İlkbaharla birlikte yeniden diriliş başlar; tabiat canlanır ve renklenir. Bu canlılık bize de yansır. Dışarıda vakit geçirmek, tomurcuklanan ağaçları görmek, filizlenen tohumlarla mutlu olmak, çimlerde dolaşmak hepimize çok iyi gelir. Bahar, güneş ışığını, daha uzun günleri ve yeşil doğayı beraberinde getirir, ancak birçok insan bu mevsimin güzelliklerine ilaveten hapşırmalar, baş ağrıları, kaşıntılı gözler ve solunum problemleriyle mücadele edeceği için endişe yaşar.
Burun akıntınız, burun tıkanıklığınız, boğaz ağrınız mı var, yoksa kırmızı, kaşıntılı ve sulanan gözleriniz mi? Öksürüyor veya hapşırıyor musunuz?Bu soruların cevabı evet ise bahar alerjiniz var demektir. Bu tür reaksiyonlar zaman zaman yaşam kalitenizi düşürebilir ve hayatınızı zorlaştırır.
Mevsimsel alerjiler nelerdir?
Mevsimsel alerjiler yılın farklı zamanlarında ortaya çıkar. Alerjik rinit veya saman nezlesi olarak da bilinen mevsimsel alerji semptomları, polenler veya diğer alerjenler göze, buruna ve boğaza girerek reaksiyon başlattığında ortaya çıkar.
Peki neden alerjisi olanlar bu sıkıntılı süreçleri yaşamak zorunda kalıyor? Cevabı aslında çok basit; Alerjisi olan kişinin aşırı aktif bir bağışıklık sistemi vardır. Zararsız bir maddeye (tetikleyici) maruz kalmak bile, farklı tepkilere neden olur. Vücudumuz zararsız bitki polenlerini tehlikeli bir düşman olarak görür ve bağışıklık sistemini harekete geçirir, devamında histamin adı verilen kimyasallar salgılar.Mevsimsel durumlarda, histaminler (bağışıklık sisteminin alarmı) sistemimizden polenleri atmak için hapşırma, burun akıntısı ve kaşıntılı gözleri tetikler. Yaygın alerji tetikleyicileri olarak polen, küf, evcil hayvan kepeği ve toz akarları sıralanabilir. İlkbaharda, ağaç polenleri ve çimen polenleri havaya salınır ve polen sayısının artmasına neden olur.
Alerjisi olanlara hem iyi hem de kötü haberimiz var. İyi haber; yalnız olmadığınız; dünya genelinde insanların yüzde 30’u mevsimsel alerjiye maruz kalıyor. Yani çevrenizde halinizden anlayan birilerini kolaylıkla bulabilirsiniz. Kötü haber ise hava kirliliği ve küresel ısınma nedeniyle alerji mevsimi uzuyor ve giderek şiddetleniyor. Ve maalesef artık kış soğuğu, grip veya koronavirüs varyantının artmasıyla birlikte, alerji semptomlarınızdan emin olamayabilirsiniz.
Alerjinizin olup olmadığını nasıl anlarsınız?
Her şeyden önce gerçekten alerji olup olmadığınızı belirlemek çok önemlidir. Çünkü soğuk algınlığı veya korona virüsten kaynaklanan semptomlarla alerjik reaksiyonları ayırt etmek zordur. Basit birkaç işaret bu konuda size yardımcı olabilir. Örneğin tıkanıklığınız iki haftadan fazla sürerse alerjiden şüphelenebilirsiniz veya gözleriniz, burnunuz ve ağzınızın üst kısmı kaşınıyorsa; mukusunuz ince ve berraksa veya parkta bir gün geçirdikten sonra semptomlarınız artıyorsa yüksek ihtimalle alerjiniz vardır. Ayrıca, ateşiniz olup olmaması bir başka ayırt edici durumdur. Genellikle, alerjide virüs kaynaklı semptomlardan farklı olarak ateşiniz çıkmaz. En gerçek anlama metodu elbette ki doktorunuzun yapacağı testlerdir.
Peki alerjiniz varsa veya sizi her zamankinden daha fazla etkiliyorsa ne yapabilirsiniz?
Yapabileceğiniz bazı basit uygulamalar sizi rahatlatacaktır.
-Yapılan çalışmalar tuzlu su ile alerji semptomlarınızı azaltabileceğinizi gösteriyor. Tuzlu suyla; burnunuzu yıkayarak ve gargara yaparak hapşırık, tıkanıklık, kaşıntı semptomlarınızı azaltabilirsiniz.
-Ayrıca eve gelir gelmez dışarda giyindiğiniz kıyafetlerinizi çıkarın. Belirtilerinizin ortaya çıkmasına neden olacak etkenleri (alerjenleri,) evinizin her yerine sürüklemeyin. -----Vücudunuzda ve saçınızda kalan polenleri temizlemek için yatmadan önce duş alabilirsiniz.
-Polen alerjisi için pencereleriniz belli saatlerde kapalı olması gerekirken, küf ve toz gibi iç mekân alerjiniz varsa, pencerelerinizi açın ve temiz hava girmesine izin verin, bu da alerjenleri evinizden temizlemeye yardımcı olabilir.
-Açık havalarda maske takın. Maskeler zaten artık hayatımıza girdi, salgından dolayı zorunlu olmasa bile kendi durumunuzu göz önünde bulundurarak açık havada maske kullanmak, polen parçacıklarına maruz kalmanızı en aza indirmeye yardımcı olacaktır.
-Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun. Taze, temiz, besin değeri açısından zengin yiyecekler yiyin ve aktif olun. Bağışıklık sisteminiz ne kadar sağlıklı olursa, vücudunuz histaminlerle savaşmak için o kadar donanımlı olur.
-Araştırmalar elma sirkesinin doğal bir alerji ilacı olduğunu gösteriyor; mukus üretimini azaltmak ve lenfatik sistemi temizlemek için her gün bir çorba kaşığı tüketmek semptomları azaltabilir.
-Sıcak içecekler yudumlayın. Bitki çayları, susuz kalmanızı önleyerek tıkanıklığı hafifletmeye yardımcı olabilir.
Elbette alerji seviyenize göre ilaçlarınızı veya alerji koruyucu iğnelerinizi doktorunuz size önerecektir. İhmal edilirse bahar coşkusundan mahrum kalmanın yanısıra; burun tıkanıklığına bağlı olarak horlama ve uyku bozuklukları, anksiyete, performans ve iş üretkenliğinde azalma görülebilir. Çocuklarda ise dikkat eksikliği, odaklanma güçlüğü gibi durumlara neden olabilir. Herhangi başka sıkıntıya sebep olmadan alerji sürecinizi en kolay şekilde atlatabilmenizi ve baharı sağlıkla yaşayabilmenizi diliyorum.