Coğrafik ve sosyolojik koşullar, haberlerin odak noktasını belirlerken, haberleri tüketenler olarak bizim üzerimizde de etkisi vardır. Her bir toplumun, coğrafi ve sosyal değişkenlerine bağlı olarak haberlere verilen tepkiler ve haberlere ilişkin algılar farklılık gösterebilir. Ülkemiz gibi gündemi çok sık ve aniden değişen coğrafyalarda, medyanın sağlık, davranış ve duygularımız üzerinde tahminimizden daha fazla etkisi vardır. Düzenli olarak haberleri takip etme alışkanlığınız varsa zihniniz muhtemelen afetler, siyaset, ekonomik krizi gibi gündemlerle meşguldür. Hele bu günlerde siyasi gelişmeler, hemen herkesin ve her evin sıcak konusudur. Ancak, hayat devam ederken siyasi değişikliklerin bir süre sonra sona ereceği gerçeği de vardır. Siyasi olaylar gelip geçicidir, ancak hayatlarımız, ilişkilerimiz, hedeflerimiz bir şekilde devam eder.

Araştırmalar, haberleri gergin takip etmenin, düzeninizdeki değişiklikleri, zihinsel sağlık koşullarının kötüleşmesini, sevdikleriniz hakkında korku ve endişenizi tetikleyebileceğini gösteriyor. Haberler bir tehditle karşılaştığımızdaki gibi beynimizin savaş ya da kaç tepkisini harekete geçirir ve vücudumuzdaki sistemler bu duruma uygun tepkiler verir. Bu tepkiler sıklaştıkça anksiyeteye veya panik atak gibi duygu durum bozukluklarına neden olabilir.

Panik atak gerçek bir tehlike veya görünürde bir neden olmadığında şiddetli fiziksel tepkileri tetikleyen ani bir korku olayıdır. Her dört kişiden birinde görülen panik atak sıklıkla ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar. Anksiyete ise aşırı endişe, korku ve gerilim hissiyle daha uzun sürede oluşan duygusal durumdur. Her iki duygusal durumda; kalp çarpıntısı, terleme, titreme, nefes darlığı, mide rahatsızlığı, kas gerginliği, baş ağrısı gibi bedensel rahatsızlıklar görülebilir. Duygusal etkileri ise sürekli endişe hissi, korku, huzursuzluk, irritabilite (sinirlilik), uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü, depresif hisler gibi belirtiler gösterilen tepkinin bir parçası olabilir.

Son günlerde yaşanılan siyasi gelişmeler, stres seviyelerini artırabilir ve dolayısıyla panik atakla anksiyete semptomlarını tetikleyebilir. Siyasi olaylar, afetler, ekonomik sorunlar, belirsizlik, güvensizlik ve endişe duygu durum bozukluklarında (panik atak, anksiyete, depresyon vb.) artışa nedendir. Bu tür duygusal tepkiler, zihinsel sağlığımızı etkiler ve anksiyete bozukluklarına, panik atak da dahil olmak üzere çeşitli mental sorunlara yol açabilir. Bu sorunlar hassasiyetinize, yaşadığınız olayların ciddiyetine ve başa çıkma mekanizmalarınıza bağlı olarak değişebilir. Geçmiş deneyimleriniz, kişisel yaşam koşullarınız ve güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olup olmadığınız da etkileyici faktörlerdir. 

Endişe ve Kaygıda Artış: İç karartıcı haberler sürekli olarak tehlikeli ve olumsuz olayları vurguladığı için endişe ve kaygı seviyelerimizde artış gözlenebilir, huzursuzluk artar. 

İç Huzursuzluk ve Stres: Sürekli olarak olumsuz haberlerle bombardımana tutulmak, iç huzursuzluğa ve stres düzeyinin artmasına yol açar ve yaşam kalitemizi düşürebilir.

Empati Yoksunluğu: Sürekli olarak başkalarının acıları ve felaketleriyle karşı karşıya bırakan  haberlerden dolayı insanların empati yeteneği azalmaya başlar. Haberlerde sıklıkla tekrarlanan olumsuzluklar, duyarsızlaşmaya neden olur.

İyimserlik Kaybı: Negatif düşüncelerle dolu haberler iyimserlik yeteneği zayıflatabilir. Bu haberler, dünyanın ve toplumun genel olarak kötü bir yer olduğu algısını pekiştirebilir. Bu da umutsuzluk ve iyimserlik kaybına yol açabilir. 

Toplumsal İlişkilerde Zorluklar: Sürekli olarak kutuplaştırıcı haberlerle dolu bir atmosferde bulunanlar, toplumsal ilişkilerinde zorluklar yaşayabilir. Artan stres, gerginlik ve güvensizlik hissi, insanlar arasındaki iletişimi ve bağları olumsuz etkiler.

Pek çok şey gibi sağlıklı kalmanın anahtarı ölçülü olmaktır. Gündem sürekli değişir ama etkilenen sağlığınızın düzelmesi uzun zaman alabilir. Peki haberlerden uzak mı kalalım? Elbette hayır; ancak haber takibinin sağlıklı olması için

Haber takibini sürekli yapmak (başka işlerle uğraşırken televizyonu açık bırakmak veya telefonunuzdan sürekli haber akışını takip etmek gibi) duygusal olarak üzerinizde bir yük oluşturabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sosyal medyada gezinme ve haber kanallarından haber alma sürenizi toplam otuz dakikadan fazla olmamasını öneriyor. Gelişmeleri belirli zamanlarda yapmak zihninizin sürekli meşgul olmasını engelleyecektir.

Haberleri birçok kanaldan veya sosyal medya hesaplarından değil, güvenilir olduğunu bildiğiniz, dengeli bakış açıları sağlayan kaynaklardan takip etmeniz yeterli olacaktır.

Genellikle olumsuz haberlere eşlik eden korku, endişe ve kaygı duygularıyla mücadeleye yardımcı olmak için, hemen ardından yürüyüşe çıkmak, bir arkadaşı aramak veya bir hobi üzerinde çalışmak gibi olumlu veya sağlıklı bir şey yapmayı seçmek duygu durumunuzu dengelemenize yardımcı olacaktır. 

Huzurlu, mutlu haberler alacağımız sağlıklı günler temennisiyle…