20. yüzyıl, İslam dünyasında çeşitli dini, sosyal ve siyasi hareketlerin ortaya çıkışına tanık olmuştur. Profesör Francesco Zanini'nin analizine göre, bu hareketler genellikle sömürge sonrası Müslüman dünyada ortaya çıkmış ve toplumu yeniden İslamileştirme projesi etrafında şekillenmiştir.
Nahda Hareketi: Cemal el-Din el-Afgani (1838/9-1897) tarafından başlatılan, Batı'ya bakarak İslam toplumunun modernleşmesini savunan bir hareket.
Menar Hareketi: Muhammed Abduh (1849-1905) ve Reşid Rıza'nın (1865-1935) Kur'an tefsiri etrafında şekillenen, İslam dünyasının reformunu amaçlayan bir hareket.
Tebliğ Cemaati: Muhammed İlyas (1885-1944) tarafından Hindistan'da kurulan, siyasi konulardan uzak duran ve bireysel Müslümanların reformunu hedefleyen bir hareket.
Müslüman Kardeşler: Hasan el-Benna (1906-1945) tarafından kurulan, Seyyid Kutub'un (1906-1966) ideolojik temellerini attığı fundamentalist bir hareket.
Cemaat-i İslami: Ebu'l-Ala Mevdudi (1903-1979) tarafından kurulan, İslam'ı tam bir yaşam kodu olarak gören bir hareket.
Ayrıca referansları tartışmalı olarak Şii Fundamentalizmi: Ayetullah Humeyni (1900-1989) öncülüğünde gelişen hareket.
Bu hareketler genellikle devrimci bir karakter taşımakta ve mevcut siyasi sistemde tam bir değişim aramaktadırlar. Yanlış olanı düzeltmek için harekete geçme (Cihad) gerekliliğini vurgulamakta ve hatta mevcut Müslüman toplumları ve hükümetleri İslam'dan uzaklaşmakla suçlamaktadırlar.
Thomas Michel'in vurguladığı gibi, 20. yüzyılda barışçıl İslami Hareketler de ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında Said Nursi'nin Risale-i Nur Hareketi, Asya Müslüman Eylem Ağı-Asia Muslim Action Network (AMAN) ve Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Hizmet Hareketi sayılabilir. Bu hareketler kendilerini açıkça "barış hareketi" olarak tanımlamasalar da, barış, adalet ve şiddetsiz sosyal değişimin temsilcileri olmayı amaçlamaktadırlar.
Orta Doğu'dan Güney Asya'ya kadar yayılan modernist İslami hareketler, İslam'ın prensip ve ideallerini yeniden yorumlama ve uygulama ihtiyacını vurgulamışlardır. Bu hareketler, İslami inancı demokrasi, haklar, milliyetçilik, akılcılık, bilim, eşitlik ve ilerleme gibi modern Batı değerleriyle uzlaştırmaya çalışmışlardır.
Olivier Roy ve Gilles Kepel gibi siyaset bilimciler, İslamcıların çoğu yerde devlet gücünü ele geçirmedeki başarısızlığı sonucunda bir "post-İslamizm" döneminin başladığını öne sürmektedirler. Bu yaklaşıma göre, daha radikal fikirlerin terk edilmesi ve insan hakları gibi söylemlerin benimsenmesi söz konusudur.
Hizmet Hareketi ve BarışHizmet Hareketi, Fethullah Gülen'in fikirleri etrafında şekillenen, barış ve diyalogu merkeze alan bir sivil toplum hareketidir. Bu hareket, eğitim, kültür ve sosyal yardım faaliyetleriyle dünya çapında barışa katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Roma LUMSA Üniversitesi’nde Arap Kültürü Bölümünde Profesör Francesko ZANNINI, Hizmet Hareketi hakkında, “Fethullah Gülen'in fikirleri etrafında şekillenen eğitim ve kültür odaklı bir topluluktur?. ?Bu hareket, barış, adalet ve şiddetsiz sosyal değişimin temsilcisi olmayı amaçlamaktadır?.” diyor.
Gülen'in vizyonu şunları içerir:
Siyasal İslam'a karşı duruş: İslam'ı demokrasinin tamamlayıcısı olarak görür, ideoloji olarak sunmaz?.
Kadın hakları: Hareket, kadınların toplumda ve İslam dünyasında önemli rollerini vurgular?.
Eğitim ve insan hakları: Gülen, eğitimi dünyanın sorunlarına kalıcı bir çözüm olarak görür?
Bilim ve dinin el ele ilerlemesi gerektiğine inanır.?
