Ona meczup diyen de vardı, ermiş diyen de. Bana göre
ise Hüseyin Dayı, gerçekten ermiş biriydi. Komşu köyümüzde yaşardı ve ciddi bir
ibadet hayatı vardı. Köyde, isimleri Musa ve İsa olan iki kardeş yaşardı. Bu
iki kardeşin dili ve eli uzundu, köyde pek iyi bilinmezlerdi. Fiziki yapıları
oldukça güçlüydü, ancak ahlaki kurallara pek riayet etmezlerdi. Daha çok
ahlaksızlıklarıyla ön yapmıştılar.
Bir cuma günü, herkes camiden çıkmış, cami önünde toplanmıştı. Hüseyin Dayı da en son çıkanlar arasındaydı. Toplum içinde o iki kardeşe baktı ve şu sözleri söyledi: "Bu Musa’ya bakınca Hz. Musa’dan, bu İsa’ya bakınca Hz. İsa’dan gönlüm kalıyor." Herkes susar, başını öne eğer. Kimsenin cesaret edemediği bir hakikati Hüseyin Dayı bütün çıplaklığıyla ifade eder.
Ben de Hüseyin Dayı gibi, bazı Nurculara, bazı tarikatçılara, bazı grup ve cemaatlere, bazı Kur'an okuyanlara baktıkça, "Keşke okumasalardı" diyesim geliyor. Çünkü Hz. Musa, zalime karşı direnmenin adıdır; Hz. İsa ise çarmıha gerilme pahasına hakikati söylemekten geri durmamanın adıdır. Müslüman, dilinden ve elinden zarar gelmeyen insandır. Şimdi, bu kişiler böyle mi?
Hüseyin Dayı'nın Hakikatleri
Hüseyin Dayı'nın sözlerinde, derin bir hakikat ve irfan vardır. Onun, Musa ve İsa isimli kardeşlere bakarak, Hz. Musa ve Hz. İsa'yı hatırlatması, bu iki peygamberin ahlaki ve manevi değerlerini anımsatmak içindir. Hz. Musa, zulme karşı direnişin simgesidir; Hz. İsa ise en zor şartlarda bile hakikati söylemekten vazgeçmeyen bir peygamberdir. Hüseyin Dayı’nın bu sözleri, insanların ahlaki ve manevi değerlerini sorgulamaları gerektiğini hatırlatır.
Modern Zamanlarda Maneviyat ve Ahlak
Günümüzde, bazı dinî gruplar, cemaatler ve kişiler, okudukları Kur'an ve öğretilere rağmen, ahlaki ve manevi değerlerden uzak davranışlar sergileyebilmektedir. Hüseyin Dayı’nın eleştirisi, bu tür kişilere yönelik derin bir uyarıdır. Müslüman, dilinden ve elinden zarar gelmeyen insandır. Ancak, bugün birçok kişi, dini bilgilerini ve ibadetlerini kendi çıkarları için kullanmakta, dinin özündeki ahlak ve maneviyatı göz ardı etmektedir.
Hüseyin Dayı: Meczup mu, Ermiş mi?
Hüseyin Dayı’nın bu duruşu, onun gerçekten ermiş biri olduğunu gösterir. Ermişler, hakikati korkusuzca söyleyen, toplumun manevi ve ahlaki değerlerini hatırlatan kişilerdir. Meczup olarak nitelendirilenler ise, genellikle toplumun normlarına uymayan, ama aslında derin bir manevi bilgelik taşıyan kimselerdir. Hüseyin Dayı’nın cesareti ve sözlerindeki derinlik, onun manevi bir bilgelik taşıdığını gösterir. Hakikatin tamamen kaybolmaması için Allah, bu zatlar vasıtasıyla zaman zaman hakikati dile getirmeleri için ortamlar yaratır.
Sonuç
Hüseyin Dayı’nın hayatı ve sözleri, bize derin bir manevi bilgelik sunar. Onun cesurca ifade ettiği hakikatler, insanların ahlaki ve manevi değerlerini sorgulamalarına vesile olur. Hüseyin Dayı, belki de ermiş biriydi ve onun sözleri, modern zamanlarda manevi değerleri hatırlamamız için bir uyarı niteliğindedir. Hüseyin Dayı gibi cesur ve bilge insanların rehberliği, toplumun manevi ve ahlaki sağlığını korumak için büyük önem taşır.
Sizce Hüseyin Dayı meczup mu, yoksa ermiş mi?