artık gençler şiddeti bir çözüm yola olarak görüyor, suçu normalleştiriyor. Başkalarının hakkını hukukunu bir yaşam tarzı olarak görüyor. Biz alkol-sigara, uyuşturucu ve cinselliği bir dürtü ve davranış süreci içinde ele almak zorundayız. Eğer çocukta bu süreç bozulursa hepsine dönük risk artıyor."
CİHAN