Wesley'in kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar şu şekilde...
"ADİL BİR SONUÇ OLDU"
Öncelikle Beşiktaş ile onların sahasında oynarken zor bir maç olacağını biliyorsunuz. Bu yüzden ilk amaç deplasmanda oynadığınız karşılaşmayı kaybetmemek. Her maça başladığınızda kazanacağınız ya da puana tutunmanız gerektiğini hissedersiniz. Maça başladıktan kısa sürede oyunu domine eden tarafın biz olduğumuzu anladık. Özellikle top kazandığımız anlarda... İkinci golle beraber oyunun kilidini açtık. Biraz şansla üçüncü, dördüncü golü de bulabilirdik. Fakat Beşiktaş'ı da geri dönüşleri için tebrik etmek gerekiyor. Talisca ve Aboubakar gibi kalitesini bildiğimiz oyuncuların girmesiyle ikinci yarının daha zor geçeceğini biliyorduk. Devre arasında takım içinde 'Henüz kazanmadık. Maç bitmedi. Konsantrasyonu kaybetmemeliyiz' dedik. İkinci yarı 5-6 dakika sonra oyunu tamamen onlara verdik. Hatamız bu oldu. Bundan öğrenmemiz gereken şeyler var. Sonuca baktığımızda adil bir sonuç oldu...
"HATALARIMIZDAN DERS ALMALIYIZ"
Nasıl futbol oynayacağımızı biliyoruz. Yeteri miktarda güvenimiz de var. İyi çalışıyoruz. Nasıl çalışırsanız sahada da öyle oynuyoruz. Her maç özellikle topa sahip olma konusunda daha iyiye gidiyoruz. Aynı zamanda savunmada daha iyi olmamız gerektiğinin de farkındayız. Daha kompakt oynamalıyız. Birbirimize daha çok yardım etmeliyiz. Söylemesi kolay fakat bu hatalarımızdan ders almalıyız. Bu konularda çok çalışıyoruz ve konuşuyoruz. Baktığımız zaman ligde henüz maç kaybetmedik. Takım tüm tebrikleri hak ediyor...
"GÜZEL BİR ASİSTİ NORMAL GOLE TERCİH EDERİM"
Gol atmak benim için önemli değil. Önemli olan maçı kazanıp başarılı olmak. Hem bireysel hem de takım olarak. Güzel bir asist yapmayı normal bir gol atmaya tercih ederim. Benim yeteneğim final pasını vermek. Gol atmaya odaklanmıyorum. Kazanmaya odaklanıyorum. Bunun için de yapabileceğim her şeyi yapıyorum. Türkiye'de gol atmanın önemli olduğunun farkındayım fakat 2 asist de bir gol sayılır...
"ŞAMPİYONLUĞU İSTİYORUM"
Türk Telekom Arena'da yaptığım hat-trick sonrası topu eve götürmüştüm. Evimde yeni topları ve kupaları koyacak yer var. Bu yüzden şampiyonluğu istiyorum.
"UNUTAMADIĞIM GOLLER..."
Fenerbahçe'ye Türk Telekom Arena'da son dakikalarda attığım iki gol çok özel bir andı. Derbi ve ambiyansı düşününce bu tip maçları kazanmak çok hoş. Özellikle gol atıp kazanırsanız. İkinci olarak Juventus karşılaşması. Kar yüzünden iki güne sarkmıştı ama iki harika gün oldu. Sonda attığım gol de çok özeldi. Üçüncü olan da Beşiktaş'a Arena'da attığım gol. 1-0 öndeydik. Maçta o an zora girmişti. Gole ihtiyacımız vardı. Maçın son anlarında fileleri havalandırdım. Çok önemli bir andı.
