Joseph Stalin, dünyanın en kanlı diktatörlerinden biriydi. 30 yıl boyunca yönettiği Sovyetler Birliğinde muhaliflerini ölümle, hapisle, sürgünle yok etti.
1936-1939 yılları arasında “Büyük Temizlik” adı verilen operasyonlarla 1.5 milyon insan acımasızca infaz edildi. Kızıl Ordu komutanlarından üçte ikisi tutuklandı. 35 bin subay kadrosundan yarısı ya idam edildi ya hapse atıldı. Yargılamalar göstermelikti. İşkence ile ifadeler alındı. Suçlamaları kabul etmeyenler yakınlarına zarar verilmekle tehdit edildi. Yine de direnenler yok edildi!
Seçimler göstermelikti. “Oyları kimin verdiği değil kimin saydığı önemlidir” sözü onundu.
Son zamanlarında zehirlenmekten korkuyordu. Şarap, gözünün önünde bile bardağa konsa değiştirirdi. Ailesini çoktan yanından uzaklaştırmıştı. 4 kişi ile görüşüyordu. 12 Kremlin doktoru ajanlıkla suçlandı, işkenceye alındı. Yakın çevresini de bu siyasi davaya dahil etti! Arabalarının hepsi zırhlıydı. Dublör kullanıyordu.
Stalin, 1953’te odasında ölü bulundu.
Sonrasında ise ülkeden bütün izleri silindi.
Diktatörleri ve dönemlerini inceleyin.
Yol ve yöntemler çok benzer...
Akıbetler de...
Necip Fazıl Kısakürek, Stalin öldüğünde şunları söylemişti: “Allah, zalimlerin ebedi mekanını, dünyada yaptıklarıyla tayin eder.”
Tarih, yeni aktörlerle tekerrür ediyor.
Biz neredeyiz?
Ali Emir Pakkan