Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın avukatları, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iki kez verdiği hak ihlali kararlarının mahkemelerce uygulanmaması üzerine üçüncü kez yüksek mahkemeye başvurdu.
4 Ocak’ta yapılan üçüncü başvuruda AYM’nin ihlal kararını gönderdiği ve kararı uygulayacak mercii olarak belirlediği 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı tekrar Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermesine ilişkin yapıldı. Başvuruda Anayasa’nın 153. maddesinin ihlal edildiği ifade edildi.
bianet’ten Ruken Tuncel’e konuşan Atalay’ın avukatlarından Akçay Taşçı başvuruya dair “alındı” belgesinin kendilerine gönderildiğini fakat üçüncü görüşmenin takvimine dair bilgilerinin olmadığını söyledi.
Taşçı, üçüncü başvuruda işaret ettikleri noktaları şöyle anlattı:
“İkinci başvuruda Anayasa’nın 148. ve 153. maddelerinin ihlaline yönelik bir başvuruydu yani Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmamasına yönelik bir başvuru yapmıştık. Üçüncü başvuru da 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı tekrar Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermesine ilişkin yaptık.
Anayasa Mahkemesi, kararında ihlali ortadan kaldıracak mercii olarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ni belirlemişti. Ancak 13. Ağır Ceza Mahkemesi AYM’nin kararını uygulamadı ve ihlal kararına aykırı bir şekilde dosyayı tekrar Yargıtay’a gönderdi. Yani AYM kararının uygulanmamasıyla yeniden doğan bir ihlal var, biz başvurumuzda bunlara değindik ve tespit edilmesine yönelik başvuru yaptık.”
‘AYM KARARI İNFAZ HAKİMLİĞİNE DE GÖNDEREBİLİR’
Taşçı, sürecin nasıl ilerleyeceğine dair bir öngörüde bulunamadıklarını ancak AYM’nin yeniden hak ihlali kararı vermek dışında bir alternatifinin bulunmadığını söyledi.
Yeniden ihlal kararı verilmesi durumunda, kararın önceki ihlal kararlarını uygulamayan 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderileceğini söyleyen Taşçı, tahliyenin gerçekleşmesi için infaz hakimliğine de yazı gönderilebileceğini belirtti.
Ancak AYM’nin daha önce bu yönlü bir kararının olmadığını ifade eden avukat Taşçı, şöyle devam etti: “İkinci başvuruda Anayasa Mahkemesi’nden doğrudan infaz hakimliğine tahliye için karar yazmasını talep etmiştik fakat Anayasa Mahkemesi’nin daha önce vermiş olduğu böyle bir karar yok. Anayasa Mahkemesi kuruluş kanunun 50. maddesindeki prosedürü işletiyor. İhlali giderecek makamı belirliyor ve işlemi yapmasını söylüyor.
‘İHLALİ GİDERECEK MAKAMI 13. ACM BELİRLEYEMEZ’
Can Atalay durumunda bu makam 13. Ağır Mahkemesi oluyor. Mahkemenin siyasi tutumunu bir yana bırakırsak; hukuki gerekçesi bu ihlali yaratan makamın kendisi olmadığı yönünde. Bize ‘Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptığınızda tükettiğiniz son yargı makamı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ydi. Hükmü kesinleşmediği sırada vekil oldu, dolayısıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararını ihlal kararı olarak görmek zorundasınız, ihlal giderecek makam Yargıtay 3. Ceza Dairesi’dir’ diyor.
Ancak dosyayı göndermek veya ihlali giderecek makamı belirleme konusunda kendisinin bir yetkisi yok. Anayasa Mahkemesi verdiği kararlarda ihlali giderecek makamı belirleme konusunda da tek yetkili, yani ‘bu ihlali sen gidereceksin’ diyerek kararı il tarım müdürlüğüne de gönderse, il tarım bu kararı uygulamak zorunda.”
‘MAHKEMELER HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILMALI’
Avukat Taşçı, son olarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay kararlarını ortadan kaldıracak mekanizmanın işletilmesi ve Can Atalay’ın derhal serbest bırakılması gerektiğini belirtti ve “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iki ihlal kararını da uygulamayan 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Dairesi heyeti bir an önce görevden alınmalı, ayrıca haklarında adli ve idari soruşturma başlatılmalı” diye konuştu.