"GALATASARAY İLE ÖZEL BİR BAĞIM VAR"
Şu ana kadar burada çok iyi vakit geçirdim. Neredeyse dört yıl oldu. Bana sadece bir yıl geçmiş gibi geliyor. Zaman çok hızlı geçti. Bu kadar hızlı geçmesi keyif aldığınızı gösterir. Burada çok kupa kazandığımdan bahsettiniz. Hepsi profesyonel kariyerim bittiğinde kendi müzemde olacak. Galatasaray ile özel bir bağım var. Bunu burada olduğum için söylemiyorum. Aynı şekilde Inter ile de özel bir bağım var çünkü Şampiyonlar Ligi'ni orada kazandım. Madrid de Hollanda dışında ilk takımımdı. Bu şekilde Ajax'a kadar gidebilirim. Onlar da beni futbolcu olarak yetiştirdi. Burada durum biraz daha değişik. Taraftarlarla bağınızı hissediyorsunuz. Bu sezon taraftarların bize güveni tekrar sağlandı. Aile gibi... Evimde durumum ne kadar iyi olursa işimde de o kadar iyi oluyor. Ailem mutlu olduğu için ben de mutluyum. Burada uzun seneler kalabilirim.
"HAVAALANINDAKİ KARŞILAMAYI ASLA UNUTMAYACAĞIM"
Taraftarlar içerideki maçlara, deplasmanda her yere bizimle geliyorlar... Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde ülke dışında oynarken. Kimi zaman tribünde bizim taraftarımız oynadığımız şehrin takımından daha fazla oluyor. Başlangıçta taraftarların özel olduğunu hissettim. Buraya geldiğimde havaalanında yaşananları asla unutmayacağım. Halen arkadaşlarımla, ailemle, eşimle o günü konuşuyorum. Çok etkileyici bir anda. Özel bir bağ kurmak için sizin de iyi performans göstermeniz gerekiyor. İlk sezon sakatlıklar ve diğer sebepler nedeniyle benim için biraz zordu. İkinci sezona iyi başladım ve iyi bitirdim. Sürekli gelişen bir süreçti. Ama ilk andan bu bağlantıyı hissetmiştim. Arena'ya ilk çıktığım ve tezahüratları duyduğum an bunu fark ettim. Maçtan sonra beni orta sahaya çağırıp üçlü çektirmeleri çok özel bir an.
"İKİMİZ DE DEĞİŞMEDİK"
Jan Olde Riekerink, altyapıda çok domine bir karakterdi. Bunu iyi anlamda söylüyorum. Bize gerçekten bir şeyler öğretmek istiyordu. Bunu da başardı. Çok ince detaylar üstünde çalışıyordu. Topa nasıl vurduğunuz, topu nasıl kontrol ettiğiniz gibi... Bir çocuk olarak bu tip yeteneklere ihtiyacınız var. Altyapıda bunu en iyi yapan isim oydu. Bu kadar yıl sonra halen bize bir şeyler öğretmeye çalışıyor. Benim değişmediğimi söylüyor. Kendisi de değişmedi. Tabii ki geçen yıllarda tecrübeleriyle daha komple bir teknik direktör oldu. Çok da iyi gidiyor. Taktik anlamda çok güçlü. Herkes kendisini seviyor.
"NEDEN OLMASIN?"
Çocuklarım ileride bir gün aynı takımda oynar mı, hatta Galatasaray'da? Bunun hayalini kuruyorum. Hatta eşimle konuşuyorum. Aralarında 10 yaş fark var ama bu mümkün. Bir de benim teknik direktörleri olduğumu düşünün? Rüya gibi olur. Çok zor bir ihtimal ama bazı şeylere inanmanız ve peşinden gitmeniz gerekiyor. Tabii onların da futbola ilgi duyması gerekiyor. Xess Xava evde sürekli topa vurmak istiyor. Babadan sonra ilk kelimesi top oldu. Ailede var. Umarım bir gün beraber top oynarlar ve ben de yedek kulübesinde olurum. Daha çok maça gelecek. Neredeyse 1 yaşında oldu. Artık bebek değil. Arena'da daha çok olacak.