Başbakan Erdoğan'ın, İngiltere'de yayımlanan Financial
Times gazetesinin
Türkiye muhabiri Vincent Boland'a verdiği demeç, gazetenin basılı sayısında ve internet sayfasında geniş yer aldı.
Haberinde Başbakan Erdoğan'dan "dine rağmen reformcu bir siyasetçi" diye söz eden Boland, Erdoğan'ın Türkiye'de
tartışmaların eksenini dini konulardan
ekonomik reformlara çevirmeye çalıştığını yazdı.
Başbakan Erdoğan, demecinde, üniversitelerde başörtüsü yasağının
Anayasa değişikliği çerçevesinde kaldırılması gerektiğini belirterek, başörtüsü sorununun Anayasa değişiklikleri içinde yer almasının, Türkiye'nin demokratik ve laik kurumlarını güçlendireceğini vurguladı.
Erdoğan, "Bazı kızlarımızın sırf başörtüsü takmalarına izin verilmediği için daha yüksek eğitimden yoksun kalmaları adil değildi" dedi.
Başörtüsü sorununun geçiştirilemeyecek bir siyasi sorun olduğunu belirten Başbakan, "Bir
genç kızın giydikleri yüzünden daha yüksek eğitim alma hakkı kısıtlanamaz. Bu tür problemler Batı üniversitelerinde yok, ama Türkiye'de var ve
politikacıların ilk görevinin de bu sorunu çözmek olduğuna inanıyorum" ifadesini kullandı.
Üniversitelerde
türban yasağının gevşetilmesiyle durumun 1980 askeri darbesinden önceki noktaya döndürülmüş olacağını söyleyen Erdoğan, 1982 yılından bu yana başörtüsünün üniversite kampüslerinde
yasak olduğuna dikkat çekti ve "Bizim yapmaya çalıştığımız yeni bir şey değil. Türkiye'de başörtüsüyle üniversiteye gitmek mümkündü, sonradan imkansızlaştı. Yani bu yeni bir olay değil" diye konuştu.
-TAMAMEN SİVİL BİR ANAYASA-
"Tamamen
sivil bir anayasa yapılmasının Türkiye'deki bütün siyasi kesimlerin paylaştığı
hedef olduğunu" belirten ve "Türkiye'nin son iki anayasasının darbelerin ardından yapıldığını" hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Demokratik, laik, sosyal hukuk devletini sağlayacak ve koruyacak bir anayasa istiyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan,
Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak geniş kesimleri içine alan bir tartışma ortamı yaratılmasına çalışacaklarını belirterek, Anayasa taslağının, Anayasa hukukçularından oluşan bir
heyet tarafından hazırlandığına dikkati çekti. Erdoğan, "Bu Anayasa, Türkiye'yi belli bir yöne götürecek. Bizim görevimiz de Anayasa'yı halkımızla olabildiğince geniş biçimde tartışıp danışmaktır" diye konuştu.
Gazetenin muhabiri Boland,
röportaj boyunca hep güleryüzlü olan
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın, partisinin Türkiye dışındaki sunuluşuyla ilgili olarak yaşadığı üzüntü ve hayal kırıklığını ise belirgin biçimde ortaya koyduğunu, özellikle "AK Parti'nin siyasi İslam'a dayanan kökleri olduğu ve sürekli sosyal ve dini konular etrafında politika yaptığına" dair yanlış inanışlardan çok rahatsız olduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan, "Sizin AK Parti ile ilgili olarak gazetelerinizde yazdıklarınız beni üzüyor. Özel yaşamında
dindar olan bir kişinin politikaya girme hakkı yok mu? Batı ülkelerinde bu aksine iyi bir özellik olarak görülür. Neden Türkiye'de de aynısı olmasın ki" ifadesini kullandı.
Erdoğan, partisinin "
Müslüman demokrat" diye anılmasından özellikle kaçındığını, zira bunu dinin istismarı olarak gördüğünü söyledi. Başbakan Erdoğan, AK Parti'yi "muhafazakar demokrat" olarak nitelemeyi daha uygun bulduğunu ifade etti ve "Bir partiyi sadece üyelerinin
aile yaşamlarına bakarak tasvir etmek adil değil" dedi.
-EKONOMİK REFORM PROGRAMI-
Başbakan Erdoğan'ın politik, anayasal ve sosyal değişim konusundaki radikal görüşlerinin ekonomik reform programındaki başarısına bağlı olduğunu bildiğini de yazan gazete, bu hedefin merkezinde kişi başına düşen milli gelirin 2013 yılına kadar 10 bin dolara yükseltilmesinin bulunduğu yorumuna yer verdi.
"Çok iyi bir ekonomik ilerleme sağladığımıza inanıyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, geçen AK Parti iktidarı döneminde 2,4 milyon kişiye iş olanağı yaratıldığını kaydetti.
Röportajın AK Parti'nin 50 milyon dolarlık yeni 8 katlı genel merkezinde yapıldığı belirtilen haberde, Başbakan Erdoğan'ın, röportaj boyunca, odasındaki
modern Türkiye'nin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk'ün portresi altında gayet rahat ve kendine güvenli olarak oturduğu kaydedildi.
Gazetenin muhabiri Vincent Boland, AK Parti'nin Türkiye'nin 81 ilinin 80'inden milletvekili çıkardığını da belirten Başbakan'ın, partisine verilen güçlendirilmiş yeni yetkiden gurur duyduğunun açıkça görülebildiğine dikkat çekti.
Boland, "temmuz ayındaki seçimin hükümetle asker arasında Türkiye'nin laik sistemine yönelik tehditler konusunda yaşanan tartışmalar ve ortaya atılan suçlamalar sonucunda yapıldığını" yazdı ve Başbakan Erdoğan'ın, "Kararı veren asker değil halktır" dediğini aktardı.
AA