BAYKAL yine GERDİ - Video

CHP Genel Başkanı bugünün 23 Nisan olduğunu unuttu.

BAYKAL yine GERDİ - Video

TBMM Genel Kurulu, açılışının 87. yıldönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle özel gündemle toplandı. Oturumda Başbakan Erdoğan'dan sonra sözü alan Baykal hakarette sınır tanımadı. Deniz Baykal, AK Parti milletvekilleri ve Başbakan Erdoğan hakkında oldukça ağır hakaretlerde bulundu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal konuşmasında iç siyasete girerek gerilimi yükseltti. Baykal, "Cumhuriyette sivil askerle, kadın erkekle, doğulu batılıyla eşit olacaktır. 87 yıl önce milli devlet temeli atılmıştır. Ülke olarak barış ve istikrarımızın kaynağı cumhuriyetin değerleridir." Dedi. Baykal ayrıca Cumhurbaşkanı ' kapı kulu olarak seçilecek' sözleriyle özel oturumu gerdi. TBMM Başkanı Bülent Arınç, Baykal'ı sert bir dille uyardı. Sözlerine devam eden CHP Genel Başkanı Baykal "Son zamanda medyaya yönelik bir baskı ve yıldırma yoluyla çalışma yapılıyor. Dün öğreniyoruz ki bir gazetenin manşeti hangi başlıkla çıkacağı hangi yazarların olacağına başbakanın basın danışmanı karar verebiliyor" dedi. CHP Genel Başkanı Baykal "Sezer'i gösterdiği hassasiyetler nedeniyle saygıyla" andı. Baykal "Cumhurbaşkanlığı seçiminin adaylık sürecine son iki gün kala ortada her hangi bir aday yoktur. Toplum tam bir karanlık içine bırakılmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile mutfağı haline dönüştürülmüştür. Bu bir seçim değil tebliğattır. Cumhurbaşkanlığı makamının önemi ve onuru kayboluyor" dedi. Baykal'ın sözleri Ak Parti sıralarında büyük protesto ile karşılandı. İşte Baykal'ın 23 Nisan'da 'özel oturumu geren' sözleri Deniz Baykal sadece konuşmasının sonunda Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türk milleti anlayışını bir yana bırakıp, alt-üst kimlik labirentlerine sürüklenilmesi halinde, toplumsal barışın tahrip olabileceği uyarısında bulunarak, ''Din, inanç, mezhep anlayışlarımızı ön plana çıkarırsak, tarikat, cemaat bağlılıklarımızı temel alırsak, birlik ve bütünlüğümüze, barış ve kardeşliğimize, 23 Nisan ruhuna ihanet etmiş oluruz'' dedi. TBMM'nin açılışının 87. yıldönümü dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kurulda yaptığı konuşmada Baykal, 23 Nisan 1920'de yaşananın bir başlangıç olduğunu söyledi. Baykal, bunun, tebalıktan yurttaşlığa, cemaatten topluma, teokratik zihniyetten laik anlayışa, dogmatizmden özgür düşünceye, zorbalıktan hukuka, din sömürücülüğünden dine saygı anlayışına geçişi sağlama mücadelesinin başlangıcı olduğunu belirtti. Baykal, ''23 Nisan 1920 başlangıcını, amacına ulaştırmanın ne kadar güç olacağı, 87 yıllık deneyimimizle de ortaya çıkmıştır'' diye konuştu. Cumhuriyetin, bu güçlükleri yenme mücadelesinin adı olduğunu ifade eden Baykal, 23 Nisan'ın temelinin, milli irade olduğunu, milli iradenin, bütün yurttaşların eşitliğini gerektirdiğini belirtti. Deniz Baykal, kadının erkekle, zenginin yoksulla, diplomalının diplomasızla, sivilin askerle, doğulunun batılıyla, köylünün kentliyle eşit olacağını ancak o zaman devletin, bir ırk, kan, kafatası, din, mezhep, tarikat, aşiret devleti olmayacağını belirtti. -''SİYASETİN REFERANSI...''- Din ve siyaset ayırımının, demokrasinin temeli olduğuna işaret eden Baykal, din ve siyasetin kurallarının farklı olduğunu kaydetti. Baykal, dinde iman ve teslimiyetin esas olduğunu, demokratik siyasette ikna olma ve sorgulamanın bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ''Dinde gerçek tektir ve değişmez, demokratik siyasette gerçek çoktur ve değişir. Dinde muhalefete yer yoktur, demokratik siyaset muhalefetsiz olmaz. Demokrasinin olanaklarını kullanarak dini siyasete açmaya kalkışanlar olabilir ama din ve siyaset ayırımı esas almayan hiçbir rejim demokratik kalamaz. Batı yüzlerce yıl kardeş kanı akıtarak bu gerçeği öğrenmiştir. Biz 23 Nisan'da yöneldiğimiz rejim içinde, kimsenin burnunu kanatmadan bu gerçeği yaşıyoruz.Laiklik anlayışı, devletin bütün inançlara, din, mezheplere saygı göstermesini, eşit davranması gerektirir. Bu doğrudur ama laiklik anlayışı aynı zamanda hiçbir inancın, mezhebin, dinin, devletin hukukunu, eğitimini ve yönetimini oluşturmasına izin verilmemesini de gerektirir. Siyasetin referansı, demokrasi olmaktan çıkar, inanç ve din olursa, bunun sonucu önce oluk oluk kardeş kanı, sonra da koyu ve karanlık bir otoriter rejimdir.'' -''MEYDANI BOŞ BIRAKMAMAYI...''