Ukrayna savaşı sonrası uygulanan yaptırımlar ve izolasyon nedeniyle Rusya’dan Batı tarafına, AB ya da Amerika’ya uçmak çok sorunlu hale geldi. Aktarmalı uçuşlar süreyi iki-üç katına çıkartıyor. Haliyle ücretlerde aynı şekilde artmış oluyor. Rusya’dan Batıya, Avrupa ülkelerine ya da Amerika’ya gitmek isteyen birisi Kahire, Dubai, Abu Dabi, Bakü gibi yerlerden aktarmalı uçuş yapmak zorunda kalıyor. Daha ucuz olması nedeniyle çok tercih edilen destinasyonlardan birisi de Erivan hattı.
Böyle bir yolculuk nedeniyle kısa süreliğine Erivan’a geldim. Son yıllarda Rusya-Ermenistan arasında sürekli gerilen ilişkilere şahit olan, Azerbaycan-Ermenistan savaşı sonrası yoğun göç alan ya da Kafkasya olaylarının merkezinde bulunan bu şehri, işin doğrusu merak ediyordum. Haliyle Türkiye iç ve dış politikasına da tesir eden komşu bir ülkenin başkenti. Hem Moskova’dan hem de Erivan’dan farklı konferans ve etkinliklerden tanıdığım bazı Ermeni gazeteciler ve uzmanlar bu ziyaretime sürprizler hazırlamışlar. Bir gün içinde tam manasıyla bütün şehri tanıtmış oldular.
Türklerle ortak yönleri ve ortak tarihleri var
Ermeniler bir kafkas halkı ve Doğu insanı refleksleri gösteriyorlar. Türklerle aslında çok ortak yönleri ve ortak tarihleri var. Sokaklarda kültürel benzerlikleri duyunca şaşırıyorsunuz: Dolma, sucuk, lavaş, kahve, çorba, aşık (ozan), düdük gibi benzer adlandırmalar; aynı yemekler, halk oyunları, müzik, misafir seferlik… Allah aşkına, ayıp, yerim seni, senin derdin benim derdim, kız kaçırma gibi onlarca aynı refleksler… bunlar o kadar çok ki! Selçuklulardan itibaren aynı toprakları paylaştığımız bu millet-i sadıka ile şimdilerde ayrışmış olduğumuza içten içe üzülüyorum… Ermenice Hint-Avrupa, Türkçe ise Ural-Altay dil ailelerine bağlı. İkisinin de morfolojik diller olmasından kaynaklanan yapısal benzerlikler var. Mesela günlük hayatta kullanılan deyimlerin pek çoğunun bire bir çevirisi bulunuyor.
Antropolog Emine Onaran İncirlioğlu’nun tespit ettiği gibi Türklerle antropolojik anlamda bir benzerlikleri var. Yani ortak mantık, hayata bakış anlayışı, hissilik, duygusallık… Ayrıca öfkelenmeye hazır olmak; komplo teorilerine merak; iyi niyetli adımları “safdillik” olarak hafife almak; kurban/mağdur mantalitesi; ırk, medeniyet, tarih söylemi; kararlılık ya da inat; nefret söylemi ve eylemi gibi pek çok ortak davranış biçimi ve tutum burada sıralamak mümkün… Ermenilerde aile anlayışı Ruslardan çok ayrı. Hristiyan olmalarına rağmen bu konuda da Türklere daha yakınlar ve muhafazakar bir görünüm sergiliyorlar. Fakat ekonomik nedenlerden ve son savaşlardan dolayı parçalanmış aileler çok fazla. Belki Ermenistan’daki nüfus kadar Ermeni halk Rusya’da para kazanmaya çalışıyor. Ülke ekonomisinin yaklaşık %30’u bu şekilde dışarıda çalışan insanların gönderdiği bütçeye bağımlı.
Sınırlar kapalı ama Gürcistan üzerinden getiriyorlar
Rusya ile Ukrayna arasında patlayan savaş sonrası çok sayıda Rusun Erivan’a gelmiş olması şehri ekonomik olarak canlandırmış. Ayrıca SWIFT sistemi üzerinden Rus bankalarının etkilenmesi ve bu etkinin Ermeni bankaları üzerinden rahatlatılmak istemesi belli bir süre bankalara hareketlilik getirmiş. Fakat bütün bunlar ülkenin dışarı göç vermesini önleyemiyor. Bu nedenle beraber olduğumuz gazeteciler Erivan için Türkiye ile iyi ilişkilerin önemli olduğunu ve ülkelerinin ekonomik gelişimi adına bu kapının değerlendirilmesi gerektiğini anlatıyorlar. Önde gelen devlet kanalında spikerlik yapan ve uzmanlık yönü de olan gazeteci, “Arif bak! Etrafında gördüğün bu mağazalardaki ürünlerin çoğu Türkiye’den. Sınırlar kapalı ama Gürcistan üzerinden getiriyorlar” diyor.
