Kara propagandaya karşı ne yapılabilir? Anti propaganda mı? Hayır! Yılmadan bıkmadan gerçekler aranacak ve onlar seslendirilecek. Kara propagandanın bolca kullandığı “Bylock”ta olduğu gibi.
Bylock uygulaması kitlesel tutuklamalar için delil kabul ediliyordu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir davada bylock kullanmanın tek başına delil olamayacağına hükmetti.
Ardından Bylock listelerinin nasıl hazırlandığı ile ilgili bir itiraf geldi. Hukukçu, eski CHP milletvekili Hüseyin Aygün, Twitter hesabından (22 Ağustos 2021) şu paylaşımlarla bulundu. Aynen alıyorum:
-“AİHM'in dün açıkladığı Bylock Kararı (Tekin Akgün 19699/18 nolu dosya) vesilesiyle size 15 Temmuz'dan sonra yaşadığım bir olayı anlatayım... 15 Temmuz'da Türkiye'nin her yerinde her meslekten insanlar toplu halde halde, "telefonunda bylock çıktığı" iddiasıyla tutuklanıyorlardı..
-Tutuklananların kahir ekseriyeti, "bylock kullanmadım, bylock'u hayatımda duymadım" diyor, ancak seslerini hiç kimse duymuyordu. 15 Temmuz'dan bir kaç ay sonra, Sincan'da tutuklu 2 polis görüşmek için beni aradı. Yanlarına gittim, "bylcok listeleri"ni hazırlayan ekiptenmişler.
- Bana şunu söylediler: "Her sabah 'Bylock Listeleri' geliyor, biz bunları düzenliyor, savcılık ve diğer makamlara sunuyorduk… Sonra bu listede olmayan ama 'Eklenecekler Listesi' gelmeye başladı.
Bunları da bylock kullananlar içine ekledik ve ilgili mercilere göndermeye başladık..
-Bu 'Eklenecekler' gerçekte Bylock kullanmayan ama tutuklanmaları istenen kişilerdi.. Bu işi yaparken yanlış olduğunun farkındaydık ama elden ne gelir, yapmaya devam ettik..
Sonra bir sabah 'Eklenecekler' listesinde bizim de ismimiz yer aldı..
Şimdi biz de buradayız Hüseyin Bey.."
Hukukçu, eski milletvekili Hüseyin Aygün, twitter dizisini şu değerlendirme ile bitiriyor:
“Bylock, "delil" olarak en başta şaibeliydi.
2 polisin sicil numarasını içeren tutanağıyla binlerce insan tutuklandı, işinden atıldı, aileler dağıldı.. Asıl amaç, "hükümete karşı olanları tasfiye etmek ve yeni bir rejim kurmak" idi. 15 Temmuz darbesi de bu amaca hizmet etmedi mi?”
Hukuk devletinde devlet vatandaşına tuzak kurmaz. Tuzak ortaya çıktığında gereği hemen yapılır, zindanda tutulan binlere özgürlükleri geri verilir. Yalan üzerine kurulu baskı rejimi gerçeklere dayanamaz.