Hematoloji Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Türker Çetin, vücudun farklı bölgelerinde ortaya çıkan mor ve kırmızı renkli döküntülerin ve kanamaların nedeninin 'trombositopeni' olarak adlandırılan kandaki trombosit sayısının azalması durumu olabileceği yönünde uyarılarda bulundu. Çetin, "Bu duruma bağlı olarak ortaya çıkan kanamaların, sakatlıklara ve hatta hayati kayıplara neden olmaması için erken tanı ve tedavi büyük önem taşır." dedi.
Hematoloji Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Türker Çetin, vücuttaki mor ve kırmızı döküntüler ile ilgili açıklamalarda bulundu. Trombositopeninin, kan hücrelerinden biri olan ve trombosit olarak adlandırılan kan pulcuklarının normalden daha az sayıda bulunması durumu olduğunu açıklayan Çetin, "Kan dolaşımına geçen trombositlerin görevi kan damarı hasar gördüğü zaman hasar gören yere yapışmak ve salgıladıkları maddelerle damarı büzüştürerek kanamanın azaltılmasını sağlamaktır. Bu tablonun nedenleri kemik iliğinde trombosit yapılamaması, kandaki trombositlerin hızla yıkılması veya harcanması ya da dalak büyümesidir." dedi.
Çetin, hastalığın en önemli belirtisi olan kanamaların ortaya çıkma çeşitleri şu şekilde açıkladı: "Mor-kırmızı deri döküntüleri, küçük kesiklerde bile uzun süreli kanama, burun kanaması, sızıntı şeklinde dişeti kanaması, uzun süren veya miktarı fazla adet kanaması, ameliyat sonrası kan nakli gerektirecek kadar fazla kanama olması, mide-bağırsak sistemi kanaması, beyin kanaması, kırmızı idrar, dışkıda kan."
KANAMALARIN NEDENİ HASTANIN KULLANDIĞI İLAÇLAR OLABİLİR
Trombositopeni tanısı hastalığının öyküsü, hastanın muayenesi ve test sonuçlarına göre konulduğunu kaydeden Çetin, hastalığın öyküsü sorgulanırken üzerinde durulması gereken noktaları şu şekilde anlattı: "Kanamaya ait belirti ve bulguların ne zaman başladığı, kanamaya yol açan bir darbeye maruz kalıp kalmadığı, hastanın kullandığı reçetesiz satılan ve bitkisel olanlar dahil tüm ilaçlar ve içecekler, kan ve trombosit nakli yapılıp yapılmadığı, AIDS riski bulunup bulunmadığıdır. Hastanın muayenesinde ciltte mor-kırmızı renkli döküntülerin ve beraberinde solukluk ve enfeksiyon bulgularının olup olmadığına bakılır. Hastalığın tanısında kullanılan başlıca testler ise; tam kan sayımı, periferik yayma ve kemik iliği incelenmesidir."
AĞIR TABLOLAR KAN NAKLİ GEREKTİREBİLİR
Çetin, tedavide amacın, kanamaların neden olabileceği sakatlık ve hayat kaybı risklerinin önlenmesi olduğunu vurguladı. Tedavinin şeklinin değişiklik gösterdiğini dikkat çeken Çetin, "Özellikle kalıtsal olan durumların önemli bir kısmı kanamaya yol açmadığından tedavi gereksinimi yoktur. Hastaların düzenli aralıklarla izlenmesi yeterlidir. İlaca bağlı trombositopenilerde ilacın kesilmesi genellikle yeterli olur. Durum ciddi ise ilaç tedavisi gerektirir, kanama varlığında kan veya trombosit nakli yapılabilir veya dalağın alınmasını önerebilir." ifadelerini kullandı.
TÜM İLAÇLAR DOKTOR KONTROLÜNDE ALINMALI
Hastalığın önlenip önlenemeyeceğinin özel nedenlere bağlı olduğunun altını çizen Çetin, birçok ilacın bu duruma neden olma potansiyeline sahip olduğundan reçetesiz satılanlar dahil tüm ilaçların kontrolünde alınması gerektiğini söyledi. Çetin, konuşmasını tavsiyede bulunarak sonlandırdı: "Geçmişte trombosit sayısını düşürdüğü bilinen ilaçlardan uzak durulmalıdır. Özellikle ağrı kesiciler başta olmak üzere trombositlerin fonksiyonunu bozarak veya sayısını azaltarak kanama riskini artıran ilaçlar kullanılmamalıdır. Ağrı kesici olarak bir ilaç alınacaksa trombosit fonksiyonlarını bozmayan ve onların sayısını azaltmayan parasetamol içerikli ilaçlar tercih edilmelidir. Alkolün aşırı alınması trombosit yapımını azaltabilir. Trombositopeni öyküsü olanlar aşırı alkol almamalıdır. Trombositopeni varsa kanama bulgu ve belirtileri konusunda uyanık olmak gerekmektedir. Bulgu veya belirtiler ortaya çıktığında bir sağlık merkezine başvurulmalıdır." CİHAN