Aslında Ermenistan’ın bazı kimyasallar, makine, gıda, tarım ve tekstil üretme altyapısı var. Sovyetler zamanında bu sektörler aktif olarak çalışıyordu. Fakat yedek parça, yeni teknoloji ve network sorunları nedeniyle şimdi işletilmiyor. Türkiye bu konuda yeni bir ticari alan açarak kendisine imkan açabilir. Başka bir husus ise Ermenistan’ın çok verimli bir tarım ülkesi olması. Ve bakır, çinko, altın ve kurşun gibi madenler çıkartılıyor. Bu konularda Türkiye çok rahat şekilde istifade edebilir. Paşinyan hükümeti Ankara ile iyi ilişkilerin kurulması yönünde açık kart gidiyor aslında.
Rusya ile gerilimli ilişkiler
Son dönemde Rusya-Ermenistan ilişkilerinde bazı gerilimlerin yaşandığı bir gerçek. Ankara bunu da fırsata çevirebilir. Erivan'ın Kasım 2017'de AB ile imzaladığı “Kapsamlı ve Genişletilmiş İşbirliği Antlaşması” ve Nisan 2018 olayları sonrası Paşinyan hükümetinin iktidara geliş şekli; iktidara geldikten sonra AB/Batı ülkeleri ile bir denge politikası gütmeye çalışması bariz kırılmalar oluşturdu. Paşinyan’ın siyasi geçmişinde Rusya karşıtı söylemlerin olması; göreve gelir gelmez Moskova’nın önem verdiği kuruluşlardan biri olan Kollektif Güvenlik Örgütü Genel Sekreteri Yuri Khachaturov’u görevinden alması; Ermeni oligarklara açtığı yolsuzluk soruşturmaları; Rusya’nın müttefiklerinin hedef alınması gibi gelişmeler ilişkileri daha çok gerdi.
Ayrıca Erivan’ın Batılı partnerleriyle dış istihbarat servisini güçlendirdiği de gelen bilgiler arasında. Ermenistan ordu mensuplarının hakimiyetindeki mevcut teşkilattan farklı olarak, yeni kurumda askerler dışındaki devlet görevlilerinin de istihdamı öngörüldü ve kurulan yapı doğrudan başbakana bağlandı. Kollektif Güvenlik Örgütü (KGAÖ), Azerbaycan ile kriz zamanında Ermenistan'a barış gücü göndermemişti. Erevan bunun üzerine Moskova’ya sert suçlamalar yöneltti. Ermenistan’ın ev sahipliğindeki KGAÖ zirvesinde yayınlanan ortak bildiriye ev sahibi Paşinyan imza koymadı. Restleşmeler daha da devam ederse, Ermenistan, Kollektif Güvenlik Örgütü Anlaşması’ndan çıkabilir.
Rusya Ermenistan’da enerji ve savunma iki hayati ünitenin yatırımcısı
Başka bir açıdan çok nedenle Ermenistan’ın Rusya’ya bağımlılığı göz önüne alındığında, Moskova ile uzun süreli gerilimi devam ettiremez. Yani mevcut durumu Ankara kendi lehine şimdilerde çevirmeli. İşin açıkçası Ermenistan için Rusya etkisini azaltmak kısa zamanda gerçekleşebilecek bir durum da değil. Rusya Ermenistan’da enerji ve savunma gibi hayati iki ünitenin en büyük yatırımcısı. Ermenistan’ın komşuları Türkiye ve Azerbaycan’la kapalı olan sınırları nedeniyle en büyük ticaret ortağı konumunda. Paşinyan Rusya’nın bu tekelini kırabilmek için karşısına denge unsuru olarak Avrupa’yı ve ABD’yi koymak istiyor. Ancak bu çabalar az nüfus ve projelerin ekonomik olmaması nedeniyle ilerleme kaydetmiyor.
Genel olarak Rusya'nın Güney Kafkasya'daki varlığının Ukrayna cephesindeki durumla doğrudan bağlantılı olduğu yönünde genel kabul gören bir gerçeklik var. Yani Ruslar Ukrayna'da bazı hedeflere ulaştıktan sonra Rusya'nın tekrar Kafkaslar’a ağırlık vermesi mümkün. Gürcistan’da ki gelişmeleri de dahil ederek Güney Kafkasya üzerinde askeri varlığını kabul etmeye zorlamak için oldukça ciddi argümanları olacak. Zaten Erivan'ın 120 km. kuzeyinde Gümrü’de Rus askeri üssü ve garnizonu bulunuyor. Türkiye'ye yaklaşık 20 km. mesafedeki Gümrü Üssü, 1995 yılında yapılan bir anlaşma ile kurulmuştu ve 25 yıl süreyle 2020 yılına dek varlığını koruması kararlaştırılmıştı. Ancak 2010 yılında Rusya ile Ermenistan arasında üssün süresini 2044'e kadar uzatan bir anlaşma imzalandı… Sonuç olarak Erivan herhangi bir bahçesinde Türk kahvesi içecek kadar yakın, ama aynı zamanda politik nedenlerle, Washington kongresinden soykırım baskısı yapacak kadar uzak!.