93, Sivas'ın anlattıkları

Ali Emir Pakkan

Ali Emir Pakkan

30 Haz 2017 16:29
  • Tarih 2 Temmuz 1993, Sivas’tan acı haber geldi. İnsanlar diri diri yakılmıştı. 3 gün sonra (5 Temmuz) Erzincan kana bulandı. Aslında 93’ün tamamında kan ve gözyaşı vardı. Bugünkü gibi ülke ‘ya kaos ya istikrar’ ikileminde bırakılmıştı! 

    1993, terör eylemlerinin, faili meçhul cinayetlerin, etnik, dini ve ideolojik toplumsal kamplaşmaları oluşturma çabalarının en yoğun olduğu bir yıl olarak tarihe geçti. Bingöl’de 33 erin şehit edilmesi, Sivas’ta Alevi-Sünni çatışmasını körüklemek için Madımak Oteli’nin yakılması, hemen ardından Başbağlar katliamı, birkaç ay sonra Erzurum Yavi’de 38 vatandaşımızın silahla taranarak öldürülmesi ve Çiçekli katliamı kapsamlı bir planın parçalarıydı. Bu eylemlerin zamanlaması dikkate alındığında terörle mücadelede silah dışındaki yolların arandığı dönemde meydana gelen olaylar olduğu görülecektir. Yavi ve Çiçekli katliamlarından sonra demokratik çözüm arayışları tamamen bitirildi. Güvenlikçi politikalar uygulamaya girdi.

    2 Temmuz 1993’ta Tansu Çiller tarafından kurulan koalisyon hükümeti daha güvenoyu almadan Sivas’ta Madımak Oteli ateşe verildi. Sünni-Alevi ayrışmasını körükleyen Sivas olayları 28 Şubat sürecine gidişin bir kilometre taşıydı… 35 sanatçı ve gazeteci öldü, 40 kişi yaralandı. Otopsilerde, bazı kişilerin dumandan zehirlenerek, bazılarının ateşli silahlarla vurularak öldürüldüğü tespit edildi.

    TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na açıklamalarda bulunan dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, olayın önceden hazırlanmış bir senaryonun hayata geçirilmek istenmesinden ibaret olduğunu söyleyecekti. Vali, olayların önlenmesi için askerî garnizondan yardım istediğini ancak gerekli yardımı alamadığını, İçişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü, Genelkurmay Başkanı ile görüştükten sonra askerî takviye geldiğini ancak bu takviyenin de yeterli olmadığını ve ihtiyaç ölçüsünde zamanında yeterli müdahalede bulunulamadığını ifade etti.

    2 Temmuz Sivas katliamını araştıran Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) gelen bir istihbarat raporunda ise, 93'teki terör eylemlerinin terörle mücadele yöntemlerini nasıl değiştirdiği anlatılıyordu:

    "23 Mayıs 1993’te Bingöl-Elazığ karayolu kesilerek tezkere almış 33 silahsız askerin şehit edildiği olaydan sonra terörle mücadelede gayrinizami harp düzenine geçildi, iç güvenlik harekatı konsepti temelinde özel kuvvetler komutanlığı devreye sokuldu, Doğu ve Güneydoğu illerinde olağanüstü halin ilan edildi, koruculuk sistemi kuruldu.

    Başbakan Tansu Çiller, Yavi katliamından iki hafta önce 10 Ekim’de Avrupa Konseyi toplantısı için gittiği Viyana’da terörü çözmek için silah dışında arayışları olduğunu belirtmiş ve “İspanya tecrübesinden (Bask modeli) biz de yararlanacağız.” demişti. Başbakan Çiller, Yavi katliamından sonra ise; 27 Ekim’de “Ya bitecek, ya bitecek!” açıklamasını yapmıştı. Yavi ve Çiçekli katiamlarından sonra, demokratik çözüm arayışları tamamen sona erdirildi."

    1993 yılında ülkeyi güvenlik politikalarına mahkum eden olayları hatırlayalım:

    24 Ocak 1993: Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu öldürüldü. Ankara’da düzenlenen cenaze töreninde ‘Kahrolsun şeriat, Türkiye İran olmayacak!’ sloganları atıldı. Laik-anti laik kutuplaşması derinleştirildi.

    17 Şubat: jandarma teşkilatı içinde kurulan JİTEM’e karşı olduğu öne sürülen Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis şüpheli bir uçak kazası sonucu hayatını kaybetti.

    17 Nisan: 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal görevi başında şüpheli şekilde öldü.

    2 Temmuz: Sivas’ta 37 aydın, Madımak otelinin ateşe verilmesi ile öldürüldü.

    5 Temmuz: Erzincan’ın Başbağlar köyünde 33 vatandaşımız katledildi. Bu olay Türkiye’de Sünni-Alevi çatışması meydana getirmeye yönelik planlı bir eylem olarak değerlendirildi. Başbağlar faili diye gözaltına alınanlar bir süre sonra salıverildi. Bugüne kadar hiçbir fail yakalanamadı.

    4 Ağustos: Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Kavakbaşı ve Yenidoğan köyleri arasında yol kesen teröristler minibüsü taradı, 15 kişi öldü 13 kişi yaralandı.

    23 Ağustos: Iğdır Sultantopu Karakolu’na yapılan baskında 14 asker şehit düştü.

    24 Ağustos: Batman Gercüş Ayranlı mevkii baskınında çok sayıda vatandaş öldürüldü.

    4 Eylül: Batman’da yapılan saldırı sonucunda DEP milletvekili Mehmet Sincar ile il yönetim kurulu üyesi Metin Özdemir öldürüldü.

    25 Eylül: Van Kanalga Karakolu basıldı, 12 asker şehit oldu.

    2 Ekim: Kahramanmaraş Elbistan’ta PKK otobüs taradı, 10 kişi öldü.

    4 Ekim: Siirt’in Daltepe köyünde kadın ve çocukların da bulunduğu 23 kişi öldürüldü.

    22 Ekim: Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın, bölük komutanlığı binası önünde uğradığı suikast sonucu şehit düştü.

    22 Ekim: Siirt’in Derince mezrasında çoğu çocuk 22 kişi öldürüldü.

    25 Ekim 1993: Yavi’de 38 vatandaşımız katledildi.

    30 Ekim 1993’de Pasinler’in Çiçekli köyünde 6 kişi öldürüldü. 

    Son bir kaç yıldır ülkede özellikle her seçim öncesi artış gösteren terör eylemlerini, toplumun kutuplaştırmasını, OHAL ve otoriter rejim kurma çabalarını 1993'e bakarak değerlendirmek gerekir. O yılların güvenlik bürokratları ve derin devlet unsurlarının da görev başında olduğunu unutmadan...

    Ali Emir Pakkan
    @AliEmirPakkan
    30 Haz 2017 16:29
    YAZARIN SON YAZILARI