SAMANYOLUHABER- Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti 2,5 milyar kişinin kullandığı anlık hesaplaşma uygulaması WhatsApp mesajlarını takip mi edecek?
Mesaj gruplarında paylaşılan bir ses kaydında torba kanun teklifi ile cep telefonu mesajlarının takip edileceği iddia edildi.
Ses kaydında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilmek üzere görüşülen kanunla WhatsApp gruplarına yönelik ciddi müeyyideler olacağı belirtilmişti.
WHATSAPP GRUP YAZIŞMALARI TAKİP EDİLECEK Mİ?
AKP Gaziantep Milletvekili ve Avrupa Birliği (AB) Bakan Yardımcısı Ali Şahin, şahsi Twitter hesabında açıklamada bulundu.
Şahin, "WhatsApp grupları ile ilgili TBMM'de kanuni düzenleme gibi dolaşan asılsız bir haber ve ses kaydı var. TBMM'de pazartesiye kadar görüşeceğimiz kanun tasarısı içinde böyle bir kanun maddesi olmadığı gibi görüşülen yasa İnfaz Kanunu'dur. İtibar edilmemeli!" ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYADAN RAHATSIZ
Ancak kanun teklifinde Twitter, Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi uygulamaların sahibi şirketler için getirilen Türkiye'de temsilci bulundurma mecburiyetinden bant genişliğinin azaltılmasına varıncaya kadar manidar maddeler yer alıyor.
Uzmanlar AKP'nin sosyal medya üzerinde tam olarak hâkimiyet kurmak istediğine işaret ediyor.
TARTIŞMALI PAKETTE HANGİ MADDELER VAR?
*Türkiye'den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye'de temsilci bulunduracak.
*Yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısının internet trafiği bant genişliği önce yüzde 50, daha sonra yüzde 95'e kadar daraltılacak.
*Sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye'deki kullanıcıların verilerini Türkiye'de barındırmak zorunda olacak.
*Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler, ile erişim engelleme veya içerik çıkarılması kararlarının uygulanmasına dair rapor bildirimi yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 1 milyon liradan 5 milyon liraya kadar para cezası verilebilecek.
*Kişiler tarafından da sosyal ağ sağlayıcılarına içerik kaldırılması ya da erişim engellenmesi başvurusu yapabilecek ve bu başvurulara, 72 saat içinde olumlu ya da olumsuz yanıt verilmek zorunda olunacak.
*Başvuruları cevapsız bırakan ağ sağlayıcılara 100 bin liradan 1 milyon liraya kadar para cezası verilebilecek.
*Hukuka aykırı olduğu mahkeme kararıyla tespit edilen içerik, sosyal ağ sağlayıcıya bildirilecek, bildirime rağmen 14 saat içinde gereğini yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcı, doğan zararların karşılanmasından sorumlu olacak.
İnternet hukuku alanında uzman olan Bilgi Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, BBC Türkçe'ye verdiği mülakatta torba kanunla getirilen düzenlemelerin kanunlaşması halinde doğurabileceği sonuçlar konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Yasa taslağındaki düzenlemeler yasalaşırsa, sosyal ağlar nasıl etkilenecek?
Taslakta sosyal ağ sağlayıcıları tanım yapılıyor. Burada tanımladıkları ve hedef olan aslında Twitter, YouTube, Facebook gibi sosyal medya platformları.
Türkiye, 2008'den beri talep ediyor, bu platformlara "Gelin burada ofis açın bizim hukukumuzu kabul edin." diyorlardı. Tabii bu kısıtlayıcı ortama kimse gelmediği için gerçekleşmedi.
TEMSİLCİ BULUNDURMA ŞARTI NE ANLAMA GELİYOR?
Şimdi bunu zorunlu kılmaya çalışıyor. Şunu diyor, "Siz burada bir temsilcinizi bildirmek zorundasınız. Eğer bildirmeseniz internet ağ trafiğinizi önce yüzde 50 sonra da yüzde 95 daraltacağız." diyor.
Bu şu anlama geliyor, kullanılamaz hale gelecek bu sosyal ağlar. Türkiye'ye gelmezlerse hem onlar (sosyal ağ sağlayıcılar) hem de kullanıcılar kaybedecek.
Gelirlerse de bir sürü sorumluluk altına giriyorlar ki, bunu kolay kolay hiçbirisi kabul etmeyecek? Kabul ederse, Türkiye'deki kullanıcıların kişisel verilerini Türkiye'de barındırmakla yükümlü olacak.
Verilerin Türkiye'de depolanması ne anlama geliyor?
Bu sosyal ağlar ağırlıklı olarak Amerikan şirketleri. Ellerindeki kullanıcı bilgileri, işte sizin e-mail adresiniz, telefon numaranız, verdiyseniz başka bilgileriniz. Bu bilgileri ABD'de tutuyorlar ve kimseyle kolay kolay paylaşmıyorlar.
Tabii Türkiye'nin yapmaya çalıştığı burada kullanıcı bilgilerine kolay biçimde ulaşmak. İşte ağırlıklı olarak muhalif hesaplar, eleştiriler yapan Türkiye'de çok sayıda anonim hesap var.
Bu hesapların kime ait olduğunu bulmak istiyor hükümet. Özellikle Covid-19 döneminde sağlık sistemine, hükûmete eleştirilerin artması sebebiyle yapılan sert eleştirilerden rahatsız ki bu eleştiriler bu platformlar üzerinden yapılıyor.
