Bir iz düşüm torundan
Şerefli büyük dede Cedd-i Emcede hitap:
Hitap ki,
Pek çok kitap,
Edemez istiab.
Âb ki Âbı-kevser,
Âbı hayat.
Ey güzeller güzeli
Sevgili!
Gel bir kere daha misafirimiz ol!
Yeniden kur tahtını sinelerimize,
Buyur bize buyura bildiğin her şeyi
Ne olur ne olur!
Gel kov gönüllerimizdeki karanlıkları,
Duyur bütün benliğimize ruhunun ilhamlarını.
Göster bize ya Rasulallah!
Yeniden diriliş yollarını.
Gel ve dağıt her gün biraz daha
Azgınlaşan şu zulmetleri,
Güneşlere taç giydiren ışığınla!
Ve söndürüver herkesi
Güneş inleten zülüm
Ve adaletsizlik ateşlerini.
Gel ve çözüver
Her şekliyle kine,
Nefrete ve düşmanlığa kilitlenmiş
Şu zavallı ruhların boyunlarındaki zincirleri!
Dikkat edelim,
Asıl zavallılar
Zalimler gaddarlar ve kindarlar.
Coştur sinelerimizi
Muhabbetle, hoşgörüyle!
Sineler ki,
Sevgiye, merhamete, şefkate
Hasret gitmekte.
Gel ve buluştur
Ruhlarımızı
Aklın aydınlığıyla!
Gönüllerimizi de
Mantık ve muhakeme enginliğiyle.
Ve kurtar bizi kopukluklardan
Kendi içimizdeki.
Ya Resulallah!
Sen gidince,
Kimimiz, başladı
Akla takılıp
Düz yollarda
Yolsuzluk yaşamaya.
Kimimiz de
Saldı kendini
Bir kısım gönül Hülyalarına
Ve oyalandı kaldı değişik vehim ve kuruntularla.
Öyle ki,
Ne aklını dilini anlayabildik
Ne de dalabildik.
Kalbi ve Ruhi hayatın derinliklerine
Ne olur acı bize ya Nebiyallah!
Biz aklı ihmal edip
Girdik kanına dünyanın.
Hem de tavır alıp kalbe,
Bütün bütün
Görmezlikten geldik
Kendi derinliklerimizi.
Ey ayı, güneşi karanlık gecelerimizin;
Ey biricik rehberi
Yolda kalmışların
Bizceleyin!
Sen bizler gibi
Bir kere doğmadın sadece.
Evet, zamanın her parçası
Senin için doğum vakti;
Dolunay gibi.
Gönüllerimize gelince,
Mütevazi birer doğuş yerin.
Bir çağrıdır
Bizim perişaniyetimiz
Sana ya Resulallah!
Sinelerimiz seniyyetül veda…
Ne olur artık
Ağlayan gönüllerimize
Acı da gel ve doğ canlarımıza
Yaradan aşkına!
Bizi yalnız bırakma;
Yalnız bırakıp da
Ruhlarımızı
Sensizlik ateşine yakma.
Ne ilim ne irfanımız var,
Ne hayır ve taate mecalimiz;
Günah ve isyanımız diz boyu.
Sana sunacağımız
Armağanımıza gelince,
Kayda değmez bir sermaye
Ölçüsünde bile değil.
Bugüne dek
Bırakmadık
Aşındırmadık eşik,
Çalmadık kapı.
Ey güzeller güzeli!
Gözlerimiz görmese de
Mest etti
Gözlerimizi,
Doğuşunun emareleri.
Mest etti,
Tadın, lezzetin, kokun
Daha şimdiden hepimizi…
Gel ve arkana al bizi
Yeniden!
Al ki,
Vursun ışığın ruhlarımıza.
Mesajın nur,
Düşüncen nur,
Ufkun nur;
Her yanınla pür nursun.
Aç yüzündeki Nikabını!
Cihanlar dolsun nurla,
Duyulsun her yanında nâmın.
Sallallahu aleyhi vesellem
Âmin yarabbi, âmin!