Nisan sayısındaki Çağlayan Dergisinin kapağında bir sırlı müjde:
Yaradan’a o sebepler sadece bir perde,
Bir Kudret-i Kâhire tecellisi her yerde;
O, “Ol” deyince oluveriyor olacaklar,
Asıl harikalar harikası az ileride!...
Başyazı yine “Kendiyle Yüzleşmede “PEYGAMBER UFKU. Bu üçüncü bölümde Allah’ın Halil’i Hz. İbrahim Aleyhisselam ile torunları Hz. Yakup ve Hz. Yusuf’ların ufkundan söz ediyor ve bunun sonuna “Cenab-ı Âdil-i Mutlak, çağın mağdur ve mazlumlarını da aktif sabır helezonuyla bu ufka ulaştırsın. Âmin” duasıyla bağlıyor.
Numan Erciyes, Postacı Molekül NİTRİK OKSİT başlıklı yazısıyla, nitrik oksitin normalde zehirli bir gaz olmasına rağmen bir postacı gibi sinir, dolaşım, savunma, solunum ve üreme sistemlerinin normal çalışmasında mühim vazifeler eda ettiğini anlatıyor.
Prof. Şerif Ali Tekelan “TELEFON VE İNTERNET KULLANIMI” başlıklı yazısında, kullanımda, arama zamanına dikkatle, vakit israfına girmeme hususunda, görüşülen insanların zamanlarını çalmama meselesi de, kabalık ve saygısızlığa düşmeme konusunda önemli uyarılarda bulunuyor.
“Böcekler Âleminden TEFEKKÜR VESİLELERİ” başlıklı yazısında Prof. Dr. Atıf Yorulmaz, yorulma bilmeyen gayretleriyle önümüze çok güzel ibret vesileleri ve vesikaları sergiliyor. Edebiyattaki tezat sanatının güzelliklerine benzer şekilde canlılar âlemindeki enteresan tezadî güzellikleri bir ibret vesilesi olarak takdim ediyor.
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi ile dergiye “Binlerce Yıla Yeten Ümit” münâcâtı ve “Gir Mağmum Dünyama” naatı ile kendi ziyasını ve boyasını çalmıştır.
“Mevlâna Hâlid Bağdadî’nin Bazı Keşifleri” başlıklı yazı ile, Üstad Bediüzzaman’dan yüz sene önce gelen müceddit Hâlid Bağdadî Hazretlerinin tanıtımı yapılıp, kendisinden sonra gelecek zât ile ilgili ilginç keşfiyatı halifelerinden İsmet Efendinin divanından aktarılarak günümüze taşınmıştır. Büyük velilerin kerametlerinin de bir isbatı mahiyetindeki bu divan ve yazı, kaderin varlığının da bir delilidir.
Fatih Bera Aslan’ın “Karıncalar Yollarını Nasıl Buluyorlar?” başlıklı araştırma yazısı, Kur’an’da sözü edilen karıncalar hakkında bazı enteresan sırları ortaya koyuyor: Birincisi, insan gözünde BİR MERCEK var. Çöl karıncalarında ise BİN MERCEK var. Ayrıca karıncalar yuvalarından çıkarak bir yere giderken adımlarını saymaktadırlar.
Muhammed Fethullah Gülen bu sayıda da “Kalbin Zümrüt Tepeleri” ne ek olarak yazdığı “Âbid, Zâhid, Âşık” başlıklı yazılarına bir üçüncüsünü de ilave etmiştir. Bazı cümleleri aktaracak olursak: “Âbidin değişik seviyelerdeki ibadeti zühd ile taçlandırıldığında aşk-ı Rabbânî istikametinde bir adım atılmış olur. (…) Her zâhid tam âşık değildir ama o, düz âbide göre aşk ufkuna daha yakın kabul edilir. (…) İşte aşkın âşığı olan bu duru gönüller, ‘Ev ednâ’ mertebesinin hülyalarıyla oturur kalkar ve zilliyet planında, Hz. Rehber-i Ekmel’in aşk ve iştiyakı gölgesinde ‘Hû’ ile sabahlar, ‘Hû’ ile akşamlarlar. İçten içe yanar dururlar ama ağyara da dert yanmazlar; yanmaz ve şu mülahazayla meşbu yaşarlar:
“Aşıkam dersin belâ-i aşktan âh eyleme,
Âh edip ağyarı âhından âgâh eyleme.” (Fuzulî)
Nuh Yılmaz, “İlk Element Hidrojen” yazısında 118 elemanlı periyadik tablonun 1 numarası ve en hafif olan hidrojen elementin hidrojenin vicdanlı ellerde insanlara faydalarını, zâlimlerin ellerinde insanlığa belâ oluşunu anlatmaktadır. Yazıda, hidrojenin sudaki rolü, güneş ve diğer yıldızlardaki fonksiyonu ve hidrojenin pek çok işte oynadığı rolleri de izah ediliyor.
“İfk Hâdisesini Yeniden Okumak” başlıklı yazısında Selim Koç, Hz. Yusuf Aleyhisselama atılan iftirayı ve Hz. Âişe validemiz için söylenenleri ele alarak günümüze atıflarda bulunmaktadır. Nasıl o iki masum bütün sinsiliklere, yakıştırmalara karşı Cenab-ı Hakka sonsuz itimadla dimdik durmuşlar, korkmamışlar, telaşa kapılmamışlarsa, günümüz mağdur ve mazlumlarının bunlardan ders çıkarması ve müteselli olması gerekir. Nur Suresinde İfk hadisesi için “Siz o iftirayı kendi hakkınızda şer sanmayın, bilakis o sizin için hayırlıdır.” (24/11) buyuruluyor.
Yunus Emirhanlı, bizlere İmam Cafer es-Sâdık’ın (r.a.) bilmediğimiz yönleri üzerinde malumatlar verdiği bu sayıdaki yazısında o mübarek Hazretimizi güzelce tanıtıyor.
Selim Gül, “Uzlaşma Ahlakı” başlıklı yazısında uyum ve uzlaşmanın önemini başta Sahabe Efendilerimizden misaller getirerek anlatıyor. Ayrıca münazara üslubumuzun da nasıl olması gerektiğini anlatıyor.
Yusuf Turan’ın “Yeter ki Tebessüm Et” şiiri yine bu sayıda da dergimize ayrı renk katıyor.
Çağlayan Dergisi bu sayısında da güzelliklerle çağlayıp durmakta… Başkalarına da anlatarak onun mübarek dairesini genişletmek için himmet ve gayretlerde bulunalım.