Sevgi ve hoşgörü: Gülen, dinler arası diyalogu ve farklılıkların bir arada yaşamasını savunur?.
Küresel vizyon: Hareket sadece Türkiye veya İslam dünyasıyla sınırlı değil, dünya çapında faaliyet göstermektedir?.
Hizmet hareketi, modern toplumun dönüşümünü hedefleyen, eğitim yoluyla toplumsal bir değişim öngören ve dinler arası diyalogu teşvik eden bir hareket olarak öne çıkmaktadır?.
Fethullah Gülen'in vizyonu, barışçıl bir dünya için "altın nesil" olarak adlandırdığı, entelektüel aydınlanma ile manevi derinliği birleştiren bir neslin yetiştirilmesine dayanmaktadır. Gülen, modern toplumun dönüşümünü ve küresel ekonominin iyileştirilmesini, eğitim yoluyla gerçekleşecek içsel bir değişime bağlamaktadır.
Hizmet Hareketi'nin barış anlayışının temelinde eğitim yer almaktadır. Gülen'e göre, bilgi eksikliği insanlığı etkileyen kötülüklerin ana kaynağıdır. Bu nedenle hareket, bilim ve dinin el ele ilerlemesini savunarak, eğitim yoluyla toplumsal sorunların kalıcı çözümünü hedeflemektedir.
Hareket, dinler ve kültürler arası diyalogu barışın temel unsuru olarak görmektedir. Gülen'in "Dinlerin çeşitliliği, Allah’ın lütuflarının ve merhametinin bir senfonisi gibidir" sözü, hareketin çoğulculuk ve hoşgörü anlayışını yansıtmaktadır. Bu bağlamda, Hizmet Hareketi dünya çapında diyalog enstitüleri kurarak kültürler ve dinler arası anlayışı geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Hizmet Hareketi, sadece Türkiye veya İslam dünyasıyla sınırlı kalmayıp, küresel bir vizyonla hareket etmektedir. Hareket mensupları, dünyanın farklı bölgelerinde eğitim kurumları, diyalog merkezleri ve sosyal yardım projeleri aracılığıyla barışa katkıda bulunmaktadır. Rumi Forumu, Tevere Enstitüsü, Fedactio, Arco Forum, Platform INS gibi kuruluşlar, kültürler ve dinler arası anlayışı geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Hizmet Hareketi, şiddeti reddeden ve barışçıl yöntemleri benimseyen bir yaklaşım sergilemektedir. Hareket, toplumsal sorunlara çözüm üretmek için aktif vatandaşlığı ve demokratik katılımı teşvik etmektedir. Bu bağlamda, hareket mensupları bulundukları toplumlarda sosyal sorumluluk projeleri geliştirerek barışa katkıda bulunmaktadır.
Hizmet Hareketi, insan haklarının korunmasını barışın temel şartı olarak görmektedir. Bu doğrultuda, hareket mensupları insan hakları ihlallerine karşı farkındalık oluşturmak ve mağduriyetleri gidermek için çalışmalar yürütmektedir. Özellikle son yıllarda, hareket mensupları insan hakları savunuculuğu konusunda daha aktif rol almaktadır.
Gülen'in öğretisinde merhamet, barışın temel taşıdır. "Her şey merhametten bahseder ve merhamet vaat eder. Bu nedenle evren, bir merhamet senfonisi olarak düşünülebilir" sözleri, hareketin barış anlayışının özünü yansıtmaktadır. Hizmet mensupları, bu anlayışla hareket ederek, toplumsal barışa ve küresel huzura katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
20. yüzyıl İslami hareketleri, modernleşme, sömürgecilik sonrası kimlik arayışı ve küreselleşme gibi faktörlerin etkisiyle şekillenmiştir. Bu hareketler, fundamentalist yaklaşımlardan modernist ve barışçıl hareketlere kadar geniş bir yelpazede çeşitlilik göstermektedir. Günümüzde ise bu hareketlerin evrildiği ve yeni formlar aldığı gözlemlenmektedir.
Hizmet Hareketi, İslam geleneğine kökleşmiş ancak moderniteye açık bir hareket olarak, İslam ve Batı arasındaki kültürler arası ve dinler arası anlayış için kritik bir role sahiptir. Hareketin eğitim, diyalog ve sosyal yardım odaklı yaklaşımı, küresel barışa katkıda bulunma potansiyeli taşımaktadır. Gülen'in vizyonu doğrultusunda hareket eden Hizmet mensupları, sevgi ve merhamet temelinde yeni bir barış kültürünün oluşumuna öncülük etmeyi hedeflemektedir.