Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Eryavuz; "Çocuklara, 2 yaşına kadar telefon, televizyon, bilgisayar ekranı izlettirmek zararlıdır. Henüz gelişim aşamasında olan çocuklarda beyin korunaksızdır. Beyni aşırı uyaranlardan koruyan miyelin denilen bir tabaka vardır. 2 yaşına kadar miyelin tabakasının ancak yüzde 80'i oluşur. Beyin gelişimi için doğal uyaranlar yararlıdır." diyerek bebeklerin doğal uyaranlara maruz bırakılması gerektiğini dile getirerek ebeveynlere şu tavsiyelerde bulundu:
"Bebeğiniz için açık havada yapılan bir yürüyüş, oyun parkları, ona sarılmanız, öpmeniz, şarkı söylemeniz, kitap okumanız doğal uyaranlardır. Doğal uyaranlar, çocuğunuzun hem gelişimi hem de büyümesi için gereklidir. Ancak aşırı uyaranlar çocuk beynini hiperaktif yapar. Ekranlar, görme siniri yoluyla beyne aşırı uyaranlar verir. Aşırı ekrana maruz kalan çocuk, doğal uyaranları algılayamaz. Bu çocuk büyüdükçe dikkat eksikliği, hiperaktivite, öğrenme-konuşma bozukluğu, aşırı saldırganlık gibi davranış problemlerine neden olur."
Günümüzde ekranların bazı anne-babalar için kurtarıcı bir araca dönüşmüş olduğunu belirten Dr. Eryavuz, beyni bu teknolojiye maruz bırakmanın çocuklarda önemli psikolojik ve davranışsal problemlere neden olduğunun altını çizerek, "Ağladığında, acıktığında hemen ekranı bebeği oyalamak için kullanan ebeveynlerle sıklıkla karşılaşıyoruz.
Amacımız ebeveynleri suçlamak değil, ancak ilerde çocuklarda yaşanabilecek davranış problemleri nedeniyle ebeveynleri uyandırmaktır. Bazı ebeveynlerde en önemli savunma mekanizması 'Bilgisayar çağındayız, o yüzden bilgisayarı çocuğumuza sunuyoruz.' şeklindedir. Elbette ki teknolojiden yararlanmak her insanın doğal hakkıdır. Ancak beyni henüz bu teknolojiye hazır olmayan çocukları maruz bırakmak çocukta önemli psikolojik ve davranışsal problemlere neden olmaktadır.
Ekranlar tarafından aşırı uyarana maruz kalan çocuklarda görülen davranış bozukluklarının düzeltilebilmesi için tedaviye ihtiyaç duyulduğunu belirten Dr. Özlem Eryavuz; "Ekranı çocuğu oyalamak amaçlı kullanan anne-babalar bunun bedelini maalesef çok ağır ödemektedir. Çocuğu tekrar normal davranış modeline sokmak için çoğunlukla ya bir çocuk psikiyatri veya pedagog desteği almaları gerekmektedir. Büyüme ile birlikte aşırı uyarana maruz kalmış çocukta davranış problemleri sıklıkla görülmektedir. En azından 2 yaşına kadar çocuklarınızı ekranlardan uzak tutmanız, 2-6 yaş arası çocuklara da sadece yarım ile 1 saat arasında süre ile çocuk programları izlemesine izin vermeniz önerilmektedir." sözleriyle ebeveynlere önemli uyarılarda bulundu.
Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Erem Tokuş televizyon, tablet, telefon ekranı ve bilgisayar monitörlerini kapsayan mavi ekranın çocuklarda konuşma, anlama, davranışsal yeteneklerinin ve iletişim becerilerinin gelişmesini geciktirdiğini belirtiyor. Dr. Tokuş mavi ekranların çocuklarda hem sosyalizasyon problemlerine hem de motor gecikmeye neden olabileceğine dikkat çekerek; "Çocuklar ekranlardaki tek yönlü iletişime maruz kalarak, pasifize ediliyor ve yaşamın dinamizmine uyum sağlayamıyorlar. Oyuncaklarla oynamayınca hayal güçleri gelişmiyor ve motor (kas) koordinasyonları geri kalıyor" dedi.
Televizyon ekranlarının aynı zamanda çocuklarda "Tom ve Jerry Sendromu"na neden olduğunu ifade eden Dr. Tokuş "Çocukların maruz kaldığı çizgi filmlerde şiddet olayları yaşanıyor, bombalar patlıyor, uçurumdan düşüyorlar ancak kimse zarar görmüyor. Neşeli şekilde yaşamlarına devam ediyorlar. Hâlbuki küçük yaştaki çocuklar kazaya açıktır. Bu tarz yayınlara maruz kalmak küçük çocuklardaki gerçeklik algısını bozuyor. Kendilerini koruma yetenekleri zayıf kalıyor." diyerek ebeveynleri uyardı.
COVID döneminde açık havaya çıkamayan çocuklarda mavi ekrana maruziyetin arttığını ifade eden Dr. Tokuş; "Bir de tüm bu şartların yanında ebeveynler çocuklarına yemek yedirebilmek veya işlerini halledebilmek için çocukların ekran karşısında daha uzun süre kalmasına göz yumuyorlar. Belki çocuğu yemek yediği için ebeveynler mutlu oluyor ancak bu davranış, çocuklarda şartlanmalara neden olarak yeme bozukluklarına zemin hazırlıyor. Bir çocuk sofrada herkesle birlikte oturmalı ve döküp saçarak yemek yemelidir. Bu eylem çocuğun hem motor becerileri hem de aile bireyleriyle ilişkisinin gelişimi açısından çok daha sağlıklı olacaktır." sözleriyle tavsiyede bulundu.