Abdulkadir Selvi Hulusi Akar'ı hedefe koydu!
İktidara yakınlığıyla bilinen Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Hakan Fidan hakkında pek çok soru işaretine yol açan yazılarının ardından bu kez de Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar hakkında ilginç ifadeler içeren bir yazı kaleme aldı.
Bir yandan Hulusi Akar’a destek bildiren Selvi’nin, diğer yandan darbe gecesi Akar’ı ikna etmeye çalıştığı ileri sürülen Tümgeneral Mehmet Dişli’nin, Akar için ‘ortada’ dediğini hatırlatarak, “Genelkurmay Başkanı hakkında ‘ortada’ demek ne anlama geliyor?” diye sorması dikkat çekti.
Selvi, “Hulusi Akar darbenin başladığını haber veren Mehmet Dişli’nin, ‘Konseyin Başına geçmenizi istiyorlar’ dediği ilk andan itibaren darbecilere karşı çıkmıştı” dediği yazısına şöyle devam etti:
“Mehmet Dişli’nin, darbenin başına geçmesi teklifiyle Genelkurmay Başkanı Akar’ın yanına girdikten sonra dışarı çıkıp, ‘ortada’ içeri girin dediğini aktarıyor. Darbeye karşı çıkan Genelkurmay Başkanı hakkında ‘ortada’ demek ne anlama geliyor.”
‘DERDEST EDİLMİŞ BİR GENELKURMAY BAŞKANI MI, YOKSA…’
Selvi’nin yazısında dikkat çeken bölümler şöyle:
Akın Öztürk’ün, darbe gecesi Akıncı Üssü’nde Genelkurmay Başkanı Akar’ın durumuna ilişkin, “Kesinlikle ona karşı bir saygısız tavır zinhar görmedim. Verdiği emirlerin hepsine başüstüne dendi. Bir komutana nasıl davranılırsa öyle ve aynen önceki gibi davranıldı. İstediği zaman telefonla görüşme imkânı vardı” sözlerinde olduğu gibi.
Akar orada derdest edilmiş bir Genelkurmay Başkanı mı, yoksa verilen emirlerin hepsine başüstüne denilen bir komutan mı?
… Akar’ın telefonlarına ulaşılamıyor. Darbenin ruhuna uygun bir durum. Oysa Akın Öztürk başka bir şey söylüyor.
Mahkeme Başkanı’nın, “Genelkurmay Başkanı istediği kişi ile görüşebilir mi?” sorusuna, “Tabii görüşebilir. Nitekim öyle de oldu. Telefon önündeydi, isteseydi kendisi konuşurdu. Cumhurbaşkanı’nı ara deseydi, ben de arardım” diyor.
Dişli, Akar’ın kendisi aracılığıyla darbecilere gönderdiği mesajı şöyle anlatıyor:
“Şunlara söyle bu iş artık benim de kontrolümden çıkıyor, artık benim de yapacak bir şeyim kalmayacak, bu inisiyatifi de kaybediyoruz, git şunlarla bir daha görüş, TSK bu işi benim emrimle durdurursa sonuçları farklı olur, polisin askere silah çekmesinin telafisi olmaz, bu bir faciadır, müsaade etsinler ben Cumhurbaşkanı’yla, Başbakan’la görüşeyim, bu işi durduralım. Ben Cumhurbaşkanı’nı, Başbakan’ı ikna ederim, bu son şans.”
Akın Öztürk çapraz sorgusunda, “Ben de zaten Akar’ın, Başbakan ve toplantıdakilere, ‘Siz ne diyorsunuz, gidin ya’ diyerek, benim kendisine yardım etmeye çalıştığımı anlattığını duydum. Tanığı Dişli generaldir, sorun” dedi.
İşte izahı gereken bir cümle daha.