Ezberlediklerimi unutuyorum, ne tavsiye edersiniz?

Ali Demirel

Ali Demirel

10 May 2019 10:45

  • Bir okurumuzun sorusu:

    “Abi, yaklaşık altı aydır dil çalışıyorum. Ancak ezberlediğim kelimeleri çabuk unutuyorum. Aynı şekilde geçenlerde Kur’an ezberlerimin bazılarını da unuttuğumu fark ettim. Neler tavsiye edersiniz?”

    Öncelikle şunu ifade edelim ki unutma, her insanın maruz kaldığı insanî bir haldir.  Bu husus tecrübeyle sabit olduğu gibi ayet ve hadislerle de vurgulanmıştır. (Tâhâ, 20/115; Buhari, Salat, 189) 

    İnsan kelimesi ile nisyanın aynı kökten gelmesi dikkate değer bir husustur. Bu sebeple unutma fitrîdir ama bi dereceye kadar tabi.

    İmam Şafi (r.a.) gibi ilim ve irfanı asırlara taşmış, günümüze kadar uzanmış pek çok kıymetli şahsiyet de kendi büyüklüğü nispetinde unutkanlıktan şikayetçi olmuşlardır. Kaleme almış olduğu bir şiirde hocası Vekî’b. Cer¬rah’a şöyle der İmam Şafi Hazretleri:

    “Vekî'e hâfızamın zayıflığını şikâyet etmiştim de; 
    bana, günahtan uzak durmamı tavsiye etti 
    İlmin ilâhi nurlardan bir nur olduğunu,  
    O nurun günahkâr olana verilmeyeceğini söyledi.”

    Peki ne yapmalı? 

    Mana büyüklerimizin eserlerine göz attığımızda konu ile ilgili bazı tavsiyelerle karşılaş¬mamız mümkündür. Ancak günümüz uzmanlık alanlarının gelişimi nispetinde bu konunun ilahiyat araştırmalarına sınırlandırılmaması, psikolog, pedagog, hekim hatta sosyolog vb. uzmanların rehberliği ile yeni değer¬lendirmelere tabi tutulmalıdır. 

    Zira unutkan¬lık soru sahibinin de içinde olduğu pek çok insanın sandığı gibi sadece ma¬nevi bir illet olmayabilir. Beynin düzenli ve sağlıklı çalışmasını engelle¬yen, yerine göre beyin hücrelerine ulaşan gıda kifa¬yetsizliği, yaşamış ol¬duğu coğraf¬yada şahit olduğu olayların ruhunda bıraktığı tesir, hele son yıllarda yaşadığımız stres, belki üzüntü, yorgunluk, uykusuzluk vb. daha birçok sebep ilgili uzmanlar tara¬fından araştırılmalı, bu yönlü tedaviye gidilmelidir. 

    1. Günahlardan uzak durulmalı

    Bizim konu ile ilgili tavsiyelerimiz şunlar olabilir:
    Kur’an-ı Kerim’de nisyan şeytana nispet edilmiştir. Kehf suresi 24. ayette Cenab-ı Hak, “Unuttuğun takdirde Allah’ı zik¬ret” buyurmakta¬dır. Buradan anlaşılıyor ki unutkanlığın tedavisi Allah’a sığınmak O’ndan yardım talep etmektir. 

    Hafızayı körelten sebeplerin başında günahlar gelir. Günah bir virüs gibi sirayet eder. Bunlar içinde de belki en tehlikeli olanı şehevî hisleri te¬tikleyen günahlardır. 

    Konuyla ilgili Peygamber Efendimiz (s.a.s.), “Nazar, şeytanın zehirli oklarından bir oktur” sözü ile Hz. Ali (r.a)’a “Bakışın (kasıt olmadığından) ilki senin ama ikincisi aleyhi¬nedir” sözü çok anlamlı olsa gerektir. 

    Günümüz bohem hayat ve anlayışı ile basın, televizyon ve internet gibi teknoloji imkânları vasıtasıyla istendi¬ğinde ulaşımı çok kolay hale gelmiş bu tür tehlikeler karşısında mü¬mine düşen azami sabır, azami sebat, azami irade ve dua dua Cenab-ı Hakk’tan inayet olsa gerekir.

    2. Zihni meşgul eden boş şeyler terk edilmeli

    Başlıkta bahsi edilen boş şeylere dini literatürde “malayaniyat” diyoruz. Kişiyi söz, fiil, nazar ve fikir olarak ilgilendirmeyen her şey malayanidir, yani boştur. 

    Sadece davranış ve sözde değil, baktığımız, düşündüğümüz, hayal ettiğimiz şeylerde konusunda da dikkatli olunmalı. Zira meşgul olan zihin, meşgul olunması gereken asli vazifelerinden o nispette uzaklaşmış olur.

