Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky, Brüksel’de düzenlediği bir basın toplantısında, mevcut savaştan çıkış yolları arasında ülkesinin ya NATO’ya kabul edilmesi gerektiğini ya da kendi nükleer silahlarını üretmeye başlayacaklarını belirtti. Ukraynalı lider NATO üyeliğini tercih ettiklerini vurgulasa da, bu açıklama uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı. Esasında Batı bunu, bir ültimatom olarak ta algıladı diyebiliriz.
Zelensky bu yaklaşımı ilk olarak Eylül ayı sonunda eski ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı bir görüşmede dile getirdiği ve iki seçenek sunduğu ifade ediliyor: Ukrayna’nın nükleer silah üretmesi ya da NATO’ya kabul edilmesi. NATO üyeliğinin Ukrayna için güvenlik açısından en uygun seçenek olduğunu da ayrıca vurgulamış. Ancak NATO üyeliği konusu, ittifak ülkeleri arasında hâlâ tartışmalı bir mesele olarak görülüyor ve Ukrayna’nın silahlı çatışma devam ederken NATO’ya alınması şu aşamada beklenmiyor.
İlginç şekilde bu konuya Alman Bild gazetesi de değindi. Gazetede yer alan bir habere göre, Ukrayna, birkaç hafta içinde Rusya’ya karşı kullanılmak üzere nükleer silahlar geliştirebilir deniyor. Bu iddia, silah tedariki alanında çalışan bir Ukraynalı yetkilinin açıklamalarına dayandırılıyor. Kaynağa göre, yetkili “Eğer talimat verilirse ilk nükleer bombayı yapmamız sadece birkaç haftamızı alır” ifadesini kullanmış. Bu açıklamanın, Ukrayna’nın NATO üyesi olarak kabul edilmemesi ve Rus ordusunun gelecekteki olası eylemleri dikkate alınarak çatışmanın çözümü sonrası için planlandığı belirtiliyor. Yetkili ayrıca, Batı’nın Rusya’nın kırmızı çizgileri yerine Ukrayna’nın kırmızı çizgilerine daha fazla önem vermesi gerektiğini de vurgulamış.
Ukrayna nükleer silah birikimini miras aldı
Kiev’in nükleer silah yapımına hazırlandığı iddialarını her ne kadar sonradan Zelensky yalanlamış olsada “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” misali üzerine düşülmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Bütün Avrupa’yı yakınen ilgilendirdiği gibi Türkiye için de hayati bir konu. Zelensky, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile düzenlediği basın toplantısında, Ukrayna'nın nükleer silah üretme niyetinde olmadığını ve yolunu yalnızca NATO'ya katılmakta gördüğünü söyledi. “Nükleer silah üretmeye hazırlandığımızı hiçbir zaman söylemedik. Dolayısıyla NATO'dan başka alternatifimiz yok. Bu bizim sinyalimiz, ancak nükleer silah üretmiyoruz” dedi.
SSCB’nin dağılmasından sonra Ukrayna, önemli bir nükleer silah birikimini miras aldı. Bu cephane, binlerce nükleer savaş başlığı, kıtalararası füzeler ve stratejik bombardıman uçaklarını içeriyordu. Ancak, 5 Aralık 1994’te imzalanan Budapeşte Memorandumu ile Ukrayna, nükleer silahlarından vazgeçti ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na katıldı. Bu anlaşma kapsamında, Ukrayna topraklarındaki nükleer silahlar yok edildi ve küresel nükleer güçler Ukrayna’nın güvenliğini sağlama garantisi verdi. Fakat bu karar yıllardır bir haksızlık olarak tartışılıyor. Ukraynalı yetkililer özellikle 2014’ten bu yana bu kararın bir hata olduğunu birçok kez dile getirdiler.
Ukraynadan gelen bu haberler, Kiev’in güvenlik arayışlarını NATO dışında, nükleer tehditlerle de destekleyebileceğini gösteriyor. Başka bir husus Ukrayna’nın nükleer silah üretme potansiyeli ve bilgi altyapısı teorik olarak mümkün. Bu konuda çalışmalar yapan İran ile kıyaslanırsa Ukrayna hem yetişmiş uzman hem de gerekli enerji olarak yapabilecek kapasitede. Bu nedenle Moskova bu açıklamaları endişe ile karşılıyor. Ayrıca Ukrayna gerçekten de bu yönde bir adım atarsa, bu durum hem Rusya hem de bölgesel toplumlar için ayrı bir tehdit oluşturacak. Zaten Rusya sık sık “gerekmesi durumunda nükleer silah kullanmaktan geri durmayız” açıklamasını yapıyor. Yani iki tarafta karşılıklı tehdidi biraz daha artırmış olacak.
