Kocaeli Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Nuri Almaz, kent genelinde şu anda devam eden icra takibi dosya sayısının 500 binin üzerinde olduğunu söyledi.

Kocaeli Adliyesi içerisinde 7 icra müdürlüğü bulunurken, dosyaları koyacak rafların dolunca, istiflenen dosyalar koridorlara konuldu. Koridorlardaki dosyalar da tavana ulaştı. Kocaeli Adliyesi'ndeki 7 icra müdürlüğünde 300 bine yakın devam eden icra takibi dosyası bulunurken, diğer ilçelerdeki işleme konulanlarla birlikte il genelinde icra dosyası sayısı 500 binin üzerinde olduğu belirtildi. İcra takibi dosyalarının başında kredi kartı borcu, tüketici kredileri, telefon borçları, otomobil, konut ve mobilya borçları bulunuyor.

Kocaeli Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Nuri Almaz, Kocaeli'nde icra takibi dosya sayısının 500 binin üzerinde olduğunu belirterek, "Kocaeli'nde icra dosyaları diğer kentlerdeki gibi çok yoğun ama dosya sayısının çok olması demek, insanların alacaklarını tahsil edebildikleri anlamına gelmiyor. Kişilerin arasında, kurumların arasında çok fazla alacak verecek sorunu var demektir. Yoksa çok borç var, bu borçlar tahsil ediliyor anlamına gelmiyor. Kocaeli Adliyesi'nde 300 bine yakın devam eden icra takibi dosyası var. Bunun yanı sıra Gebze Adliyesi çok büyük bir adliye ve Körfez, Gölcük, Kandıra, Karamürsel adliyesini de baz aldığımız zaman Kocaeli ili genelinde şuanda devam eden icra takibi dosya sayısının 500 binin üzerinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz" dedi.

İcra dosya sayısının artmasının bir çok nedeni olduğunu söyleyen Nuri Almaz, "Bunun bir çok nedeni var. Bir hukukçu olarak gözlemlediğime göre kamu otoritesinin sürekli olarak borçluyu koruyan, borçluyu korumayı baz alan kanun değişikliklerinin, mevzuat değişikliklerinin neden olduğunu düşünüyorum. Çünkü sürekli olarak borçlu lehine yani borçluyu koruyucu, borçluya alacaklının yapabileceği işlemleri sınırlayıcı bir takım kanun hükümlerini getirdiğinizde borçlulardan tahsilat yapma imkanı kalkıyor. Örneğin bugün bin 400 lira ücretle çalışan bir işçinin aldığı maaşının bir bölü dördünün haciz suretiyle kesilebilmekteyken, 5 bin lira emekli maaşı alan çok sayıda insan vardır ve 5 bin liralık emekli maaşının haczedilebilmesi kanunen mümkün değil. Aynı şekilde ev eşyası haczedilmesi de neredeyse ortadan kalkmış durumda. Bunlar hep mevzuat değişikliğiyle oldu. Yani bugün evinde lüks eşyalarla yaşayan bir kişi, eğer aynı eşyadan birden fazla eşyası yoksa o eşyaları haczedilmekten kurtuluyor. Yani bir borçlu evinde 5 bin liralık bir televizyon olduğu zaman da hacizden kurtuluyor, 500 liralık televizyon olduğunda da hacizden kurtuluyor. Burada müthiş dengesizlikler var" diye konuştu.

Nuri Almaz borçlunun abartılı şekilde korunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bir taraftan borçluyu bu şekilde gereksiz yere fazla abartılı bir şekilde biz korurken, devletin esas görevi olan alacaklıların alacaklarını tahsil etmesi konusunda alacakları yeterli imkanı sağlayacak bir takım argümanlar sağlamıyoruz ve haklar vermiyoruz. Bu bir sürü borç, bir sürü icra takibi ama bir sürü mağdur alacaklı. Biz şöyle bir yanlış bir bilinç içerisindeyiz. Biz borçluların mağdur olduğunu düşünüyoruz ülke olarak, hayır eğer borçlu bir haksızlığa uğramışsa esasında borçlu değilse ya da o kadar borcu yoksa, buna rağmen o kadar para isteniyorsa evet onları koruyalım. Çağdaş hukuk devletlerinde borçluların da tamamen yaşamını sürdüremeyecek dereceye de gelmelerine mani olalım bu da bir gerçeklik. Alacaklılar eğer alacaklarını tahsil edemezse burada haklı olan bir kişinin mağdur olması söz konusu olacak. Bir taraftan borçluyu korurken, esas korumanız gereken haklı olan kişiyi korumadığınızdan o zaman bir mağduriyet ortaya çıkar. Bir sürü icra dosyası ortaya çıkıyor ve adliyeler bu kadar uğraşmasına rağmen bir de adalet tecelli etmiyor. Boşa kürek çekiyoruz sürekli olarak."