    Malayaniyi, İslam’ın insana getirdiği mesuliyet telakkisi çerçevesinde anlamak daha uygundur. Kalp, dil, göz, kulak, akıl, hayal gibi bütün organlarının amellerinden hesaba çekilecek olan insanın, bu hesapta terazisinin sevap kefesine girmeyecek şeylerden kaçınması gerekir. 

    3. Hafızayı kuvvetli tutacak okuma, ezber ve tekrar gibi eksersizlerde bulunma

    Zihinsel egzersizlerin hafızayı canlı tuttuğu uzmanlar tarafından dillendi¬rilen gerçeklerden biridir. Konuyla ilgili belki de en güzel yol Kur’an ezberlemek olsa gerek. 

    Allah’ın kelamı ile beslenmiş olan beynin hücreleri başka misafire kapısını aralamayacaktır. Bu şekilde yapılan eksersizler beyni devamlı canlı ve zinde tutacaktır. 

    Bunun öte¬sinde milli ve dini şiir ezberleri, yerine göre can alıcı nesir ör¬nekleri ile vecizelerin ezberleri yapılabilir. 

    Hangi duaları okuyabilirim?

    Unutkanlığın giderilmesi, hafızanın güçlendirilmesi adına mana büyükleri kendi tecrübeleri ışığında bazı tavsiyelerde bulunmuşlardır:

    1. Sabah namazından sonra güneş doğmadan bir bardak suya 786 defa “Besmele” okunarak içilir. Buna 7-11 veya 21 gün devam edilir.

    2. Bir bardak suya “Eûzü-Besmele” ile beraber Kalem Suresinin ilk beş ayeti okunur ve içirilir.

    3. Her gün A’lâ ve Burûc sureleri okunabilir

    4. Her ezberlenen şeyden sonra, “Elhamdülillâhillezî müzekkiri’l-hayra ve fâilihi. Allahümme enfi’nî bimâ allemtenî ve allimnî mâ yenfeunî.” duası okunabilir.

    5. Her gün yirmi defa, “Sübhâne yâ Rabbe külle şey’in ve vârisuhû ve râzikuhû” duası okunabilir...

    Bunların dışında bol bol istiğfarda bulunulması ve Cenab-ı Hakk’a unut¬kanlık illetinden kurtulmak için dua edilmesi tavsiye edilir. 


    BİR SORU-BİR CEVAP

    Hayallerimizi nasıl kontrol altına alabiliriz?

    Geçen haftaki yazımızla ilgili bir okurumuz düşüncelerini paylaştı bizimle. Faydalı bulduğumuz bu maili sizinle de paylaşmak istiyoruz. 

    3 Mayıs tarihli yazınızı okudum. Haddim olmayarak kısa bir ek öneride bulunmak istiyorum. Kısaca “Hayallerimizi kontrol altına almak” da diyebiliriz buna.

    Birçok günahın ilk aşaması hayaldir. Bu nedenle gözümüze bir haram iliştiğinde veya kulağımıza bir haram söz veya melodi ulaştığı veya hayalimize bir kötü sahne atıldığı daha o ilk anda, hemen gözümüzü, kulağımızı, hayalimizi korumalı, bize ulaşan bu ilk sinyali bertaraf etmeli, irâdi olarak devam ettirmemeli, hayâlimizde işletmemeli ve hemen ardından da euzü besmele çekerek Rabbimize sığınmalıyız. 

    Aslında bu çok kolay ve aynı zamanda çok güçlü ve basit adım, bizi sâhil-i selamette tutar. Yoksa hayaller hayalleri doğurur, sonra hisler gâlip gelir, akıl devreden çıkar ve günaha doğru yelken açılır ve bir şairin dediği gibi, “İsyan deryasına yelken açmışım, kenara çıkmaya koymuyor beni” deriz. 

    Dil, istiğfara alıştırılmalı

    Halbuki çok az bir efor ve gayretle, bize verilen cüz-i irâdeyi hayır yönünde kullanıp, hayalimizi kontrol altına alıp fırtınalı bir denize açılmasına izin vermeyerek Rabbimizin yardımıyla hep nezih, tatlı, gönlü ve kalbi okşayan serin meltemlerin estiği mavi koylarda dolaşarak sahil-i selâmete ulaşabiliriz. 

    Aslında dilimizi istiğfara alıştırmak, sürekli istiğfarla meşgul olup duyu ve duygularımızı korumaya almak da, kötü hayal, düşünce ve davranışlardan uzak durmamızı kolaylaştırır. 

    Ve tabii ki mümkün mertebe bize Allah’ı hatırlatacak arkadaş ve kardeşlerimiz ile birlikte bulunma ve sürekli hayır yolunda projeden projeye koşmak da bizi koruyacaktır inşallah...

    TWİTTER : @aliihsandemirel



    10 May 2019 10:45
    YAZARIN SON YAZILARI