Muhâl-i  Kemirircesine  Demirleri Kemirenler

Abdullah Aymaz

Abdullah Aymaz

04 Oca 2022 11:49
  • Basiret sahibi bir arkadaşımız perşembeyi cumaya bağlayan gece gördüğü rüyayı yazıp göndermiş: “Büyük oğlum kendisini tehdit eden ve mahkeme süresince de tehditlerine devam eden  bir kişiyi savcılığa şikayette bulunmuştu. Bu kişi Hizmet’ten pek çok arkadaşımızı da Konsolosluğa gammazlamıştı. Konuyla ilgili Ahmet Beyle bir görüşme yapmıştık. Saat 00’da yatsı namazını kıldıktan sonra uyuya kalmışım. O gece rüyamda, verilen tavsiyeye uygun olarak, bir ağabeyimiz ‘Hizmetimizin bütün kurumlarının etrafını ÇELİK  DUVARLARLA  ÇEVİRELİM’  diyor. Ahmet Bey de bize ‘Siz buranın KORUCULARI olacaksınız; burayı iyi koruyun’  diyor. Biz de TAMAM diyoruz. 
    “Bütün HİZMET  KURUMLARININ  hepsi böyle ÇELİK DUVARLAR ile çevrili iken birden Hizmetimize musallat olan politik bir grupla karşılaşıyoruz. Biz onları süpürge ile süpürerek binalarımızdan atıyoruz. Neticede Ahmet Bey, ‘Siz yine buraların korumasına devam edin’ diyor.
    “Bu arada bizim küçük oğlan koşarak yanıma gelip  ‘Baba, koş, gel’ diyor. Benim büyük oğlan da koşup geliyor. Bakıyoruz o çelikten koruma şeyleri önceden hizmetin televizyon gazetesinde çalışmış şimdi karşı tarafa geçmiş kişiler kemiriyorlar. (Net şekilde gördüğüm kişilerin isimleri mahfuz)  Oğlum ‘Bunlara engel olalım’ diyor. Ben de ‘Ahmet Abi, nerdesin? Sana ihtiyacımız var. Politik saldırganlar uzaklaştı ama şimdi bunlar  başladı. Bunlar Hizmetimizin kurumlarını, çelikten koruyucularını yıkmaya ve dişleriyle kemirmeye başladılar!  Bir yandan koşuyorum ve onlarla mücadele ediyorum. Bu arada çok tanıdık sîmâlar, orada gözüme çarpıyor. Fakat onların gözleri farklı bir şekilde oluyor. Sanki değişik bir boyuttular. Saçlarını tutuyorum, saçları ellerimde kalıyor. Onlara  “Ben size gösteririm” diyerek yerden raptiyeli bir sopa buluyorum. İlk önce uyarı yapmak için demire vuruyorum: ‘Hizmetin kurumlarını bırakın. Demirlerini kemirmeyin. Sizlere karşı güç kullanmak istemiyoruz; gidin…’  diyorum. Ama zombi gibi olmuşlar; anlamıyorlar. Ben bu arada demire vururken bir cam kırılıyor. Onlar hâlâ, Hizmetin demirlerini  kemirmeye devam ediyorlar.  Sağa sola koşturuyor ve  ‘Ahmet Abi nerdesin?  Bunlar bir türlü uzaklaşıp gitmiyorlar… Bana yardımcı ol’ diyorum. 
    “Sonra dikkatle bakınca görüyorum ki, Hizmet kurumlarımızın koruma altına alındığı yerler ve müesseselerimiz gökyüzünde böyle asıl bir vaziyette…  Ayakları da çelik demirlerle yeryüzünde…
    “Fakat dünyanın yuvarlak şekline göre bir VAH ’ya benziyorlar. Daha doğrusu vahadan daha güzel bir yerde bulunuyorlar.
    “Ahmet abi ile bir başka kardeşimiz orada namaz kılıyorlar…. ‘Ahmet Abi, diyorum ben bunlarla mücadele ediyorum. Bana yardımcı ol’ diye medet istiyorum. Ama o ellerini açmış samimî bir şekilde DUA  EDİYOR. Tekrar  bakıyorum, bu müesseselerimizin etrafı çelikten…. Bir kısmı yukarıda bir kısmı da yeryüzüne bağlı olarak dünyanın üstünde bir yerde bulunuyor.
    “Ahmet Abiye yine  ‘Abi yetiş…  Bunlar bizim kurumlarımıza zarar verecekler. Sen bir çare söyle…  Ne yapalım?’  diyorum. ‘Bunları korumamız gerekmiyor mu?’  diye soruyorum. 
    “Ama Ahmet Abi vakur bir şekilde kafasını sallayarak, samimi biçimde DUA  etmeye devam ediyor. Son bir defa daha sözlerimi tekrarlıyorum. Fakat o, DUA  etmeye devam ediyor. Bu arada uyanmışım… Saat 02:47”
    Allah’ın sâdık kullarının Kitap ve Sünnet üzerine temellerini attıkları bu Hizmet, Allah’ın Habîbi Efendimizin (S.A.S.)  “Lâ tezâlü tâifetün min ümmeti…”  diye müjdesini verdiği bir iman ve Kur’an hizmetidir ve hadis-i şerifin işaretiyle KIYAMETE   AYARLIDIR…  Şahıslara zarar verilse bile, onu bitirmeye çalışmak MUHALİ  KEMİRMEK  DEMEKTİR… 

    04 Oca 2022 11:49
    YAZARIN SON YAZILARI