Düşünceler ve duygular hastalıkla nasıl bağlantılıdır?

Esra Büyükcombak

Esra Büyükcombak

09 Ağu 2023 10:06
  • Uzun zamandır beden sağlığımızın zihin sağlığımızla yakından bağlantılı olduğunu biliyoruz. Üzüntüsünden dünyayı görmüyor, sevincinden uçuyor, neşesi yüzünde parlıyor, korkusundan ayakları titriyor gibi sözler bu bağlantıyı ifade etmenin deyimleşmiş versiyonları olarak düşünülebilir. 


    Araştırmalar, zihinsel ve fiziksel iyiliği artırmak için duyguların doğru şekilde kullanılması ve kontrol edilmesi gerektiğini gösteriyor. Ortalama olarak günde çok rahatlıkla altı bin farklı düşünceyi zihninizden geçirebilirsiniz ve bu düşünceler duygularınızla birlikte sağlığınızı da etkiler. Olumsuz duygular veya herhangi bir şekilde ifade edilmesine izin verilmeyen düşünceler yaşama enerjisini alıp götürebilir. Problemlerle başa çıkma mekanizmalarına, kronik hastalıklara veya otoimmün belirtilere eğilim artabilir. Duyguların belirli koşullar altında kişinin hayata genel bakışını etkiledikleri gerçeği unutulmamalıdır. Örneğin, bazı durumlarda öfke veya korku gerekli bir tepkiyken, bazı durumlarda uzun süreli olması gereksizdir ve farklı problemlere neden olabilir.


    Duygular ve Hastalıkların Bağlantısı


    Vücudunuz düşünme, hissetme ve hareket etme şeklinize göre tepki verir. Bu, bir tür "zihin/beden bağlantısı"dır. Stresli, endişeli veya üzgün olduğunuzda, vücudunuz fiziksel olarak tepki verir. Örneğin, özellikle stresli bir olaydan sonra (sevdiğiniz birinin ölümü gibi) yüksek tansiyon veya mide ülseri gibi rahatsızlıklara yakalanma riskiniz yüksektir. Olumsuz duygular, tutumlar ve düşünceler kronik strese neden olabilir. Yönetilemeyen kronik stres insan ömründen yılları eksiltebilir. Çalışmalar, kronik stresin telomerlerimizi kısalttığını göstermiştir. Telomerler, DNA'nın uçlarındaki koruyucu kapaklar gibidir. Hücre bölündükçe telomerler kısalır, bu da hücresel yaşlanmayı dolayısıyla yaşlanma sürecinizi hızlandırır.


    Olumsuz Duygular ve Fiziksel Hastalıklar


    Olumsuz duyguların neden olduğu sağlık sorunları, yaşanılan bir olaya anlık tepkiden ziyade geçmişte yaşanılmış olaylara gereksiz yere takılıp kalmaktan veya sürekli kaygıdan kaynaklanır. Araştırmalar, uzun süreli olumsuz duygular yaşamanın, nevrotiklik, kardiyovasküler hastalık, astım ve hipertansiyon gibi bir dizi fiziksel sağlık sonucu için risk faktörü olduğunu gösteriyor. Çalışmalar depresif bir ruh halinin, hücresel bağışıklıktaki büyük değişikliklerle bağlantılı olduğu göstermiştir. Vücut, antijenlere karşı koruma için gerekli lenfosit tepkisini azaltır, doğal savunma hücrelerinin aktivitesi düşer ve beyaz kan hücresi seviyesi azalır. Yani bağışıklık sisteminiz zayıflar ve hastalıklara açık hale gelirsiniz. Sağlıksız duygular, psikolojik faktörlerin sonucu olarak ortaya çıkan bağışıklık düzensizliği, vücutta enflamatuar kimyasalların üretimi yoluyla yaşlanma, osteoporoz, tip 2 diyabet, artrit, bazı kanserler ve hatta tam anlaşılamayan farklı mekanizmalara neden olabilir. 


    Finlandiya'da yapılan bir araştırmada, yedi yüzden fazla katılımcıyla beş deney gerçekleştirildi ve farklı duyguların vücudun farklı bölgelerini nasıl etkilediği anlaşılmaya çalışıldı. Buna göre beş temel duygu vücudumuzda bir organla ilişkilidir; Karaciğer ile öfke, böbrek ile korku, kalp ile sevinç, akciğer ile üzüntü ve keder, dalak ile endişe arasında bağlantı vardır.


    Kalp, neşe ve heyecan duygularıyla ilişkilidir. Bir insan mutlu olduğunda, genellikle düşük kalp hızı ve düşük kan basıncı belirtileri gösterir. Bu da kalbinizin vücudunuza kan pompalamak için çok çalışmak zorunda olmadığı ve atardamarlar ve kan damarları üzerindeki gerilimi veya basıncı azalttığı anlamına gelir. Mutluluğun kalbiniz üzerindeki etkileri, stresin (kalp hastalığı olasılığını artırma eğiliminde olan) etkilerinin tam tersidir. Kalp hastalığı riski azaldığında, inme veya kalp durması olasılığı da azalır, bu da sizin uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmeniz demektir.


    Öfke duygusu kolerik kişilikle ilişkilidir. Kolerik kişilikler, genellikle hızlı tepkiler veren, enerjik, tutkulu ve hızlı düşünen kişileri tanımlar ve çabuk sinirlenmeleriyle bilinirler. Öfke, mide ve dalağı etkileyebilen baş ağrılarına ve hipertansiyona neden olabilir. 


    Kederin akciğerleri, kaygının da kalın bağırsakları etkilediği bilinmektedir. Bu duygular yorgunluğa, nefes darlığına veya ülseratif kolite (sindirim sistemi problemi) neden olabilir.
    Çok derinden ve uzun süre hissedilen korkunun böbreklerinize hasar verdiği ile ilgili yaklaşım Geleneksel Çin tıbbının diğer tespitlerindendir. Özellikle çocukların korktukları zaman sık idrara çıkma nedenini açıklar niteliktedir.


    Dalgınlık, enerjinizi tüketebilecek ve uyumsuzluğa yol açabilecek yorucu bir düşünce süreciyle ilişkilidir. Bu melankolik duygu dalağınızı etkiler; uyuşukluğa ve konsantrasyon eksikliğine neden olur. Geleneksel Çin tıbbı olarak yapılan çalışmalar, duygusal dengesizliklerin fiziksel sorunların hem belirtileri hem de nedenleri olabileceğini gösteriyor. 


    Pozitif Duygular ve Sağlık


    Hayata olumlu bakış açısı, çeşitli sebep sonuç ilişkileriyle daha uzun ve huzurlu ömür sürebileceğinizi gösteriyor. Doğru kullanılan duygular, düşüncelerinizin ve davranışlarınızın sağlıklı olmasını destekler. Bu yüzden yaşanılan anların sağlımızı etkilediğinin farkında olarak yaşamalı, stres ve sorunlarla baş etmenin sağlıklı yollarını öğrenmeliyiz. Yaşamın pozitif perspektifini bulmak ve olumsuz duyguların etkisinde kalmamak önemlidir. Unutmayalım “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.”

    [email protected]                       Twitter:@esrabc

    09 Ağu 2023 10:06
    YAZARIN SON YAZILARI
    YAZARLAR