- CHP lideri Baykal, Türkiye'de İslamiyet, laiklik ve demokrasi arasında eşsiz bir uyum olduğunu dile getirerek, bunu, ''Türkiye'nin altın üçgeni, altın sentezi, iç barış ve kalkınmanın altın anahtarı'' olarak nitelendirdi. Baykal, ''Bunu gözümüz gibi koruyup sürdürmeyi, bozmak isteyenlere meydanı boş bırakmamayı en öncelikli görev bilmeliyiz'' dedi. 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışıyla birlikte bir milli devletin kuruluşunun temelinin atıldığını anımsatan Baykal, yeni milli devletin o gün, henüz ne anayasası ne de sınırlarının belli olduğunu söyledi. Baykal, şöyle konuştu:''Türk milleti saltanatı ve hilafeti dışlayarak, kendi bağımsız devletini kurmaktadır. Devleti kuranlar, kendi etnik kimliklerini, ırk, soy, sop, din, mezhep, inanç, tarikat, cemaat bağlılıklarını aşarak, Türk milleti anlayışı etrafında kardeşçe el ele vermişlerdir. Devletimizin temelinde bu anlayış vardır. Ülke olarak barış ve istikrarımızın güvencesi, bu anlayıştır. O nedenledir ki Türk milleti anlayışını bir yana bırakır, etnik kimlik ayrıştırmasına kendimizi kaptırırsak, alt-üst kimlik labirentlerine sürüklenirsek, toplumsal barışımızın, dirlik ve düzenimizin tahrip olmasına sebep oluruz. Aynı şekilde, din, inanç, mezhep anlayışlarımızı ön plana çıkarırsak, tarikat, cemaat bağlılıklarımızı temel alırsak, devletin gücünü, yetkilerini, parasını, olanaklarını o doğrultuda kullanırsak, kurumları ve devleti, kadrolaşmanın hedefi haline getirirsek, birlik ve bütünlüğümüze, barış ve kardeşliğimize, 23 Nisan ruhuna ihanet etmiş oluruz.'' -''AYMAZLIKTIR''- Bu yanlışlıkların bazen, insan hakları, demokrasi, inanç özgürlüğü adına da yapılabileceğini belirten Baykal, bunun gerçeği değiştirmeyeceğini kaydetti. 23 Nisan'ın, milli egemenlik anlayışını kazandırdığına dikkati çeken Baykal, egemenliğin milli olmasının, hem etnik hem de dini olmaması anlamına geldiğini belirtti. Devletin daha sonraki gelişmelerinin de bu temelde yükseldiğine işaret eden Baykal, ''Cumhuriyet bu temelde gerçekleştirilmiştir. Demokrasiye, Cumhuriyet ile de pekiştirilen bu temeller üzerinden ulaşılabilmiştir'' diye konuştu. Baykal, demokrasimizin sağladığı olanakları, Cumhuriyet ve devletin, milli ve laik kimliğini ortadan kaldırmak için kullanmanın, tam bir aymazlık olduğunu söyledi. Demokrasinin, 5 yılda bir sandık başına gidip, seçilenlerin istediğini yapmasına seyirci kalmak, bir usul ve yöntemden ibaret olmadığını belirten Baykal, demokrasinin; ilkeleri, esası ve değerlerinin de bulunduğunu vurguladı. -''4 KEZ AF ÇIKARILMASI''- ''Eğer adı her türlü yolsuzluğa karışmış bir bakan, kendi hakkında 4 defa af yasasını bu Meclisten çıkarabilmişse bunun ne demokrasinin, ne milli egemenlik anlayışının gereği sayılması mümkün değildir'' diyen CHP Genel Başkanı Baykal, böyle bir uygulamanın, ne bunu yapanlara ne de Meclise şeref kazandırdığını söyledi. Başbakan, bakan ve milletvekilleriyle ilgili olarak yolsuzluk dosyalarının 5 yıldan beri TBMM'de beklediğini ifade eden Baykal, bunların bir tanesinin bile ele alınmaması, bir kişinin bile dokunulmazlığının kaldırılmamasının, demokrasi, milli irade ve hukuka saygınlığın gereği saymanın çok güç olduğunu kaydetti. -DEMOKRASİ MAKYAJI...- Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:''Sayıştay üyelerinin seçimi görevini, TBMM'nin, bütün uyarılara rağmen 15 aydır savsaklaması ne demokrasi ne hukuka, Anayasa'ya saygı anlayışıyla bağdaştırılamaz. Bir ülkede basın, yayın, medya özgürlüğünün bulunması, o ülkenin demokratik bir rejime sahip olduğunu kanıtlamaya yetmez. Ama bu özgürlüklerin bulunmaması, o ülkedeki rejimin demokratik olmadığını kanıtlamaya yeter. Son zamanlarda medyaya yönelik bir baskı ve yıldırma politikasının acımazsızca uygulandığını biliyoruz. Dün bir genel yayın yönetmeninin açıklamasından öğrendik ki Başbakanın Basın Sözcüsü, Türkiye'nin ikinci büyük gazetesinin hangi manşetle çıkacağına, hangi yazarlarının yazı yazacağına karar verebiliyor. Bu utanç verici bir tablodur. Bir demokrasi skandalıdır. Demokrasi makyajı ile gizlenmek istenen çehre bir kez daha ortaya çıkmıştır. Demokrasi, işinize geldiği sürece kullanıp, sonra bir kenara atabileceğiniz bir araç değildir.'' İLGİLİ HABER: Erdoğan'dan Baykal'a cevap
<< Önceki Haber BAYKAL yine GERDİ - Video Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER