Rus Büyükelçi Andrey Karlov Suikasti ve Türkiye

Arif Asalıoğlu

Arif Asalıoğlu

14 Eki 2019 09:05
  • Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, 19 Aralık 2016’da Ankara Çağdaş  Sanatlar  Merkezi'ndeki resim sergisinin açılışında silahlı saldırıya uğradı. Olay sonrasında Büyükelçi hayatını kaybetti, saldırgan Özel Harekat Polisleri ile girdiği çatışmada vurularak öldürüldü. Polis Memuru Mevlüt Mert Altıntaş’ın, suikast esnasında “Halep’i Suriye’yi unutmayın” diyerek bağırması ve Yardım Et Mazlumlara / Vur zalim Tağutlara / Dik Dur Allah Yolunda şeklinde marş söylemesi, eylemcinin radikal zihniyette olduğunu gösteren ilk işaretlerdi.

    Tutuklanan kişiler Korlov Suikastiyle ilişkilendirilmeye çalışılıyor

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Adem Akıncı tarafından hazırlanan 609 sayfalık iddianamede, aralarında Büyükelçi Andrey Karlov ile ilgisi olmayan  28 kişi yer aldı. Önce gözaltına almalar ve sonra tutuklamalar Ankara’nın ‘’olayı takipteyiz’’ havası oluşturmak için algı operasyonu olarak algılandı. Şüphelilere "anayasal düzeni ihlal", "silahlı terör örgütüne üye olma", "terör amaçlı tasarlayarak öldürme", "terör amaçlı kasten öldürmeye teşebbüs" ve "terör amaçlı korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme" suçlamaları yöneltildi. 28 şüpheli için bu suçlardan ağırlaştırılmış müebbet ile çeşitli hapis cezaları istendi. Ancak neredeyse 3’cü yılını dolduracak davada halen Hizmet Hareketi'yle ilişkilendirilebilecek bir delil sunulamadı. 

    Bundan dolayı Ankara 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Cuma günü görülen son celsede, mahkeme heyeti, üç kişinin ev hapsi adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.

    AKP hükümeti tarafından Hizmet Hareketine iftira atılarak zan altında bırakılması aslında 9 Ocak 2019 tarihli duruşmada Mahkeme tescili ile ortadan kalktı diyebiliriz. Çünkü suikastçı Mevlüt Altıntaş’ın yakın arkadaşı polis memuru Hasan Tunç savunmasında 'Menzil tarikatına olduklarını, Hizmet hareketi evlerine gitmediklerini' söyledi.

    AKP’lilerin çelişkili açıklamaları 

    Saldırı sonrası iktidara yakın çevreler daha olayın ilk dakikalarında çelişkili ve iddialı açıklamalarda bulundular. AKP'ye yakınlığıyla bilinen köşe yazarı Abdülkadir Selvi saldırının hemen ardından CNN Türk'te yaptığı açıklamada; "Örgüt bağlantıları araştırılıyor. El Nusra sloganı atmış. El Nusra bağlantısı var. Bu ihtimal, üzerinde duruluyor." ifadelerini kullanmış yaklaşık bir saat sonra aynı programda yaptığı açıklamada ise "2014 mezunu. O dönem mezunları içinden ‘Fetö’ yapılanmasına ait polislerin olduğu biliniyor. Attığı sloganlarla çok özel olarak eğitilmiş. El kaide, Nusra görüntüsü vermek için yapıyor" ifadelerini kullanarak ilk açıklamasına tamamen zıt söylemlerde bulunmuştur. 

    Saldırının hemen akabinde saat 21.35'te olayla ilgili hiçbir görevi olmayan ve bu konuda bilgi sahibi olması mümkün gözükmeyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek twitter hesabından; "saldırgan bir polis ve aldığım duyumlara göre ‘fetö’cü. Saldırganın sloganları sadece algı yönetimi’’ Başka terör saldırılarında da tahminleri tutmayan Ankara Belediye Başkanı burada da hedefi şaşırdı. Zira saldırıyı El Nusra üstlendi. Hükümetin gazetelerinden Yeni akit Gazetesi Twitter adresinde saldırıdan hemen sonra "Polis memuru Mert Altıntaş şehit oldu" başlığının atıldığı daha sonra tepkiler üzerine kaldırıldığı görülmüştür. 

    Saldırıyla ilgili çok kısa bir sürede Başbakanlık yayın yasağı kararı getirdi. Yasak resmi makamlarca yapılan açıklamalar dışında tüm medya kuruluşlarının haber, görüntü ve yorumlara yer vermemesini kapsamıştır. Türkiye’de genelde IŞİD, El Nusra gibi terör örgütlerinin operasyonları sonrası yayın yasağı getirildiği bilinmektedir.

    Suikastı El Nusra Üstlendi

    Fetih el şam Cephesi, eski adıyla El Nusra silahlı terör örgütü, Büyükelçi Karlov'a düzenlenen suikastı internette paylaştıkları bir mektupla üstlendi. Mektupta 'Halep'in intikamı' yazdığı ve Çevik Kuvvet polisi Mevlüt Mert Altıntaş'ın da El Nusra üyesi olduğu belirtiliyor. Saldırganın, intihar saldırısı denebilecek bu eylemi gerçekleştirirken son derece rahat olması, İslam dininin bu konudaki men edici hükümlerini yok sayarak eylemi gerçekleştirmiş olması IŞİD, El-Kaide ve El-Nusra gibi örgütlere üye olduğunu zaten gösteriyordu.

    Hürriyet gazetesinde çıkan bir habere göre Andrey Karlov’u öldüren El Nusra tetikçisi polis Altıntaş’ın gözaltına alınan ev arkadaşı avukat S.Ö. ve başka bir polis S. B.in, onlara dini konularda görüş bildiren Nurettin Yıldız’ın sohbetlerine katıldıkları belirlendi.  Bu üç isim çok kez, Etlik ve Batıkent semtlerinde ayrıca Ankara’nın dini merkezi sayılan Hacı Bayram Camisi’nde Türkiye’de selefiliğin temsilcisi gibi kabul edilen Nurettin Yıldız’ın sohbetlerine katılmışlar.  

    Ayrıca Büyükelçi Andrey Karlov suikastiyle ilgili iddianamede bu bilgilerin ve benzerlerinin saklandığı da ortaya çıktı.

    MedyaBold.com da Cevheri Güven’in özel haberine göre, iddianamede yer alan 26/01/2018 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporu içeriğine göre; Toshiba marka 1411143A840FARGO1S seri numaralı 8GB kapasiteli USB üzerinde yapılan inceleme neticesinde, çeşitli metin dosyaları, elektronik tablolar, Sercan Başar ve Mevlüt Mert Altıntaş’a ait resim dosyaları, Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız’a ait sohbet dosyaları ile Çeçen Marşı ile Hamas Marşı gibi ses dosyaları olduğu belirtiliyor.

    Altıntaş’ın kişisel bilgisayarının içerisinde yapılan incelemede ise El Kaide’nin tek başına eylem yapan canlı bombaları ve suikastçilerini motive etmek için izlettiği “El Kaide - sen ancak kendinden sorumlusun” isimli video bulundu. Altıntaş’ın bu videyu Youtube üzerinden izlediği sonrasında ise indirdiği belirtiliyor iddianamede. İddianamede geçen videonun suikastten bir gün önce silinmiş olması dikkat çekici ancak Altıntaş’ın videoyu Youtube’tan izlemekle yetinmeyip iki farklı cihaza indirmesi oldukça dikkat çekici.

    Video, Usame bin Ladin’in dağda bir kayalığın önünde yaptığı konuşmayla açılıyor: “Biz Filistin’de özgürce yaşamadıkça, beldelerimizden kâfirler tamamen çıkmadıkça Allah’a yemin ederim Amerika ve Amerika’daki hiç kimse güvende yaşayamayacak.” Ladin’in videonun başlangıcındaki bu cümlesi oldukça önemli çünkü Mevlüt Mert Altıntaş’ın Karlov’u öldürdükten sonra kurduğu “Beldelerimiz güvende olmadıkça sizler güvenliği tadamayacaksınız.” cümleyle neredeyse birebir aynı.

    İddianameyi hazırlayan savcılık suikastçı Altıntaşın bu radikal gelişimini ve El Kaide’nin bireysel eylemcileri motive etme videosundaki Bin Ladin’in sözlerinin aynısını suikastten sonra kullanmasını nedense görmemiş. 

    Türkiye ile El Nusra arasındaki siyasi serencame

    Mayıs 2013’teki ABD Başkanı Barack Obama, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan arasındaki gergin Suriye görüşmesinde, AKP Hükümeti El Nusra gerçeği ortaya çıktı. Nusra Cephesi’nin dünyanın değişik yerlerinden gelen cihatçıları organize etmesi, AKP hükümetinin ise buna göz yumması, üstüne Suriye iç savaşına silah aktarma desteği toplantının gergin geçmesinin sebebiydi. Obama’nın MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a ‘Ne işler çevirdiğinizi biliyoruz’ dediği de gündeme gelmişti.

    Erdoğan başta olmak üzere hükümet çoğu yerde El Nusra’yı savundu. Rusya’nın savaş uçağının Türk jetleri tarafından düşürülmesinden sonra masaya sürülen argümanlardan biriydi El Nusra. Rusya’nın IŞİD’i vurmasına ses çıkartmıyoruz, Nusra neden hedefde deniyordu. Bu en somut ifadeyle Erdoğan’ın 21 Haziran 2016’da Ankara’da ‘El Nusra’ya niye terör örgütü diyorsunuz?’ çıkışı oldu.

    Rusya tarafı Soruşturma Komitesi

    Büyükelçi Andrey Karlov suikastinin araştırılması için Rusya tarafından da bir soruşturma komitesi kuruldu. Rusya tarafından Soruşturma Komitesi Başkanı olarak Aleksandr Bastırkin bulunuyor. Şimdiye  kadar bu komite tarafından, yukarıdaki radikaller dışında her hangi bir grubu yada kişileri suçlayıcı açıklama yapılmadı.

    Rossiyskaya Gazeta’ya özel bir röportaj veren Bastırkin, ‘Cinayetin faili olan Türk polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş’ın hareket rotasının belirlendiğini, kendisinin bu suça titizlikle hazırlandığı, diplomatın Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki fotoğraf sergisine katılacağının duyurulduğu günü seçerek Büyükelçi’nin katıldığı etkinlikleri incelediği anlaşıldı’ diye konuştu.

    Altıntaş’ın cinayet öncesinde doktor raporu almak için hastaneye de gittiğini söyleyen Bastırkin, ‘Altıntaş 19 Aralık’ta etkinliğin yapıldığı yerden 1 dakikalık yürüme mesafesinde olan otelde rezervasyon yaptı ve durum incelemesi için Çağdaş Sanatlar Merkezine gitti.’ İfadelerini kullandı.

    14 Eki 2019 09:05
    YAZARIN SON YAZILARI