Venezuela için dünya ikiye bölündü : Hangi ülke, kimi destekliyor?

Venezuela'da ekonomik yıkımın baş sorumlusu olarak görülen Nicolas Maduro üzerindeki baskı giderek artıyor. Kendini geçiçi devlet başkanı ilan eden Ulusal Meclis Başkanı Juan Guadio ise, elini güçlendirmeye devam ediyor.

SHABER3.COM



ABD ve Kanada başta olmak üzere birçok ülkenin resmi olarak tanıma kararı aldığı Guadio'yu bu kez Avrupa Birliği ülkeleri de başkan olarak tanıdığını duyurdu.

Ancak Rusya, İran ve Türkiye olmak üzere bazı ülkeler, ABD’yi darbe ile suçlarken Maduro’ya desteklerini sürdürüyorlar.

ABD, Maduro iktidarını muhalefeti anti demokratik yollarla baskı altında tutmakla suçluyor. Maduro ise ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin baş sorumlusunun ABD olduğunu savunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela konusunda askeri alternatifler dahil tüm seçeneklerin masada olduğunu söylemişti.

Geçen yıl Maduro'nun yeniden Devlet Başkanı seçildiği seçimler Washington yönetimi tarafından tanınmadı ve yaptırımlar devreye sokuldu.

Dünyanın en büyük kanıtlanmış petrol rezervlerine sahip olan Venezuela, ekonomik krizin derinleşmesi sonucu bu kaynaklarını yeterince etkin biçimde kullanamaz hale geldi.

ABD'nin Venezuela'dan satın aldığı petrolün miktarı da hızla azaldı. Ancak hâlâ ABD merkezli enerji şirketleri Venezuela'dan günde 500 bin varil petrol ithal ediyor.

Bu miktar, Venezuela'nın toplam petrol ihracatının yüzde 41'ine denk geliyor.

Trump'ın Venezuela'nın devlet petrol şirketi PDVSA'ya yaptırım uygulama kararı Maduro'nun en önemli gelir kaynağını kurutmayı hedefliyor.

ABD'deki bazı rafineriler petrol alımı için alternatif pazarları araştırmaya başlayacaklarını söylediler bile.

Trump yönetimi Venezuela'nın petrol gelirlerini ve ABD'deki mal varlıklarını kendisini geçici başkan ilan eden Guaido'ya yönlendirmeyi amaçlıyor.

AB bu hafta başına kadar Maduro'ya müddet tanımış ve Pazartesi gününe kadar erken seçim ilan edilmemesi durumunda Guaido'nun Brüksel tarafından Venezuela'nın lideri olarak tanınacağını duyurmuştu.

İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerin doğrudan Guaido'ya destek vermek yerine erken seçim çağrılarına devam etmesi nedeniyle AB bünyesinde bir fikir birliği sağlanamadı

BBC Türkçe'nin derlemesine göre her ne kadar AB Venezuela konusunda tek ses olarak Guaido'ya ya da Maduro'ya destek açıklamış olmasa da çok sayıda AB üyesi ülke ABD gibi Guaido'yu ülkenin resmi lideri olarak tanıdı.

Guaido'yu Venezuela'nın lideri olarak tanıyan ülkeler

Almanya

Estonya

Hollanda

Litvanya

Avusturya

Finlandiya

İngiltere

Lüksemburg

Çekya

Fransa

İspanya

Polonya

Danimarka

Hırvatistan

İsveç

Portekiz

 

Venezuela'nın komşuları Brezilya, Kolombiya ve diğer Latin Amerika ülkelerinin büyük bölümü Guaido'yu destekliyor.

Venezuela krizine siyasi çözüm amacıyla 2017'de kurulan ve 12 ülkenin temsil edildiği Lima Grubu'ndan sadece Meksika Guaido'ya açık destek vermedi.

Guaido'ya destek veren ülkeler

Arjantin

Paraguay

Brezilya

Peru

Kanada

Kosta Rika

Şili

Guatemala

Kolombiya

Honduras

 

Peki, Maduro'yu kimler destekliyor?

Kremlin yönetiminin Maduro'ya olan desteği devam ediyor.

ABD'yi Venezuela'ya yönelik olası bir askeri harekâta karşı uyaran Moskova, Beyaz Saray yönetiminin yasa dışı yollarla rejim değişikliği çabasına girerek uluslararası hukuku ihlâl ettiğini söylüyor.

Rusya, Maduro yönetimine hem askeri hem de ekonomik bir destek hattı kurmuş durumda.

Ocak ayında iki nükleer bomba taşıma kapasitesine sahip Rus bombardıman uçağı bölgeye gönderildi.

Reuters haber ajansı, Rus özel güvenlik şirketlerine bağlı silahlı grupların Maduro'yu korumak için Caracas'a gittiğini de yazdı. Kremlin ise bu iddiaları yalanladı.

