CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık, Türkiye'nin en önemli enerji tedarikçisinin Rusya olduğunu belirterek sadece petrol değil, doğal gaz ithalatının da yapıldığını söyledi. Türkiye'nin özellikle doğalgaz bağımlılığı nedeniyle elektrik ve sanayi üretiminde düşme yaşanacağına dikkat çeken Karabıyık, "Doğalgazın yüzde 56'sı Rusya'dan alınıyor. Ayrıca elektriğimizin yüzde 29'unu da doğalgaz santrallerinden sağlıyoruz. Kaldı ki büyük ihmal sebebiyle enerji arz güvenliğimiz de tehlikede." dedi. Son gelişmelerden sonra Rusya'nın çeşitli ülkelerden değişik firmaların üretimlerini Türkiye'de yaptırarak 'Made in Turkey' etiketi taşıyan mallarına farklı muamele yapmaya başladığının bilindiğini anlatan Karabıyık, şunları kaydetti: "Türkiye'ye gelerek, malını Türkiye'de ürettirecek yabancı firmaların temsilcileri de artık Made in Turkey yazılı etiketlere Rus pazarının olumsuz bakışından dolayı pazarlama kaygısı sebebiyle gelmek istemiyor. Tabi şimdilik hepsini etkilemese de dünya markalarının Türkiye'de yaklaşık 180 firma temsilcisi bulunmakta ve Türkiye'de üretim yaptırma kararları da onlara bağlı, ama son dönemde üretim taleplerinin azaldığını ve daha da azalması konusunda riskin arttığını söylemekte yarar var."
Mecliste basın toplantısı düzenleyen CHP'nin ekonomistlerinden Lale Karabıyık, Türkiye-Rusya ilişkileri sonrası yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye'nin Orta Doğu'daki çatışmalar sebebiyle ihraç pazarı kaybına uğradığını hatırlatan Karabıyık, büyümeye çalışan Türkiye ekonomisi için bunun önemli bir risk olduğuna dikkat çekti.
Türkiye'nin en önemli enerji tedarikçisinin Rusya olduğunu belirten CHP Bursa Milletvekili, Rusya'dan sadece petrol değil, doğalgaz ithalatının da yapıldığını ifade etti. "Türkiye'nin özellikle doğalgaz bağımlılığı nedeniyle elektrik ve sanayi üretiminde düşme yaşanacaktır." diyen Lale Karabıyık, "Doğalgazın yüzde 56'sı Rusya'dan alınıyor. Ayrıca elektriğimizin yüzde 29'unu da doğalgaz santrallerinden sağlıyoruz. Kaldı ki büyük ihmal sebebiyle enerji arz güvenliğimiz de tehlikede. Özellikle son 4 yılda LNG ithalatı, boşaltım tesisi ve depolama işi geciktirilmiştir. Yatırımlar kağıt üzerinde kalmıştır. Yani depolama hacmimiz yeterli değildir, herhangi bir kesintide 3 gün en fazla ihtiyaç karşılayabileceği ifade edilmektedir. Diyelimki doğalgaza çare bulundu, her ne kadar doğalgaz alımı başka ülkelere kaydırılsa da kanımca uygulanan ambargolar nedeniyle ihracata etkisi daha fazla olacaktır." diye konuştu.
Tekstilin başta giyim olmak üzere, istihdam ve ihracat katkısının çok yüksek bir sektör olduğunun altını çizen CHP'li vekil, 2014 yılında giyim sanayi ve aksesuarlarından elde edilen ihracat gelirinin 16.2 milyar dolar ve 2015 in ilk on ayında ise 12.3 milyar dolar olduğuna dikkat çekti. Aynı zamanda kayıtlı ve yüksek ücret alan işçilerin de bu sektörde önemli olduğunu anlatan Lale Karabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye aynı zamanda giyimde fason üretimin ve Türkiye'de giyim eşyası ürettiren uluslararası dev firmaların 'Made in Turkey' etiketi taşıyan mallarının üretiminin yapıldığı yer olarak da önem taşıyor. Ancak son gelişmelerden sonra Rusya'nın çeşitli ülkelerden değişik firmaların üretimlerini Türkiye'de yaptırarak Made in Turkey etiketi taşıyan mallarına farklı muamele yapmaya başladığı biliniyor, gümrük bedeli uygulaması da başlamış bulunuyor. Tabi diğer taraftan Türkiye'ye gelerek, malını Türkiye'de ürettirecek yabancı firmaların temsilcileri de artık Made in Turkey yazılı etiketlere Rus pazarının olumsuz bakışından dolayı pazarlama kaygısı sebebiyle gelmek istemiyor. Tabi şimdilik hepsini etkilemese de dünya markalarının Türkiye'de yaklaşık 180 firma temsilcisi bulunmakta ve Türkiye'de üretim yaptırma kararları da onlara bağlı, ama son dönemde üretim taleplerinin azaldığını ve daha da azalması konusunda riskin arttığını söylemekte yarar var."
Türkiye'nin bu yılın Ocak-Ekim döneminde 2.3 milyon ton yaş meyve ve sebze ihracatından yaklaşık 1.4 milyar dolar döviz girdisi sağladığının, bu rakamın yüzde 42'sinin Rusya'ya olduğunu dile getiren CHP Bursa Milletvekili, bu nedenle yaş meyve ve sebze ihracatında Rusya'nın en fazla ihracat yapılan ülke olarak ilk sırada yer aldığını kaydetti.
