Saddam'ın, Kaddafi'nin, Stalin ve Hitler'in adetiydi düşmanın yakınlarını da cezalandırmak!
Bütün diktatörler muhaliflerini böyle yok etmeye çalıştılar! Uzun süredir de bir Türkiye gerçeği, 'birine akraba olma suçu'.
Örneğin Fethullah Gülen'in bütün akrabaları gözaltında! Hatta onun adını veya soyadını taşıyanlar bile!
En son sosyal medyadan öğrendik...
Genç bir kız...
Fatma Nur Gülen.
Sırf soyadı Gülen olduğu için aylardır hücrede tutuluyor.
Hiç bir avukat davayı almaya cesaret edemiyor.
Ortada dava konusu olacak suç unsuru da yok.
Gülen'e akraba olmak yetiyor!
Oysa evrensel hukuk kuralı...
Bizim (askıdaki) anayasa ve kanunlarımızda da var.
Suçun şahsiliği esastır!
Suç kişiseldir.
Suçu işleyenden başkasını cezalandıramazsınız!
Aile bireylerinin işlediği suçtan dolayı, diğer bireylerden herhangi birisi suçlanamaz!
Kabile devletlerinde bile bu hukuk ilkelerini bulabilirsiniz.
Demokratik ülkelerden bu tür insan hakları ihlallerine tepkiler var. Türkiye'nin medeni dünyadan koptuğu konuşuluyor. En ciddi ve en itibarlı gazetelerde çıkan analizlerde, Ankara yönetiminin adı, başta sıraladığım diktatörler ile anılıyor.
Ama şu işe bakın ki; ülkede bu hukuk cinayetleri derin bir sessizlikle izleniyor!
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Barolar ve hukuk fakülteleri engizisyon uygulamalarını hiç görmüyor!
Basın tek satırla insan hakları ihlallerine değinmiyor.
Muhalefet, bazen gündeme getirse de çoğunlukla zulme kör, sağır ve dilsiz...
Kendilerine dokunmadığı sürece sorun görmüyor...
Kimse soramıyor; Gülen'e veya herhangi birine akraba olma suç olabilir mi?
Ne kadar daha bu hukuk faciaları sürecek?
Zulme imza atan, destekleyen ve sessiz kalanlar çocuklarının yüzüne nasıl bakacak? Ülkeye demokrasi ve hukuk döndüğünde toplum içine nasıl çıkacaklar?
Tam yazı bitti. Adana'dan bir haber düştü önümüze. Çoğunluğu öğrenci 25 kişi gözaltına alınmış! Suçları tutuklu yakını olmakmış!
Şu ramazan günü ne diyelim; Kelimeler aciz. Sizi Allah'a havale ediyoruz...