Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin önde gelen medya, sivil toplum, iş dünyası ve cemaat liderlerini ağırladı. Çankaya'daki ikinci resepsiyondan SICAK KARELER Başkentin sıcaklığı Çankaya'daki ikinci resepsiyona da yansıdı. Herkesin gözü yıllarca aktif siyasetten tanıdıkları, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün üzerindeydi. Naif ve samimi kişiliğiyle tanınan Abdullah Bey'i "çıkanı değiştirir" denilen 'Köşk Havası' acaba etkisi altına almış mıydı? Resepsiyon öncesi 'cevabı en çok merak edilen soru' belki de buydu. ÇANKAYA'NIN GÜL'Ü Yaklaşık 20 dakika kadar süren el sıkışma seramonisi, aslında tecrübeli devlet adamının sevecen kişiliğinde bir değişiklik olmadığı sinyallerini verdi. Ardından gelen gurup halindeki sohbetlerden çıkan tablo da netti. Hayır Sayın Gül hiç değişmemişti. Türkiye'nin 1 numaralı koltuğuna oturmasına rağmen, tıpkı eskisi gibi samimi, mütevazi ve hayatın çok içindeydi. CUMHURBAŞKANI HERKESLE İLGİLENDİ Ev sahibi Cumhurbaşkanı, hemen herkesle birebir ilgilendi. Davetliler de kendisine, sanki uzun yıllar süren bir hasretin, sona ermesini kutlarcasına daha çok yaklaştı. Zaman zaman konuklarla Cumhurbaşkanı arasındaki fiziki yakınlık, yarım adım mesafesine düştü. Misafirlerin keyfine diyecek yoktu. Ama bu durum herhalde en fazla görevi Cumhurbaşkanı'nı canı pahasına korumak olan baş yaver Kurmay Albay Metin Özbek'i tedirgin ediyordu. Böylesi bir tabloya pek de alışık olmadığı halinden belli olan tecrübeli subay, gözünü Cumhurbaşkanı'nın üzerinden ayırmıyordu. Haberciler yine iş başındaydı. Acaba cumhurbaşkanı manşetlik bir çıkış yapacak mıydı? Bizim ülkede haber 'olumsuzluk' geni taşıdığı için polemik arayanların eli boş kaldı. Cumhurbaşkanı her kelimesinde dikkatli ve yapıcıydı. "Yetkileriniz kısıtlanacak rahatsız değil misiniz?" diyenlere, GEREĞİ NEYSE YAPILIR, BU BENİ RAHATSIZ ETMEZ diyordu. Herkesi, geniş katılımlı, açık, şeffaf, Türkiye'yi ileri yıllara taşıyacak bir anayasaya, 'pozitif katkıda' bulunmaya çağırıyordu. ÇANKAYA TEMSİL MAKAMI'DIR Cumhurbaşkanı sorulan sorularda, hükümetle arasını açmaya yönelik tuzaklar bulunduğunu hissetmiş olacak ki; ÖNEMLİ OLAN UYUMLU ÇALIŞMAKTIR. CUMHURBAŞKANLIĞI İCRAAT MAKAMI DEĞİLDİR. BEN TEMSİL GÖREVİMİ YAPARIM ifadesini üstüne basa basa söyledi. Bu arada Cumhurbaşkanı Gül, hem iş adamlarına hem de gazetecilere, 'dünyayı gezmeye hazır olun' sinyali verdi. Bu mesaj oradakiler içinde belki de en çok Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil'in hoşuna gitti. Zaten hep mütebessim olan yüzü, bir anda daha bir gülüverdi. Bu hal Cumhurbaşkanı'nın da gözünden kaçmadı. Kotil'e THY'nin reklamlarına ilişkin beğenisini iletti. VİZYONER OLACAĞIM dedi Cumhurbaşkanı. ATATÜRK'ÜN TARİF ETTİĞİ ÇAĞDAŞ MEDENİYET DÜZEYİNE ULAŞMAK İÇİN POZİTİF DÜŞÜNMEK LAZIM. diye de devam ettirdi sözlerini. TÜRKİYE BÖLGESİNDE GÜVENİLİR BİR ADA OLUYOR, HERKES BİZE GIPTA İLE BAKIYOR.' sözleri de yine kendisine aitti. TÜRKİYE NORMAL SEYRİNDE Sayın Genel Kurmay Başkanı'nı önümüzdeki günlerde kabul edeceğini, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ile gerektiği zaman temas edileceğini, Türkiye'nin ''Suriye- İsrail gerginliğini" hem Dışişleri, hem de Genelkurmay düzeyinde yakından takip ettiğini söyledi. 2015 EXPO İZMİR'E İş adamlarıyla görüşme esnasında ise ise Milano ile İzmir'in finale kaldığı 2015 EXPO konusuna dikkat çekti. Olimpiyatlardan daha büyük bir organizasyon, olarak nitelediği EXPO için iş adamlarına mutlaka destekleyin ikazında bulundu. Cumhurbaşkanı ayrıca Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne üyelik gibi önemli bir amacının olduğunu, o yüzden dünyanın her yerine el uzatmak zorunluluğu bulunduğunu hatırlatmayı da ihmal etmedi. Peki daha bir kaç hafta önce aktif siaysetin en hareketli zemininde dolaşan Cumhurbaşkanı geride kalan sürede Çankaya'da sıkılmış mıydı? Bu sorunun cevabı da hazırdı. NE KADAR AKTİF OLDUĞUMU GÖRÜYORSUNUZ. DAHA DİKKAT ETMEM GEREKEN KURALLARIN OLDUĞU BİR ORTAMDAYIM, SORUMLULUKLARIM DAHA FARKLI. MİLLETİ TEMSİL EDİYORSUN, MİLLETİN ŞANI, ŞEREFİNİ TEMSİL EDİYORSUN. BÜTÜN BUNLAR VAR VE BUNUN DA KURALLARI OLUYOR. SEMBOLİK DEĞERLERİMİZ VAR ORTADA. Resepsiyondan çıkanların dillerinde, Çankaya'nın kapılarının bundan böyle hem Türkiye'ye hem de dünyaya, sonuna kadar açılacağı tespitleri, yüzlerinde ise bu hoş davetten kalan tebessümler vardı.