Çamurlu Muhacir’den

Abdullah Aymaz

Abdullah Aymaz

03 Eki 2023 10:15
  • Süreyya Yayınları, Yusuf  Fırat Galip’in  “Çamurlu Muhacir’den Kısa  Öyküler”  kitabını neşretti…
    Okuduğum sayfalarda renk renk misallerle fabrika ayarlarına dönmemizin hasreti var…  Adanmış ruhların gönlü tok prototipleri… Tabanı  da tavanı da mübarek bir Hizmetin güzel insanları… Hizmetten başka ailesi olmayan yetim ve öksüzlerin derin ümitleri…  Birbirinden habersizlerin kabul olmuş duaları…  Ali Ulvî Kurucu Ağabeyin pırıl pırıl  Hizmet gençlerini görünce,”Siz benim kabul olmuş dualarım!..”  dediği gibi, Avrupa’ya ilk gelenlerin kabul olmuş duaları…  Diğergâmlar…  Bilhassa hapisanede bile “Hizmet her yerde diyerek, burada Allah, Peygamber bilmeyenlere biraz da birşeyler anlatabilmem için cezaevi günlerimin uzamasını istiyorum” diyenler…  Hani bir zamanlar, Kur’an öğretiyor diye ikide birde üç dört ay ceza ile hapse atılan bir Risale-i Nur talebesine kızan Hâkimin kâtibeye “Yaz kızım, bir sene hapis!..” deyince onun “Eyidir Hakim Bey, eyidir!..”  demesine sinirlenen hâkimin “Yanlış duydun galiba; üç-dört ay değil;  tam bir sene!”  deyince de “Evet eyidir, Hakim Bey” der. Onun  “Neresi iyi  bunun?”  demesine karşılık mübarek şâkirdin:  “Atıyorsunuz  hapse, mahkumlara  Kur’an öğretmeye başlıyorum, tam okumaya başlayacakları zaman zaman doluyor. Dışarı çıkıyorum. Emeklerim hep boşa gidiyordu. Şimdi bir sene olunca, işte çok güzel Kur’an öğretme fırsatı!..  Onun için ‘Eyidir’ diyorum” diyor.  Bunu duyunca iyice sinirlenen Hakim, kâtibeye “Kızım o yazdığın kararı yırt çöpe at!” diyor. Sonra şakirde dönüp “Siz içerde de dışarda da belâsınız. Defol git!..  Bir daha seni gözüm görmesin!..”  diye gürlüyor ya, işte tam onun gibi mübarekler var…  O mağdur ve mazlumların kaldıkları kamplarda, İslamiyeti seçen yabancılar var…
    Büyüğümüzün, Yağmur dergisinin neşrine karar verdiğimiz de söylediği:  “Biz çağımızı seslendireceğiz!..”  sözü… Bazılarımızın “Meşhur falanca yazarları da yazdırsak”  isteklerine “Onları biz severiz ve takdir ederiz ama bu mesele, Hizmetin içinde yaşayarak, ruhunda hissedeceklerini yazacakları gerçek olaylar  olsun.” Mealinde bir karşılığı olmuştu. Çünkü bunlar ileride belgesellerin, filim ve dizilerin de ilham kaynakları olacak inşaallah.
    Senaristlerin, hayal hazinelerinden kurguladıkları şeyler yerine gerçek hikayelerin tesirleri ve rehberlikleri elbette farklı olacaktır. “Çamurlu Muhacirler”  kitabında bu yaşanmış gerçekler görülüyor.
    Benim yaşlanmış gözlerim yoruluncaya kadar bu kısa hikayeleri okumaya devam etti. Onlarda Harun Tokak arkadaşımızdan da dinlediğimiz “çay zoom” hikayelerine benzerlerine de rastladım…
    Kitabın kırkıncı, elli sekizinci, seksen altıncı, yüz on beşinci ve yüz yirmi üçüncü sayfalarında anlatılan kabul olmuş dualar çok dikkatimi çekti.
    Doksan dördüncü sayfada anlatılanlarla Hz. Enes bin Nadr yiğidinin yoldaşlığı çok enteresan geldi. Hz. Hamza’nın himayeleri ile ilgili Büyüğümüzden dinlediğimiz gerçek olaylar vardı ama bu da başka bir inayetti…
    Yüz yirmi üçüncü sayfada anlatılan Mekke fethiyle ilgili teşbih de yabana atılacak bir şey olmasa gerek… Yani Mekke’den Medine’ye hicret edemeyenler aktif sabır içinde öyle güzel gergefler nakşetmişlerdi ki, Medine’den dönüp gelen ve Ka’be’de namaz kılmaya nail olanlara büyük bir zemin hazırlamışlardı ya…
    Yusuf Fırat Galip kardeşimizi tebrik eder, yeni eserler vermesi için gayretlerini devam ettirmesini temenni ederiz. Malum olduğu üzere,  Büyüğümüzü dediği gibi eli kalem tutanların çağlarını seslendirmeleri gerekiyor. Onu en iyi sizler yazabilirsiniz…

    03 Eki 2023 10:15
    YAZARIN SON YAZILARI