Sadece Akdeniz İhracatçılar Birliği'nin bile portakal ihracatının yüzde 20'si, limon ve greyfurtun yüzde 26'sı, mandalinanın yüzde 46'sınin Rusya'ya yapıldığını anlatan Lale Karabıyık, bir taraftan da tarım ürünlerinde ve gıdada net ihracatçı olmaya ve cari açığı olumlu etkilemeye çalışıldığını belirtti.
Ürünlerin ambarlarda bekletiliyor olmasının da ayrı bir sorun olduğunu ifade eden Karabıyık, şöyle konuştu: "Tabi Almanya, Irak Suudi Arabistan, İngiltere İtalya Avusturya, Hollanda, Bulgaristan, Ukrayna vb ülkeler de diğer pazar alternatifleridir; ancak kısa sürede bağlantı kurabilmek ne derece mümkün olabilir, ayrıca elde kalanların iç piyasada satışa başlaması, değişen hava şartları sebebiyle artan fiyatları iç piyasada bir miktar aşağı çekme etkisi görülebilir; ancak kısa vadede böyle bir etki görülse de sonrasında azalan talep ve artan maliyetler sebebiyle fiyatları daha yukarı çekerek enflasyona olumsuz etkisi olabilir; diğer taraftan ihracat gelirlerinde azalma yaşanacağı da zaten aşikardır. Bu Rusya için de iç açıcı bir durum değil başka ülkelerle ambargosu devam ederken yeni bir ambargo kendi iç piyasasındaki fiyatları da yukarı çekecektir. Tabi sadece Rusya'ya olan ihracatımız mı etkileniyor, hayır ithalatımız da öyle. Çünkü yıllardır yürütülen yanlış tarım politikası, daha doğrusu tarım politikasızlığı buğdayı, ayçiçeği vb ürünleri Rusya'dan ithal etmemizi gerektirdi. Şimdi ise bu nedenlerden dolayı ekmek, unlu mamüller ve sıvı yağ gibi ürünlerde fiyat artışı etkisi de bir miktar yaşanabilir."
Yaş sebze ve meyve konusunda 1 Ocak 2016'dan itibaren ambargo başlarsa yıllık kayıbın 764 milyon dolar olacağına dikkat çeken Laye Karabıyık, en önemli sorunun da şu ana kadar hükümet ve bakanlığın bu konudaki planını, olumsuz etkileri azaltmak için neler yapılabileceği konusunda bilgilendirme yapmadığını kaydetti.
Rusya ile ticari dengesinin sadece 5 milyar dolar ihracat, 25 milyar dolar ithalattan ibaret olmadığını dile getiren CHP Bursa Milletvekili, Türkiye'nin başta turizm olmak üzere bavul ticareti, taşımacılık, inşaat ve kira gelirinden yılda 20 milyar dolar kazandığının altını çizdi. 2014 sonu itibariyle ihracat dışında sayılan 8.6 milyar dolar olan bavul ticaretinin yüzde 80'i yani 6.9 milyar dolarlık kısmının Rusya'ya yapıldığını belirten Lale Karabıyık, sözlerine şöyle devam etti: "Rusya'dan Türkiye'ye yılda batılı ülkelere göre daha çok para harcayan 4.5 milyon turist geliyor ve turizmden yaklaşık 5 milyar dolar gelir sağlanıyor. Diğer taraftan yılda 14 milyar dolar gelir sağlayan ve nette 4 milyar dolar kar bırakan navlun ve taşımacılık gelirinin 1 milyar doları Rusya'dan gerçekleşiyor."
Türk inşaat şirketlerinin en büyük pazarlarından birinin de Rusya olduğunu dile getiren Prof. Dr. Lale Karabıyık, Rusya'dan yılda en az 2 milyar dolar gelir elde edildiğini, 2014 yılında Türkiye'nin yurt dışı projelerinin toplamı 27.1 milyar dolar olduğunu ve bu miktar içinde 2. sırada en büyük payı Rusya'da yapılan projelerin aldığını hatırlattı. Bu projelerin yaklaşık yüzde 15'lik bir pay olduğunu belirten CHP'li vekil ayrıca işçi gelirleri de olmak üzere Rusya'da faaliyet gösteren, Türk AVM, Türk fabrikaları ve otellerinden elde edilen temettü ve kira gelirinin de tahmini 1 milyar dolara yakın olduğunu vurguladı. Lale Karabıyık, Rusya'nın 31 Aralık 2015 sonrası için anlaşma ve sözleşmesi bulunmayan Türk vatandaşı da istihdam etmeyeceğinin altını çizdi.
CHP'li vekil açıklamasını, "Sonuç olarak toplam hesaba baktığımızda Rusya'dan elde edilen gelir 19-20 milyar dolar, Rusya'dan aldığımız gaz, kömür ve demir-çelik gibi hammaddelere ödediğimiz 21 milyar dolar. Tabi sadece bunlar değil, aslında sadece dış ticaret dengesine bile baksanız 2014 yılında Rusya'dan ithalatımız 25.3 milyar dolar olmuştu, buna karşılık ihracat gelirimiz 5.9 milyar dolar olmuştu. 2015 yılı ilk 10 ayı da önemli miktarda dış ticaret açığı bulunmakta. İşte durum böyleyken bir de ihracatın kesintiye uğraması ve gelir kayıplarının cari hesap dengesi açısından da riski büyük." sözleriyle noktaladı. CİHAN