Maduro geçen hafta Rus basınına verdiği bir röportajda "Putin bize her düzeyde destek oluyor ve biz de bu desteği büyük bir memnuniyet ve minnetle kabul ediyoruz" demişti.

Ekonomik açıdan Rusya, Venezuela'ya en çok borç veren ülkelerden birisi konumuna gelmiş durumda.

Rus devlet petrol şirketi Rosneft aracılığıyla Maduro hükümetine milyarlarca dolarlık kredi hattı açıldı.

Reuters, 2006'dan bu yana verilen borçların miktarının 17 milyar dolara ulaştığını aktarıyor.

Son günlerde basına konuşan Rus yetkililer, yaşanan krize rağmen Venezuela'nın vadesi gelen borç geri ödemelerini yapmasını beklediklerini söyledi.

Rusya'nın verdiği borçlar için Venezuela'nın gösterdiği teminatların bir kısmı, petrol şirketi PDVSA'nın ABD'deki iştiraki Citgo'nun yüzde 49.9'luk hissesi. Ancak Washington'un yaptırımları nedeniyle Citgo'nun varlıkları da ABD'de dondurulmuş durumda.

ABD Hazinesi'nin Citgo'nun varlıklarına el koyma kararı alması durumunda, bu gelişmenin gelecekte ABD ile Rusya arasında yeni bir gerilime dönüşebileceği ifade ediliyor.

Rusya her ne kadar Venezuela'ya ciddi yatırımlar yapmış olsa da, Maduro yönetiminin en çok borçlu oluğu ülke Çin.

Çinli firmalar Venezuela'da petrol dahil pek çok alanda milyarlarca dolarlık yatırımlar yaptı.

2007'den bu yana Çin'in Venezuela'ya verdiği borcun 62 milyar doları bulduğu sanılıyor. Bu borcun üçte biri ise henüz geri ödenmemiş durumda.

Çin Devlet Başkanı Şi Jinping Venezuela'nın iç işlerine karışılmaması çağrısı yapıyor.

Eylül 2018'de Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ekonomik krizdeki Venezuela'ya yardım etmek için ellerinden geleni yapacaklarını söylemişti. Ardından da 5 milyar dolarlık yeni bir kredi hattı açılmıştı.

Ülkede siyasi gerilimin tırmanması ve Guaido'nun kendisini geçici devlet başkanı ilan etmesinin ardından ise Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan "Tüm tarafları itidalli davranmaya çağırıyoruz" açıklaması gelmişti.

Çin ayrıca dış güçlerin Venezuela'nın iç işlerine karışmasına da karşı çıktığını açıklamıştı.

Hem Çin hem de Rusya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ve veto hakları bulunuyor. O nedenle BM Güvenlik Konseyi'nden Maduro aleyhine bir kararın çıkmasının neredeyse imkânsız olduğu düşünülüyor.

Nicolas Maduro'ya destek veren liderler arasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bulunuyor.

Son bir yıl içerisinde iki lider birbirlerinin ülkelerini ziyaret etmiş, karşılıklı ticaret ve yatırım anlaşmaları imzalanmıştı.

Aralık ayında Caracas'ı ziyaret eden Erdoğan'a "El Libertador" nişanı ve Simon Bolivar'ın kılıcının replikası verilmişti.

Guaido'nun kendisini geçici devlet başkanı ilan etmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Maduro'ya 'Dik dur' mesajını göndermişti.

Erdoğan yaşanan gelişmeler karşısında Donald Trump'ın yaklaşımı için 'beni şoke etti' demiş ve "Sandıktan çıkana saygı duyacaksınız. Sandıktan çıkana eğer saygı duymuyorsanız bunun adı demokrasi değildir" yorumunu yapmıştı.

Türkiye Venezuela'ya altın rezervleri konusunda da destek veriyor.

Geçen yıl Venezuela'nın yaklaşık 900 milyon dolar değerindeki altınları rafine edilmek üzere Türkiye'ye gönderilmişti.

Maduro'nun en önemli destekçileri arasında Küba da bulunuyor.

Hugo Chavez'in iktidar olduğu dönemde iki ülke arasında kurulan bağlar Maduro döneminde de güçlenerek devam etmişti.

Hugo Chavez döneminde gelişen Küba - Venezuela ilişkileri, Maduro döneminde de güçlenerek devam etti.

Venezuela'nın Küba'ya düşük fiyattan petrol ihraç ettiği iddiaları da bulunuyor.

Venezuela'da konuşlanmış olan Küba askerlerinin sayısının ise 15 bini bulduğu belirtiliyor.

BM Güvenlik Konseyi'nde konuşan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Küba'yı Venezuela krizini derinleştiren adımlar atmakla suçlamıştı.

Küba ise ABD'yi Guaido aracılığıyla bir rejim değişikliğine kalkışmakla suçluyor.

Bolivya ve Nikaragua da Maduro'ya desteklerini açıklayan ülkeler arasında.
<< Önceki Haber Venezuela için dünya ikiye bölündü : Hangi ülke, kimi... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER