Şayet Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bugün yaşasaydı:

Yapılan katliamlara, zulme, gaspa ve hukuksuzluklara rağmen siyasal İslamcıları destekler miydi?

Akan kanlar üzerine siyaset yapan siyasal İslamcı iktidarına evet der miydi?

Dini hassasiyeti yok eden, Allah'a karşı lideri putlaştıran bu zihniyeti kabul eder miydi?

İşleri yalan, dolan, hile, ihanet ve hırsızlık olan siyasi bir yapı İslam'dır der miydi?

Yaşlı, bebek, masumları hapse atanların partisine adalet partisi mi derdi?

Milyonları aşan bir harekete terörist diyene o da terörist mi derdi?

Kürt halkına yapılan zulümleri devlet ve hükümet yapıyorsa haklı mı derdi?

Kazanılmış hakları ellerinden alınan Kürt halkının haklı tepkisine yoksa siz haksızsınız mı derdi?

Hak, hukuk, ahlak yerle bir edilirken o da Ayasofya'yı açtı mı diyecekti?

Başörtülüleri hapseden bu zihniyete başörtüsünü serbest ettiği için haklı mı diyecekti?

Yeni nesiller bunlara bakarak dinden uzaklaşırken nesilleri mi suçlayacaktı?

Bonca siyasi ve idari ahlaksızlık var ama olsun çünkü Risale-i Nur'u Diyanet bastı mı diyecekti?

Şayet Üstad Hazretleri günümüzde yaşasaydı ve gücü elinde bulunduran hükümetin icraatlarını doğru bulmayıp eleştirseydi, geçmişte ona zulüm yapanlardan farklı bir muamele mi görecekti?

Güya onun adına hareket ettiklerini söyleyenler, sizce neden biat bildirilerini yayınlıyorlar?

Çünkü kabul etmeyen Hizmet hareketinin başına nelerin geldiğini gördüler. Bunların ikide bir İttihad-ı İslam ve Hilafet söylemleri hepsi hikaye.

Üstad Hazretleri, talebeleri arasında ayrım yapmadığı gibi İslami cemaatler arasında da ayrımcılık yapmamış, muhabbet nazarıyla bakmıştır. İktidarların isteğiyle hareket etmemiş, müminleri ötekileştirmemiş, vahdeti ve uhuvveti her zaman esas almıştır.

Bırakın siyasi hizipler için birine boğaz etmeyi, kalbinde miskali zerre iman olan insanlar hakkında uhuvvet risalesinde çok müşahhas örnekler vermiştir.

Üstad Hazretleri, hayatı boyunca adaleti mahza'yı hayatında esas düstur yapmış, ferdin hakkını topluma, toplumun hakkını ferde feda etmemiştir. Sulhu ve diyalogu esas almış, diğer din mensupları ile sebebi münakaşa meseleleri muvakkaten terk etmeyi uygun görmüştür. Hatta mana değişmiyorsa, lafzın değişiminde dahi bir beis görmemiştir.

Siz gerçekten Üstad'ı ne ve kim sanıyorsunuz?

Üstad Hazretleri, ırkçılığı, mezhepçiliği ve yaşadığı çağdaki din anlayışları aşan bir cihan allamesidir.

Sizler siyasal İslamla Risaleleri okumak yerine Risalelerle siyasal İslamı ve İslamcıları okuyun, o zaman belki Üstad'ı biraz anlarsınız.