Video: Arşiv
Hükümet tarafından nisan ayında Diyarbakır Sur için çıkarılan 6704 sayılı son torba yasa, kentsel dönüşümde İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’yi rant alanına çevirdi. 2012 yılında çıkarılan yasayla deprem riski bilimsel olarak kanıtlanmış yerler kentsel dönüşüm içine alınırken, yeni yasayla üzerindeki toplam yapı sayısının en az yüzde 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş tüm alanlar kapsam içine alındı. Torba yasayla ayrıca, riskli alan kararlarına karşı ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra dava açılabileceği maddesi eklendi.
Vatandaşın direnmesi halinde ise Kanunda, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacağı yönünde ciddi önlemler de alındı. Mimarlar Odası, vatandaşın itirazına kısıtlama getiren ve mahkeme kararlarını bypass edecek torba yasadaki düzenlemelerin iptal edilmesini istiyor.
Deprem riski yüksek alanlara dokunulmadı
Deprem riski yüksek yerlere dokunulmazken, deprem bölgesi dışındaki alanların riskli ilan edilmesine, mülk sahibi binlerce kişi tepki gösterdi. Riskli alan ilan edilen yerlerde satışların ve inşaatların durması nedeniyle mağdur olan halk, arsalarının ellerinden alınacağı korkusuyla konuyu yargıya taşıdı. İstanbul Gaziosmanpaşa, Sultangazi, Pendik ve Güngören gibi ilçelerdeki BakanlarKurulunca ilan edilen bir çok riskli alan kararı Danıştay 14. Dairesi tarafından iptal edildi ya da yürütmesi durduruldu. İptal kararlarının gerekçesi olarak vatandaşların mülkiyet hakkına saygı duyulması ve kamu yararı gözetilmesi gerektiği gösterildi.
Torba yasayla Danıştay devre dışı bırakıldı
2012 yılında çıkarılan ve kentsel dönüşüm yasası olarak bilinen 6306 sayılı Afet Riski AltındakiAlanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunda, torba yasaya konulan ek maddeyle Danıştay’ı devre dışı bırakacak ayarlamalar yapıldı. 6704 sayılı Torba Yasanın 25. Maddesiyle, üzerindeki toplam yapı sayısının en az yüzde 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlar da riskli alan sayıldı. Yani söz konusu alanların deprem riski altında olduğunu ispatlayamayan Bakanlık ve belediyeler, özellikle gecekondulaşmanın yüksek olduğu yerlerde kentsel dönüşüm yapmak için, imarlı ve ruhsatlı yapıları bile, önceden ruhsatsız oldukları gerekçesiyle riskli alan kapsamına aldı.
İtiraz sonuçlanana kadar projeler bitmiş olacak
Torba yasayla ayrıca, riskli alan kararlarına karşı ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra dava açılabileceği, bu kararın uygulanmasından sonra dava açılamayacağı şeklinde düzenleme getirildi. Buna göre hazırlanan bütün proje ve uygulamalar, riskli alan kararları Resmi Gazetede Yayımlanır yayımlanmaz fiiliyata dökülecek. Açılan davalar sonuçlanıncaya kadar da tüm projeler yapılmış olacak. Böylece, riskli alandaki sıradan vatandaşa ait yerler müteahhitlere verilirken, bölgede binası olanlar ise dava açma imkanından bile mahrum bırakılmış oldu. Vatandaşın direnmesi halinde ise Kanunda, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacağı yönünde ciddi önlemler de alınmış durumda.
Sağlam arazi risk kapsamına alındı
İstanbul’da şimdiye kadar 11 milyon metrekareden fazla alan riskli alan ilan edildi. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre 1. Deprem bölgesinde yer alan Bakırköy, Beylikdüzü, Maltepe ve Ümraniye’de riskli alan ilan edilen bir bölge bulunmazken, 2. Derece deprem bölgesinde yer alan Gaziosmanpaşa, Esenler ve Bağcılar gibi ekonomik değeri yüksek alanlarda yaklaşık 6 milyon metrekarelik alan riskli alan ilan edildi. Bu durum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca belirlenen riskli alanlar ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’nin Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı’yla ortak belirlediği riskli alanların örtüşmediğini gösteren haritalarda açıkça ortaya çıktı. Sağlam ve kayalık araziye sahip alanlar dahi riskli alan kapsamına alınarak yandaş müteahhitlerin afet yasası imkanlarından faydalanması sağlandı.
Yık-yap mantığı
TMMOB, tarafından yapılan açıklamada torba kanunla kentsel dönüşüm yasasının amacı dışına çıkarılarak Bakanlar Kurulu’nun istediği her yerde mülkiyet haklarını kısıtlayıcı riskli alan kararı alabileceği ifade edildi. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Eski Başkanı Cemal Gökçe, kentsel dönüşümde yık-yap mantığıyla hareket edildiğini söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) meclis üyesi Avukat Erhan Arslaner ise riskli alan kararının Bakanlar Kurulu tarafından alınırken somut hiçbir araştırma yapılmadığını, iptal gerekçelerinde de bunun yer aldığını belirtti.
Kaynak: Yeni Hayat Gazetesi