AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki akşam TRT yayınında Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’yla bir görüşme gerçekleştirdiğini ve faizin düşürülmesinin şart olduğunu söyledi.
Erdoğan ‘faiz enflasyonun sebebidir’ inadı ile ilgili canlı yayında şu ifadeleri kullandı: “Faizleri düşürmemiz şart. Temmuz ağustos buraları bulacağız ki faiz düşmeye başlasın. Faiz yükünü biz yatırımların üzerinden kaldırırsak, maliyetlerin üzerinden kaldırırsak, ondan sonra maliyet enflasyonunu tetikleyen faiz olduğu için orada da bir rahatlama dönemine girmiş olacağız. Bütün mesele maliyet enflasyonundan faiz yükünü kaldırmaktır.”
Erdoğan’ın bu değerlendirmeleri sonrası TL’deki değer kaybı dikkati çekti. Faizlerin düşürüleceği yönünde oluşan algı, TL’nin çakılmasına neden oldu. Açıklamaların ardından dolar/TL kuru 8,81 TL'ye çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Kur hızlı yükselişin ardından 8,71 TL seviyesine gerilerken, sabah saatlerinde 8,60 TL'den işlem görmeye başladı. Önceki gün 8,53 TL’den kapanan dolar/TL kuru, Erdoğan’ın ağzını açmasıyla yaklaşık 10 kuruş artarak gün içinde 8,63 TL’den işlem gördü.
ÜLKENİN DIŞ BORÇ 45 MİLYAR LİRA ARTTI
Bu 10 kuruşun ülke ekonomisine maliyeti ise milyarlarca lirayı buldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’nin toplam brüt dış borcu 450 milyar dolar. Bu borcun 194 milyar doları kamuya 256 milyar doları ise özel sektöre ait. Döviz kurundaki 10 kuruşluk artış dış borcun TL cinsinden 45 milyar lira artmasına neden oldu.
ÇİFTÇİLERİN MALİYETİ KATLANDI
Salgın yarattığı tahribat nedeniyle Uluslararası piyasalarda tarım ürünlerinin fiyatları katlanıyor. Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı ise bu fiyat artışlarından Türkiye’nin daha fazla etkilenmesine neden oluyor. Döviz kurundaki artış nedeniyle özellikle girdi maliyetlerindeki yükseliş üreticiyi mağdur ediyor. Dolardaki her artış çiftçiye gübre, mazot, zirai ilaç ve yem zammı olarak yansıyor.
Üretici maliyetlerindeki artış ise enflasyonu tehdit ediyor. Nisan ayında üretici fiyat endeksi yüzde 35’lere çıkarken enflasyon son iki yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 17’ye yükseldi. Girdi maliyetlerindeki en büyük artış ise gübrede fiyatlarına yansıyor. Gübre, yılbaşından bu yanan yüzde 40 oranında zamlandı. Dolar kurundaki en ufak bir kımıldama artık çarşı pazara yansıyor.
Dolar kurundaki artışın ardından sahneye çıkan Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, tersi yönde mesajla piyasaların ateşini düşürmeye çalıştı.
Kavcıoğlu, "piyasalardaki haklı bir gerekçeye dayanmayan erken gevşeme beklentilerinin tümüyle ortadan kalkması gerektiğini, Merkez Bankası'nın kanunla kendisine verilmiş fiyat istikrarı amacına bağlı olduğunu" söyledi. Kavcıoğlu’nun açıklamalarının ardından dolar kuru 4 kuruş geriledi.
Ani faiz indirim kriz yaratır
Erdoğan’ın açıklamalarının sürpriz olmadığını söyleyen Dr. Murat Kubilay, “Zaten Naci Ağbal’ın görevden alınması, son iki ayda Para Politikası Kurulu’nda yaşanan değişiklikler buna işaret ediyordu. Ancak kritik olan nokta bu faiz indirimin nasıl yapılacağı” dedi. Kubilay’ın değerlendirmeleri şöyle: “Enflasyonda iyileşme görülmeden ani faiz indirimi kur şoklarına neden olacaktır. Kur şoklarına ekonomi olarak alıştık aslında kritik olan daha büyük şokların meydana gelmesi… Aslında Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervinin bu şoklar için kullanılması gerekirdi ancak şimdi böyle bir rezerv de yok. Merkez Bankası fiili olarak bağımsız değil, zaten şart da değil öncelik kurumsallık. Türkiye gibi ülkelerde yeterli kurumsal yapı olmadığı için Merkez Bankası bağımsızlığı önemli oluyor. Birçok ürünün girdisi ithal olduğu için ürün fiyatlarında artış meydana gelecektir. Satın alma gücü daha da azalacak.”
NE OLMUŞTU?
Mart ayında Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından politika faizi yüzde 17’den yüzde 19’a yükseltilmişti. Kararın ardından Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alınmış yerine Eski AKP milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Şahap Kavcıoğlu atanmıştı. Ağbal’ın görev süresi boyunca dolar kuru 7,30 TL’ye Kavcıoğlu, göreve başlamasının ardından yapılan iki PPK toplantısında ise faizler yüzde 19’da sabit tutuldu. Ancak iki aylık süreçte 9 üyesi bulunan PPK’nin 4 üyesi görevden alındı.