İslamiyet ve Diğer Dinler üzerine çalışan, Kur’an, İncil, Tevrat ve Zebur’da ortak noktalar üzerinde araştırma yapan bir arkadaşımız, bir hahamın mektubunu bana gönderdi. Ben de kendilerinden izin alarak Haham Allen S. Maller’in bu mektubunu sizlere takdim ediyorum. Diyor ki:
“60 yılı aşkın bir süredir bir Reform Hahamı olarak, bana hiç kimse tarafından Hz.Muhammed ile ilgili Yahudiliğin görüşleri sorulmadığı halde; yüzlerce insan (% 98'i Hristiyan) bana Hz. İsa Hakkında Yahudiliğin görüşlerini sormuştur. Pek çok dindar Hristiyan, Hz.İsa nın bir Yahudi olmasına rağmen Yahudilerin ona inanmamasını, aslen Yahudi olmayan Hristiyanların ise Hz.İsa’yı Tanrı'nın Oğlu ve Yahudilerin Mesihi kabul etmeleri tarihi bir gerçek olarak görmektedirler. Pek çok Hristiyan, ancak günümüzde bu sayı çok olmasa da, bütün Yahudilerin Hristiyanlığa dönmelerini dört gözle bekliyorlar, en azından Hz.İsa'nın İkinci Gelişi ile bunun olacağını düşünüyorlar.
“Müslüman ülkelerindeki Yahudiler, hiçbir zaman böyle bir inceleme altında değillerdi. Orta Çağlarda Hz.İsa hakkında Yahudilerin ifadeleri ile Hristiyan ifadeleri birbirine ters düşerken, Hz. Muhammed hakkında çok az Yahudi İfadelerine rastlamaktayız. Bunun sebebi, Müslüman ülkelerinde Yahudiler -Müslümanlar arasındaki polemikler, Hristiyan dünyasında Hristiyan-Yahudi polemiklerinden çok daha az olmasındandır.
“Konu ile ilgili daha ileri bilgiler vermeden önce , Hz. Muhammed ile ilgili kendi görüşlerimi ilişkilendirmem gerekiyor, böylece bir Reform Hahamı olarak Yahudiliğe nasıl baktığımı tam olarak anlayabilirsiniz. Hz. Muhammed'in kendisi Arabistan'da İslam'ı yaydığı 7. yüzyılda, Yahudilerin çoğu Arabistan ve Ortadoğu'da yaşamaktaydı ve Ortodoks Yahudileriydi. Medine Yahudileri Hz.Muhammed'in Peygamber öğretilerine daha açık olsalardı ya da Mekke'deki Siyasi Yapı farklı olsaydı, Reform Yahudiliği 13 yüzyıl önce Arabistan'da başlamış olurdu, oysa ki iki yüzyıl önce Orta Avrupa'da yeni başladı.
Siyer yazarı İbn-i İshak, Uhud Savaşında Hz.Muhammed (sas) safında savaşan bir Haham’dan bahsetmektedir: Haham Mukhayrik. Kendisi 3 büyük Yahudi kabilesi ile yakınlığı olan Thalaba kabilesinden. Kendi dedeleri yüzyıllardır Medine'de yaşamış ve 19 Mart 625 yılında Uhud Savaşının yapıldığı cumartesi günü Sahabelerin yanında savaşarak vefat etmiştir. Kendisi gerek kendi kabilesini gerekse de Medine'deki Yahudi cemaatini Uhud Savaşında Hz.Muhammed (sas) safında savaşmaya çağırırken görüyoruz. Yahudi Cemaatinin erkekleri onun bu çağrısına: “Ama bugün cumartesi, yani Şabat günü (On emirde dinlenme günü, savaşılması ve ticaretin haram olduğu gündür) , Mekkeliler biz yahudilere saldırmaz, onların derdi Müslümanlar ile“ demişlerdi. Bunun üzerine Haham Mukhayrik, kendisinin Savaşa katılacağını şayet kendisi Savaşta vefat ederse, tüm malvarlığını Hz.Muhammed(sas)’e miras bıraktığını açıkladı. Kendisi Savaşa katıldı, ağır yaralandı ve vefat etti. Hz.Muhammed(sas)'in, “Yahudilerin en iyisi vefat etti.” iltifatına mazhar oldu ve Haham Mukhayrik’in bıraktığı mirası Medine'deki fakir çocuklara dağıttı. Savaşın Haram olduğu Şabat günü, bir Hahamın savaşa dahil olması, bende Haham Mukhayrik‘in Hz.Muhammed'i bir Allah'ın elçisi/peygamber kabul ettiğini düşündürmektedir. Diğer türlü katılmaması gerekirdi. Çünkü Tevrat’ta Allah şöyle demektedir : Rabbin senin için aranızdan, kardeşlerinden benim gibi (Hz.Musa) bir peygamber çıkaracak; onu dinleyeceksin;(Tesniye 18:9-15)
İhtimal Haham Mukhayrik tevratın bu Ayetinde Hz. Muhammed (sas) görmüştü.
