AKP'nin kaçınılmaz sonunu herkes görüyor. Bazı isimler arayış içinde. Yeni parti çalışmaları var. Başarılı olabilirler mi?
Türkiye partiler mezarlığı, partisinden ayrılanlar yok olup gitti, siz de yok olursunuz, diyenler var.
Ali Babacan'ı Erdoğan bu meale gelen sözlerle tehdit etmiş.
İki örnekle bu yaklaşımın tam gerçeği yansıtmadığını söyleyebilirim.
1- Demokrat Parti.
CHP'nin politikalarını eleştirerek yollarını ayıran Celal Bayar, Adnan Menderes ve arkadaşları Demokrat Parti'yi kurdu. 1950'teki genel seçimlerde halk, tek parti dönemini bitirdi. Adnan Menderes başbakan, Bayar cumhurbaşkanı seçildi. İsmet İnönü, muhalefete geçmeyi içine sindirdi. DP, 1954 ve 57 seçim zaferleri ile siyasi tarihe geçti.
2-Bülent Ecevit.
CHP genel sekreteriydi. Partisi, 12 Mart 1971 muhtırasından sonra kurulan Nihat Erim ara rejim hükümetine destek verdiği için görevinden istifa etti. İnönü'nün karşısına genel başkan adayı olarak çıktı ve kazandı. Ecevit, 12 Eylül darbesinden sonra da DSP'yi kurdu ve dine saygılı laiklik anlayışı ile partisini iktidara taşıdı.
Demokrasimiz için dörtlü takrir bir dönüm noktasıdır. Menderes, Bayar Refik Koraltan ve Fuat Köprülü, tek parti politikalarını eleştiren bir önergeyi CHP grubunda görüşülmek üzere genel başkana verdiler. (7 Haziran 1945)
12 Haziran'da parti grubu toplandı. Menderes ve Fuat Köprülü ağır hücumlara maruz kaldı. Takriri geri almaları istendi, geri adım atmadılar.
Menderes ve Köprülü partiden ihraç edildi. Bayar ve Koraltan da iki arkadaşına destek için istifa etti. Bu tarihten sonra bu dört kişi yeni parti kurma çalışmalarına başladı. 7 Ocak 1946'da Demokrat Parti kuruldu.
Halk partinin devletçi politikalarına karşı çıkan DP, halktan büyük teveccüh gördü.
AKP, tek adamın zulüm partisidir. Kim onun nefret dilini kullanmadan, demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelesi verir ve başarılı olursa, o da tarihe geçecektir.