Hz. Yusuf'un işine baktığı gibi

Abdullah Aymaz

Abdullah Aymaz

26 Ara 2023 11:04
  • Yusuf Suresinin ince ince işleyip önümüze serdiği üzere, Hz. Yusuf Aleyhisselamın, hapisteki ve dışarıdaki müşterilerine hâl diliyle ve kâl diliyle güzellikleri sergilediği gibi; hem de Haydar-ı Kerrâr Hz. Ali Efendimizin döne döne iç düşman nefisle ve dış düşmanlarla  mücadele ettiği gibi; Hizmetin yiğit erleri de Harmandalı oynar gibi hem döne döne hem de dizlerini arza vura vura ayağa kalkıp Cevşen ve Celcelûtiye ile besledikleri güçlü kalb ve gönülleriyle, her gün yepyeni ve taptaze enerjileriyle işlerine bakar, yeni müşterilere mânevî emtialarını arzetmeye çalışırlar. Evet kalb, takvâ, ihlas ve îsâr  hasletleriyle bezenince, Yaradan’ın tahtı olarak buhur buhur güzellikleri tüttürüp etrafa yayar. Onun câzibesi pek yüksek olur.
    Kalb devam takallübüyle halden hale geçtiği; kudsî hadis-i şerifin ifadesiyle  “iki  parmağının arasında”  olduğundan dolayı, bazı insanların sabah mümin akşam inkârcı veya sabah kafir akşam mümin olması söz konusu olduğu için Cenab-ı Hakktan kalbimizin devamlı iman üzere sabit olmasını dilememiz, iştiyakla istememiz gerekiyor.
    “İmanınızı devamlı ‘Lâ ilahe illallah’  diyerek yenileyip tazeleyin”  buyuran Nebevî ikazı unutmamamız icabediyor.
    “Kalbin Zümrüt Tepeleri”nde M. Fethullah  Gülen Hocaefendi diyor ki: “Kalb, iki yönü öyle nurânî bir cevherdir ki, bir yönüyle devamlı ruhlar âlemine, diğer yönüyle de cisimler âlemine bakar. Cisim, şer’î ölçülerin birleştiriciliğinde ruhun emrine girmişse, kalb, ruhlar âlemi yoluyla aldığı feyizleri bedene ve cisme taşır; orada da huzur ve itminan esintileri meydana getirir.”
    “İnsanî mülkün melekûtu sayılan kalb, Kâbe’den  daha şerefli görülmüş ve Zât-ı Hak adına bütün kainatların ifade edebileceği yüce gerçeği beyanda biricik hatip kabul edilmiştir.
    “Kalb, düşünce sıhhati tasavvur sıhhati ve ruh sıhhati, hatta beden sıhhati için âdetâ bir kale gibidir. İnsanın maddî, mânevî duyguları bu kaleye sığınır ve korunmuş olurlar. Bu açıdan insan için bu kadar önemli olan kalbin karantinaya ve gözetilmeye ihtiyacı vardır. Zira kalb, yaralanınca tedavisi çok güç ve ölünce de hayata döndürülmesi çok zor bir lâtifedir. Kur’an bize: ‘Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalblerimizi kaydırma…’  ( l-i İmran 3/8) duasını öğütlemekte, Efendimiz (S.A.S.) de sabah-akşam el açıp hem de defalarca: ‘Allahım!  Ey kalbleri, evirip çeviren!..  Kalbimi dininle sabitleyip perçinle!’  (Tirmizi)  tazarrunda bulunmakla bu çok önemli korunma ve karantinaya hatırlatmaktadır.”
    “Sure-i Yusuf’un sıddık kahramanı, mübarek ismine izafe edilen sürede tam beş defa İHS N  EHLİ  olarak zikredilir ki, bu yer-gök, dost-düşman, Yaratan-yaratılan herkesin, onun yakîn, muhâsebe ve murakabesine şehadeti demektir.”
    “Yusuf (a.s.)  henüz genç bir tomurcukken, Allah onun  “İHS N  ŞUURU”na dikkati çeker ve ‘İşte Biz ehl-i ihsânı böyle mükâfaatlandırırız’ (12-22) buyurur. Hapisanede, şakî-said herkes onun düşünce ufkundaki derinliği, duruluğu ve ledünnîliği sezince, onu merci kabul eder, ona koşar, ona inanır, ona bağlanır ve ‘Haydi bize te’vil-i ehadisi bildir; bildir ki, Seni ihsan şuuru ile serfiraz görüyoruz.’  (12/36)  der, problemlerini ona arz ederler.. girdiği her imtihanı başarıyla bitirmiş, dost-düşman herkesin sinesine taht kurmuş bu babayiğidi, Allah bir kez de dünya karşısında tavrını değiştirmemesiyle takdir buyurur ve ‘Rahmetinizi dilediğinize nasip kılar ve ihsan şuuruna erenlerin ecrini zâyi etmeyiz.’  (12/56)  der ve İlâhî teminatını ihtarda bulunur.. o güne kadar kalbleri her zaman, ona karşı kıskançlıkla atan kardeşleri, gün gelip de haset atmosferinden sıyrılabildiklerinde ‘Doğrusu, biz seni, ihsanla bütünleşmiş kimselerden görüyoruz’  (12/78)  diyerek ona, kapalı da olsa tarziyede bulunur ve sadâkatini  itiraf ederler.
    “Ve, nihayet Hz. Yusuf (a.s.)  olgunlaşmış, itminana ulaşmış bir insan olarak, bunca şâhidin yanında, mazhar bulunduğu İlahî lütuflara bir de kendi şehâdet eder ve ‘Doğrusu kim Allah’tan korkar, takva dairesinde yaşar ve her çeşidiyle sabrı temsil edebilirse, Allah da, böylesine İHS NA  ERMİŞLERİN  ecrini zâyi  etmez’  (12/90) der, tahdis-i nimette bulunur.”
    Medrese-i Yusufiyeler olan cezaevleri Yusuflarımız için inzivâ, riyazat evlerine dönmüştür. Oralardan diplomalarını alanlar bir temhîs ve tasfiyeden geçtikten sonra, çok üst seviyelerden Hizmet edeceklerdir inşaallah…. Kendilerini bu zulüm ve işkencelere  maruz bırakanlara  da Allah onlara “Le kad âserekallahü aleynâ”  (Kardeşleri Yusufa  ‘Vallahi de tallahi de Allah seni bize üstün kılmıştır.’ dediler.)  (12/91) dedirecektir inşaallah

    26 Ara 2023 11:04
    YAZARIN SON YAZILARI