İlk olarak gazeteci Timur Soykan'ın duyurduğu şikayet dilekçesinin ardından, Hakimler ve Savcılar Kurulu 3 müfettiş görevlendirdi ve iddialar incelenmeye başladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da şikayet dilekçesiyle ilgili bir açıklama yaparak, "Müfettişlerimiz gerekli incelemeyi ve soruşturma çalışmalarını yaptıktan sonra da bahsedilen iddialarla ilgili bir karara yetkili makamlarımız varacaktır. Bundan hiç şüpheniz olmasın" dedi.
İsmail Uçar'ın yazısında ismi geçenlerden biri olan İstanbul Adli Yargı İlk Derece Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun da, hakkındaki iddialarla ilgili HSK'ya bir yazı gönderdi.
29 Ağustos'a kadar İstanbul Anadolu Adalet Komisyonu Başkanı olan, 31 Ağustos'ta yeni görevine atanan Altun, Uçar'ın dilekçesinin "Basına servis edilip kamuoyunda algı oluşturmak amacıyla yazıldığı aşikar olduğunu" ifade etti ve şu ifadeleri kullandı:
"İsmail Uçar, karakteri itibarıyla uyumlu çalışmaya müsait olmayan bir kişiliktir. Anadolu Adliyesi’nde 7 yıllık Komisyon Başkanlığım süresi boyunca uyumlu çalışma noktasında sürekli zorluklar göstermiştir."
Uçar'ın Adalet Komisyonu üyesi olmasına rağmen komisyon toplantılarına katılmadığını, bunun yerine bir başsavcı vekilini toplantılara gönderdiğini, kendisi katılmış gibi imza attırdığını ileri süren Altun, "Başsavcı görevi başında iken başsavcı vekili komisyon toplantılarına katılamaz. Bu durum karşısında kurum içerisinde tatsızlık olmaması ve sanki bir sorun varmış gibi görünmemesi adına konu hakkında suskun kalınmıştır" ifadelerini kullandı.
İsmail Uçar'ın İstanbul Anadolu Adliyesi'ndeki asansörün kendi odasının bulunduğu katta durmaması için düğmesini söktüğünü de iddia eden Altun, "Beni çalışanlarımıza karşı küçük düşürmüş ve hattı zatında Komisyon Başkanlığı’nın itibarını zedelemiştir. Bu hususu meslek büyüklerimize anlattığımda sabırlı olmamı telkin etmişlerdir. Bu yüzden kendisi hakkında bu husus yazılı şikâyete konu edilmemiştir" dedi.
Uçar'ın, cezaevlerinden Sorumlu Başsavcı Vekili Murat Gökşen'in, kendisini cezaevinde karşılamadığı için görevinden alarak duruşma savcısı olarak görevlendirdiğini de öne süren Bekir Altun, dilekçesinde "Adliye içerisinde gerek savcılık gerekse komisyonumuz üzerinde baskı ve korku imparatorluğunu tesis eden bizatihi kendisidir" ifadelerine yer verdi.
Altun, Uçar'ın dilekçesinde yer alan "Para karşılığında erişim engeli getirildiği, uyuşturucu şüphelilerinin ve bahis çetesi mensuplarının serbest bırakıldığı" iddialarına ilişkin ise şunları söyledi:
"İddialar, İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimi Sidar Demiroğlu'na yöneliktir. Öncelikle belirtmek isterim ki adı geçen hakimin müstemir yetki kararnamesi ile Sulh Ceza Hakimi olmasına yönelik ilk önerinin ve referansın İsmail Uçar olduğu tarafımdan öğrenilmiştir. Bu husus kurulunuz tarafından incelendiğinde görülecektir."
Demiroğlu'na bahsi geçen dosyalarla ilgili herhangi bir telkini olmadığını belirten Altun, "Basına sızdırılacağı önceden organize edilen iddialar algı operasyonunu güçlü bir biçimde yansımasına hizmet etmesi amacıyla şahsım ile dolaylı şekilde ilişkilendirilmek istenmiştir. Bu husus dilekçenin amacının tavassut ve rüşvet iddialarının araştırılmasını talep etmekten ziyade şahsımın ve şahsımın nezdinde tüm yargı camiasının şaibe altında kalmasını sağlamak amacı taşımaktadır" dedi.
Sosyal medya paylaşımlarıyla gündeme gelen Muhammet Yakut'u azmettirdiği gerekçesiyle tutuklanan Can Tanrıyar'ın dosyasını kendi ayarladığı hakimin mahkemesine düşürdüğü iddiasıyla ilgili Altun'un dilekçesindeki yanıtı şöyle oldu:
"Gerçekte dilekçe sahibi İsmail Uçar’ın kendisinin de çok iyi bildiği gibi bütün bu düzenlemeleri yapmak şahsımın yetkisini hayli aşmaktadır. Kaldı ki UYAP’a müdahale edilerek dosyanın tevzii edilmesi de mümkün değildir. Ancak organize bir biçimde aynı amaca hizmet etmek ve algı oluşturmak için bu yola tevessül edildiği gün gibi aşikardır."
HSK'ya şikayet dilekçesi yazan Uçar'ın asıl amacının yargıdaki rüşvet olaylarını ortaya çıkarmak olmadığını savunan Altun, "Evvela kişisel hezeyan, kişisel hırslar ve yıllardır içinde barındırdığı kıskançlık hisleriyle motive olan ama daha tehlikelisi başka mihrakların amacına hizmet etmek için kaleme alındığı anlaşılmaktadır" dedi.
Bekir Altun dilekçesini şöyle noktaladı:
"25 yıllık tecrübeye sahip Anadolu Başsavcısının medya ile paylaşmanın sonuçlarını öngörebilecek zekaya ve tecrübeye sahip olması gerekir. Gerçekten iddiaların araştırılması amacıyla bu dilekçe kaleme alınsaydı üslup ve tarz itibarı ile ve dilekçenin gizli tutulması sureti ile müfettiş görevlendirerek sorumlular hakkında işlem yapılması veya aklanması amaçlanabilirdi. Lakin dilekçe okunduğunda amacın daha derin bir organizasyon içerisinde öncelikle yargı camiasını ve yargı camiası nezdinde devleti yönetenlere karşı kasıtlı, planlı ve hunhar bir operasyon olduğu hususunu takdirlerinize arz ederim."