1 MİLYON TL'YE KADAR PARA CEZASI
İkincisi, vatandaşı bu sosyal medya platformları ile muhatap ediyor. 'Vatandaşlardan veya Türkiye'den gelecek taleplere 72 saat içinde cevap vermek zorundasınız' diyor. 'Eğer gereğini yerine getirmezsen sana, 100 bin liradan,1 milyon liraya kadar para cezası veririm' diyor.
'Mahkemelerden gelen kararları da hızlı uygulamak zorundasın' diyor. '24 saat içinde erişim engelleme ve içerik çıkarma kararlarını karşılamazsan doğan zararlardan sen sorumlusun' diyor.
Buradan bir şey anlaşılmıyor, ancak zaten bu platformların hukuk müşavirleri burada var. Youtube, Facebook'a sulh ceza hakimliklerinden gelen kararları tebliğ ediyorlar.
"ERİŞİM ENGELLEMELERİNİN YÜZDE 100'E ÇIKARACAKLAR"
Zaten bir muhatap varsa neden temsilci zorunluluğu isteniyor?
Asıl püf nokta şu; bu gelen kararların bir kısmını bu platformlar uyguluyor. Genellikle kendi iç kuralları çerçevesinde bir değerlendirme yapıyorlar ondan sonra kapattıkları hesap veya kaldırdıkları içerikler var.
Veya bunu yapmazlarsa 'Türkiye açısından sorun olduğunu kabul ediyoruz' diyorlar ve Türkiye'den görünmez kılıyorlar içerikleri. YouTube'da bu çok oluyor.
Mesela F.t.cü dedikleri hesaplardan veya Fethullah Gülen'in paylaştığı bazı videoları, Türkiye'den görünmez kılıyorlar. Örneğin bazı gazetecilerle ilgili erişim engelleme kararları var, Twitter bakıyor bunlar gazeteci ya da muhalif; ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü nedeniyle uygulamıyor.
Bu sosyal platformalar yıllık şeffaflık raporları yayınlıyorlar. 'Türkiye'den şu kadar talep geldi, bu kadarını karşıladık' gibi. Bu talepleri karşılama oranı şu anda çok düşük. Ancak Türkiye'de temsilci atamasıyla bu kararların uygulama oranını yüzde 100'e çekecekler. 'Yapmazsan biz de seni cezalandırırız' diyecekler.
AĞ BAĞIMSIZLIĞINA AĞIR BİR MÜDAHALE
Taslakta, yasal yükümlülük kapsamına alınan "şebekeler üstü hizmet" tanımı kimleri kapsıyor ve bu hizmeti sağlayanlar nasıl etkilenecek?
Bunlar "Over the top service" olarak nitelendiriliyor. İnternet sağlayıcılarınız, örneğin Turkcell, Vodafone veya Türksat'ın vermediği her türlü hizmet, servis, aplikasyon bu kapsama girer.
Netflix, Spotify, Telegram, YoutTbe, WhatsApp da buna girer. Bu tabii daha da geniş kapsamlı bir şey.
"Ağ bağımsızlığı" diye bir kavram var Avrupa'da. Servis sağlayıcısı veya mobil operatörlerin, bizim internete erişimle ulaşılan bu servisler arasında ayrımcılık yapmamasını gerektiriyor.
Evet, Youtube, Netflix'e giriyoruz, bu onların sistemlerini ağırlaştırıyor, bu bir mesele olabilir, fakat ağ bağımsızlığı sebebiyle bunlara müdahale etmeyeceksin. Düzenleme ağ bağımsızlığına müdahalenin yolunu açıyor.
Değişiklik kabul edilirse Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) "kamu yararı" diyerek, "Biz Telegram, Signal ya da WhatsAp'ın Türkiye'de kullanımında kamu yararı görmediğimiz için ağ bandını daraltacağız ya da engelleyeceğiz." diyebilir.
WHATSAPP YAZIŞMALARI TAKİP EDİLEBİLİR Mİ?
Hayır, bu düzenlemelerin hiçbiri içerikle ilgili değil. İçerikle ilgili zaten şikayet geliyor, vatandaş farkında değil.
Şimdi YouTube, Twitter'ı anonim kullanma şansınız var. Ama WhatsApp'ı anonim kullanma ihtimaliniz yok, zaten telefon numarası ile kullanıyorsunuz, numaranın size ait olduğu belli.
Bizim gördüğümüz çok dava var, WhatsApp'tan ekran görüntüsü almış, komşusunu şikâyet eden var, 10 kişilik grupta arkadaşını şikayet eden vatandaş var.
Dolayısıyla zaten oradan numaranın sahibini bulmak çok kolay. O nedenle WhatsApp'ın içeriğini denetlemek gibi bir durum yok. İçerik değil burada sorun, kimin kim olduğunu bulmak.
Dünya genelinde WhatsApp'ı takip etmek mümkün değil. Bu kanun çıkarsa, Türkiye talep edebilir belki, fakat WhatsApp bu şekilde içerik tutmuyor.
KULLANICILAR ÜZERİNDE NASIL ETKİLERİ OLABİLİR?
İlk aşamada bazı anonim hesaplar ortadan kalkacak. Dolayısıyla diğer insanlar da "demek ki bilgilerime daha daha kolay ulaşılacak" diyecek ve bu otosansürü tetikleyecek, kullanıcı üzerinde dondurucu etki veya korkutucu etkiye yol açacak.
'WhatsApp takip edilecek' söylentisi konusunda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, "Merak etmeyin, bizim öyle bir niyetimiz yok." demiyor. Bu da dolaylı bir baskıya dönüşüyor.