“Bugün dünyadaki 13 milyon Yahudi'den çoğunluğu gerek İsrail'de ve gerekse de dünyanın diğer ülkelerinde artık Ortodoks Yahudisi değil. 6 milyon Yahudi'nin yaşadığı ABD ve Kanada'daki Ortodoks olmayan Yahudilerin çoğunluğu Reform Hareketindedir. Reform Yahudiliği neredeyse 200 yıl önce modernize ve liberalleştirici bir yaklaşım ile‚ ‘Aslına dönüş’e başladı.
“Ben bir Reform Hahamıyım ve İslam'ı ilk kez Kudüs'teki İbrani Üniversitesi'nde ve daha sonra resmi olarak bir üniversitede (UCLA) öğrencilik döneminde ilgimi çekti. İslam öğrenimime 60 yılı aşkın bir süredir devam ediyorum, Akademik olarak başladığım bu öğrenimim Teolog olarak dönüş yapma durumunda. Bir süredir kendimi bir Reform Hahamı ve bir ‘Müslüman Yahudisi’ olarak görüyorum.
“Aslında ben bir ‚‘Müslüman Yahudisiyim’, yani Hz. İbrahim, Hz. İshak ve Hz.Yakup'un Rablerinin Rızasına boyun eğen ‘Sadık bir Yahudi'yim’, ve bir Reform Hahamıyım. Bir Haham olarak, Allah’ın Hz.İbrahim ile yaptığı Sözleşmeye sadığım (ki, Hz.İbrahim Hanif Müslümandır) ve Allah’ın Sina Dağı'nda İsrail halkıyla yaptığı antlaşma ve emirlere bağlıyım. Ayrıca Kur'anın bir prensibi olan şu Ayete katılıyorum : “Leküm dînüküm ve liye dînî” (İbranicede lanu dinu valakha dinkha'da) ‘Sizin dininiz size, benim dinim bana’ (Kur'an-ı Kerim 109: 6)
“Bir Reform Haham olarak şuna inanıyorum ; Yahudi manevi liderleri Zamanın sosyal ve tarihsel koşulları değiştikçe ve geliştikçe Yahudi geleneğini değiştirmeleri gerekmektedir. Ayrıca, Hahamların Yahudileri daha dindar hale getirebilmeleri için , Yahudiliğin yaşanabilir olması ve pratik yaşamı zorlaştıracak yasakları genişletmemesi gerektiğine inanıyorum.
“Bunlar aslında, Hz.Muhammed'in 14 yüzyıl önce öğrettiği, ancak bizim 19. yüzyılın başlarında Reform Yahudiliğinin yükselişinden öğrendiğimiz birçok dersten ikisi. Birçok yönden, Kuran'da ve Hz.Muhammed’in hadis ve ifadelerinde Ortodoks Yahudiliği ve İnancı hakkındaki vurguları ancak 12-13 yüzyıl sonra görmekteyiz. .Bu çerçevede, Hz. Muhammed'i bir “Reformist Yahudiliğin Peygamberi” olarak ifade edebilirim."
Bize diyaloglar konusunda nereden nereye, demek düşüyor!