Ukrayna’nın nükleer tutumu savaştaki mevcut dengeleri değiştirmeyecek
Bu nedenle Rusya, Ukrayna’nın nükleer silah üretme niyetlerini ciddiye alıyor ve Zelensky’nin açıklamalarını bir provakasyon olarak değerlendiriyor. Rus uzmanlar, Ukrayna’nın hızlı bir şekilde tam teşekküllü bir nükleer silah ortaya koyamayacağını, buna mukabil kirli bomba gibi düşük teknoloji kitle imha silahlarına yönelme olasılığını göz ardı etmiyorlar. Putin ise bir basın toplantısında nükleer silah üretiminin teknik açıdan modern dünyada zor olmadığını, ancak Ukrayna’nın bunu gerçekleştirmesinin şimdilik pek mümkün olmadığını dile getirdi.
Kiev’in bu yılın başından beri uğraş verdiği, sonbaharda müzakere masasına oturma çabası sonuç vermedi. Moskova hiç bir başlıkta ikna edilmiş değil. Ayrıca cephelerde Rusya lehine gelişmeler var. Özellikle Lugansk ve Donetsk yönünde Rus birlikleri ilerleyişini hızlandırdı. Bunun yanında reel olarak iki tarafta barış şartlarından hiç bir taviz vermiş değil. Yani Kiev, mevcut savaş ortamından ve toprak kaybından bir şekilde kurtulmak için nükleer kartını düşünüyor olabilir.
Fakat Ukrayna’nın nükleer silah üretimi Batılı müttefikleri tarafından desteklense bile (ki ben buna ihtimal vermiyorum) bu gelişme savaştaki mevcut dengeleri yine değiştirmeyeceği kanaatindeyim. Çünkü Rusya nükleer silah kullanabileceğini zaten ilan etti ve bunun tatbikatlarını da başlattı. Bu konuda çok fazla ileride yani. Halen Ukrayna ordusu ve istihbaratı içinde Rusya uzantıları da çok etkili. Putin, Moskova’nın bu tür bir duruma hiçbir koşulda izin vermeyeceğini belirtti. BRICS ülkelerinin önde gelen medya kuruluşlarıyla yaptığı toplantıda konuşan Putin, Ukrayna’nın nükleer silah yaratma girişimlerine dair herhangi bir adımı yakından takip ettiklerini belirtti. “Bu tür bir silahın gizlenmesi imkânsızdır” diyen Putin, Rusya’nın bu süreçleri dikkatle izlediğini ifade etti.
Yani Kiev’in bu konuda atacağı adımlar bütün Ukrayna için daha vahim sonuçları getirebilir. Bundan olsa gerek ki Zelensky’nin Ukrayna parlamentosu Verkhovna Rada’da sunduğu yeni zafer planının ne açık olan kısmında ne de gizli maddelerinde nükleer vurgusu yapılmıyor. Beş ana madde ve üç gizli eklemeden oluşan bu plan, Batı’nın desteğiyle askeri çatışmaların 2025’te sona ereceği öngörüsüne dayanıyor.
Planın en dikkat çekici unsuru, çatışmanın sonuna kadar Ukrayna’nın NATO’ya davet edilmesi olarak gözüküyor. Zelensky ayrıca planı İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa'nın liderlerine de sundu. Planın başka önemli bir maddesi ise Ukrayna’nın doğal kaynaklarını (uranyum, titanyum, lityum gibi) koruma amacıyla Avrupa Birliği ve ABD ile yeni ekonomik anlaşmalar yapılması öngörülüyor.
Sonuç itibariyle Kremlin, Ukrayna’nın NATO’ya katılma planlarını resmi olarak reddetmesi ve Ukrayna ordusunun Donetsk, Lugansk, Kherson ve Zaporozhye bölgelerinden çekilmesi gerektiğini savunuyor. Hatta Putin, bu bölgelerin Rusya’nın bir parçası olarak tanınmasını da şart koşuyor. Zelensky ise bu talepleri bir “ültimatom” olarak nitelendiriyor ve kabul edilemez buluyor. Kiev’in “zafer planı”, Ukrayna’nın NATO’ya davet edilmesi ve Rusya karşısında Batı’nın daha kararlı bir duruş sergilemesi gibi iddialı hedefler taşıyor. Bir de bunlara Ukrayna’nın nükleer vurgusu eklenirse savaşın daha da şiddetlenmesi gibi bir sonuca sürükleyecek. Yani Kiev’in nükleer tutumu realize edilse bile savaştaki mevcut dengeleri de değiştirmeyecek.