Kaderin değirmeni çok yavaş

Abdullah Aymaz

Abdullah Aymaz

19 Tem 2022 08:24
  • Isparta Eğirdir’de Şeyh Mustafa diye birisi vardı. Asıl ismi Aziz Üstündü… Biraz meczub ama önceden haber verdiği haberlerle halk içinde saygı duyulan bir zât. Prof. Dr. Şerif Mardin’in de kitabında bahsettiği gibi Albay Hulusî Yahyagil’i Bediüzzaman Hazretlerinin yanına Barla’ya götüren kişi… O Ceberut döneminde bir binbaşı halkın içinde bu zâta ağır hakaretlerde bulunup itibarını sıfırlamaya çalışıyor. Hak bu durumu Aziz Üstün’ün oğlu Halil Üstün’e söylüyorlar. Halil Üstün Bey modern elma yetiştirme sistemini ülkemize getiren kişi. Hatta bu yüzden Isparta-Konya yolunda Eğirdir Gölü’nün kenarına Heykelini diktiler. Babasına yapılanları duyunca yanına gidip “Baba bu haddini bilmeyen kişiyi mahkemeye verelim. Ben bir dilekçe hazırlayayım, sen de imzala…” diyor. O da diyor ki: “Oğlum ben zaten dilekçeyi, verilecek gerçek makama verdim. Sen üzülme… Boş ver!” Birkaç gün içinde bu zâlim hiçbir sebep görülmezken ölüp gidiyor. Hanımı da cenazesinin başında “Ben sana söyledim… Sen git bu mübarek zattan özür dile… Hakkını helâl ettir. Belki başına bir şey gelir, dedim ama beni dinlemedi!..”  diye ağlıyor…


    On Altıncı Mektub’un Üçüncü Noktasında Üstad Hazretleri diyor ki: “İki sene evvel benim hakkımda bir müdür, sebepsiz, gıyabımda, tezyifkârâne hakaretli sözler söylemişti. Sonra bana söylediler. Bir saat kadar Eski Said damarıyla müteessir oldum. Sonra Cenab-ı Hakk’ın rahmetiyle şöyle bir hakikat kalbe geldi, sıkıntıyı izâle edip o adamı da bana helâl ettirdi.  Madem hakikat budur, kalbim istirahat etti. ‘Artık ben işimi Allah’a havâle ediyorum. Zira Allah kullarını pek iyi görmektedir.’ (Mümin Suresi, 40/44) dedim. O vâkıâyı olmamış saydım, unuttum. Fakat maatteessüf sonra anlaşıldı ki, Kur’an onu helâl etmemiş.”


    12 Eylül 1980’den bir sene önce M. Fethullah Gülen Hocaefendi İzmir-Bornova’da Cuma vaazında cemaate bilhassa Ege Üniversitesi’nde okuyan gençle çağımızla yüzleşme hesabına teknik ve teknolojiye yönlendirme gayesiyle sözler söylüyordu. Cenab-ı Hakk’ın iki ayrı kanunundan bahisle, Kelâm sıfatından gelen dini kanunlar olduğu gibi Allah’ın irade sıfatından gelen fenni kanunlar da bulunduğunu bunlara dînî tabirle şeriat-ı tekvîniye ve şeriat-ı fıtriye denildiğini, şimdiki teknik ve teknolojinin bunlarla ilgili olduğunu anlatıyor. Fakat o sırada subaylardan birisinin cenazesini o camiye getirmişler. Dışarıdan hopörlerden şeriat kelimesini duyan bir paşa, cenaze namazından sonra gidip Hocaefendiyi, üniversite gençliğine şeriat  propagandası yapıyor diye mahkemeye veriyor. Bir müddet sonra konuşmayı inceleyen Mahkeme Heyeti beraat veriyor. Ama bu paşa 12 Eylül İhtilali sonrası İzmir Bölgesi Sıkıyönetim Başkanı olunca, bütün duvarlara teröristler ile beraber Hocaefendi’nin de fotoğraflarını astırıyor. Dünyayı başına dar etmek istiyor. Ama büyük bir trafik kazası geçirince yine en çok üzülenlerin arasında biz yine Hocaefendiyi görüyoruz.


    12 Mart 1971 darbesinden sonra cinayet işleyen teröristler mahkemelerde hesap verirken terör ile hiç alakası olmayan sulhun temsilcisi muhabbet fedailerini toplayıp hapse attılar. Sırf kitap okudukları, beraber Kur’an tefsirleri mütalaa ve müzakere ettikleri için altışar ay, birer sene, üçer sene ceza verdiler. Bunlardan birisinin köyüne giden kazanın Jandarma komutanı o arkadaşımız hakkında çok çirkin sözler, iftiralar ve hakaretlerde bulunuyor. Arkadaşımızı çok iyi bilen ve çok yakından  tanıyan dost ve akrabaları gerçeğin farkında olup dişlerini gıcırdatsalar da ellerinden bir şey gelmez. Kendi kendilerine son derece üzülüyorlar…


    Oradan, komutan, içki arkadaşı olan birisinin yanına kafa çekmeye gider. Orada iyice sarhoş olduktan sonra birbirlerine girerler. O arkadaşı eline aldığı bir demirle gözüne vurur ve onu kör eder. Yani bir gün geçmeden belasını bulur. Aylar sonra olup bitenleri eş-dost bütün olanları arkadaşımıza anlatırlar… Evet kaderin değirmeni çok ağır ve yavaş  yavaş döner ama ince ince öğütür. Evet kader âdildir. İnsanlar yani mağdurlar hiçbir şey yapmasalar da kader adâletini göstererek zâlim ve gaddarların teker teker haklarından gelir. Ama bazı cezalar âhirete kalır… 

    19 Tem 2022 08:24
    YAZARIN SON YAZILARI