Hocaefendi Bamteli Sohbetinde iki farklı soruyu cevapladı. Türkiye'de yaşanan zulümlere dikkat çeken Hocaefendi, geçmişte de bir çok şeylerin yaşandığını ama bu devirde yapılanların onlardan kat ve kat fazla olduğunu söyledi.
'Müslümanların işleriyle, dertleriyle, sıkıntılarıyla alakadar olmayan onlardan değildir' Hadisi Şerif'ini hatırlatan Hocaefendi 'Çok iyi şeyler olacağı ümidini taşıyoruz, besliyoruz. Elhamdülillah arkadaşların çehrelerine bakınca, onların yüzlerindeki ümidi okuyunca, ben de ümitleniyorum.
Olan şeylerden dolayı üzülüyoruz tabi. Ama Cenâb-ı Hakk’ın takdiri! Dediğim gibi 27 Mayıs oldu, Haziran oldu, Temmuz oldu. Bütün gadr ayları, gadr seneleri peşi peşine cereyan etti. Her defasında sizin arkadaşlarınız, sizin gibi düşünenler gadr u efgana maruz kaldılar. Bunun da nasıl sonuçlanacağını Cenâb-ı Hak bilir, biz bilemeyiz! Nasıl bir lütf-u ilahi var bilemeyiz' dedi
Hocaefendi Alvarlı Efe Hazretleri’nin: “Dertten büyük derman mı var, bir sebeb-i gufran mı var?” buyuruyor. Burada ifade edilen dert’i, “sebeb-i gufran” olarak görmeyi nasıl anlamalıyız? sorusunu da şöyle cevapladı
O Hazret öyle diyor yani. Üstad Hazretleri de derdi alkışlıyor. Hakperestlerden bir tanesi de: “Ehl-i dert ol, ehl-i dert ol, ehl-i dert ol, ehl-i dert!” diyor. Yani çok küçük şeyleri bile zihninde büyüterek sahiplenme, onları yaşama! İşte biraz evvel olduğu gibi, aynı zamanda başkalarının derdini paylaşma, yaşama, başkaları için inleme! Bunlar insana öyle kazandırıcı şeylerdir ki; zannediyorum ibadet ü taat ile yani bütün ömür boyu hiç durmadan namaz kılsanız, onunla kazanamazsınız onu!
Cenab,ı Hak bazen böyle cebr-i lütfî ihsanlarda bulunur, bunu takdirle karşılamak lazım. “Elhamdülillah! Cenab-ı Hak bizi insan kabul buyurdu ve bize bu şeyleri verdi.” demek lazım. Mükafatını da inşallah öbür alemde görme, belki bu alemde görme imkanı olacaktır. Talip olunan şeylerin büyüklüğüne göre bazen bu türlü şeylerin büyüklüğü de mebsuten mütenasip olur.
Ne duada kusur etmeli ne de fiilî durumda yapılması gerekli olan şeyleri yapmada geri kalmalı! Her iki hususta da cansiperâne, canperverâne yapılması gerekli olan şeyleri yapmalı! Gece gündüz yalvarıp yakarmalı!
Yarlığa Allah’ım bizi de! Ötelere göç etmiş kardeşlerimizi de!