Saç dökülmesi, tükenmişlik sendromu, yorgunluk, baş ağrısı, karın bölgesinde yağlanma, cilt problemleri, vücutta kötü koku (özellikle ağız kokusu), mide bulantısı, kabızlık, fazla kilo alma gibi durumlarınız varsa yazıyı okumaya devam edin. Bu sıraladıklarım toksin birikiminin etkileri olabilir. Uzun vadede ise kronik hastalıklara ve hatta yaşamı tehdit eden sonuçlara neden olan toksin birikimi doğal ürünlerden uzaklaşmamızdan kaynaklanıyor. 

Normal şartlarda toksinler, karbondioksit gibi vücudumuzun doğal olarak ürettiği atık maddeler olabilirken, günlük hayatta kullandığımız pek çok malzemede bulunan kimyasallar da neden olabilir. Toksin kelime anlamı olarak zehir demektir. Toksinler vücudumuza; dumanlarla, teneke kutularla, plastik veya alüminyum ambalajlarla, kozmetik ve tuvalet malzemeleriyle, somon ve ton balığı gibi dip balıklarıyla, işlenmiş et ve süt ürünleriyle, gıda üzerindeki pestisitlerle, yapışmaz pişirme kaplarıyla, cam şişe metal kapaklarının tekrar kullanılmasıyla ve benzeri pek çok şekilde girebilir. Peki bu toksinler vücuttan nasıl uzaklaştırılır?

Detoksifikasyon toksinlerin vücuttan doğal olarak atılmasını ifade eder. Normal şartlarda günlük olarak karaciğer, akciğer, cilt, böbrek, bağırsak ve lenfatik sistemler toksinlerle mücadele edebilecek şekilde yaratılmışlardır. O zaman neden detoksifikasyonu arttırmaya ihtiyaç var? Araştırmalar maruz kaldığımız toksin çeşidinin günde 700 binden fazla olduğunu gösteriyor. Sizce de çok fazla değil mi? Bu rakam, bize detoksifikasyon için destekleyici alışkanlıklara ihtiyacımız olduğunu hatırlatıyor. Aksi takdirde vücut bu toksinleri tolere edemez ve çeşitli dokularda biriktirmeye başlar.

Toksinlerin vücudunuza zarar verme şekillerinden biri, enzimleri etkileyerek vücudunuzun düzgün çalışmasını engellemektir. Vücudunuz her fizyolojik fonksiyon için farklı bir enzime ihtiyaç duyar. Enzimler zarar görmeye başladığında, enerji ve hemoglobin üretimi, oksidatif strese karşı koruma gibi günlük işlevler bozulmaya başlar, bu da yaşlanmayı hızlandırır ve kronik hastalık riskini artırır. Bu hastalıklar; kanser, solunum rahatsızlıkları, parkinson hastalığı, kalp-damar problemleri gibi hastalıklar olabilir. Toksinler vücut dokularına zarar vererek bağışıklık sistemini devre dışı bırakır. Karaciğer toksinlerle aşırı yüklenir, detoksifikasyon yeteneğiniz bozulur. Ayrıca kurşun gibi ağır metal olan toksinler, kemikteki kalsiyum gibi temel yapısal minerallerin yerini alarak daha zayıf kemiklere ve kemik kaybına neden olabilir. Aynı zamanda hormon yapısını bozabilir, taklit edebilir ve bloke edebilir. Çevredeki yaygın hormon bozucular arasında; plastiklerde bulunan ftalatlar, bazı pestisitler, etteki sentetik steroidler ve DDT gibi böcek ilaçlarıyla, alışveriş fişleri bulunur. 

Muhtemelen her gün karşılaştığımız şaşırtıcı düzeydeki toksin miktarı ve etkilerinin fazla olması organlarınızın mücadelesini zorlaştırır. Günümüz dünyasında toksinlerden tamamen kaçınmak imkansız olsa da, maruziyetimizi ve toksik yükümüzü azaltmak için  basit çözümler vardır. Yaşam tarzınızdaki değişikliklerin tek seferde yapılması gerekmez, ancak bu ipuçlarının bazılarını benimsemek, uzun vadede genel sağlığınıza fayda sağlayacaktır.

1.Vücutta biriken toksinleri uzaklaştırmak için beslenmenizde antioksidan kapasitesi yüksek gıdaları arttırın; Zeytinyağı, lahanagiller, soğan, sarımsak, karabiber, zerdeçal, sumak, kekik, biberiye, tarçın, yaban mersini, badem, ceviz…

2.Günlük yeteri kadar su (en az 1,5 lt.) ve yeşil çay tüketiminizin düzenli olmasına gayret edin. Su, atık ürünleri idrarla veya terleme yoluyla uzaklaştırılmasını sağlar. Bu nedenle, yeterli şekilde susuz kalmamak detoksifikasyon için önemlidir

3.Mümkün olduğunca doğal üretim ve lifli sebze tüketin.

4.Yanmış, kararmış yiyeceklerden ve dip balıklarından kaçının.

5.Şeker alımınızı azaltın, yüksek şeker bazı organlara zarar vererek vücudunuzun doğal detoks yapma yeteneğini engeller.

6.Kefir, turşu gibi prebiyotik besinleri tüketmek, uygun detoksifikasyonu sağlar ve bağışıklığı arttırarak sindirim sisteminizi destekler.

1.Kimyasal içeriği yüksek ürünler yerine mümkün olduğunca doğal içerikli olanları tercih etmeye gayret edin. 

2.DEHP ve BPA içeren plastikleri hayatınızdan çıkarın.

3.Alüminyum folyolar, teneke konserveler, yapışmaz tavaların özellikle çizik olanlarından uzak durun.

4.Aerosoller ve oda spreyleri gibi yüksek miktarda uçucu organik bileşik (VOC) içeren ürünlerden kaçının.

5.Roll-onlarınızı ve kozmetiklerinizi parabensiz olanlardan tercih edin veya kendiniz hazırlayın.

Elbette bu öneriler ve kaçınılması gerekenler arttırılabilir. Bunları destekleyici olarak yeteri kadar uyumak, vücudunuzun sağlığını ve doğal detoks sistemini destekler. Uyku, metabolizmanızın kendini yeniden düzenlemesine, şarj etmesine ve gün boyunca biriken toksinlerin ortadan kaldırılmasına olanak tanır. Düzenli fiziksel aktivite yapmak iltihabı azaltır ve vücudunuzun detoksifikasyon sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olur.

Detoks diyetlerinin sağlığı desteklemesi ve kilo vermeyi teşvik etmesiyle de toksinler atılımı artar. Vücudunuzun kendi yüksek verimli toksin atılımını  gerçekleştirebilmesi için, tıbbi uygulamaların yanı sıra belirli bir beslenme disiplininden, oruç tutmaya, bazı besin takviyeleri kullanımından (doktor kontrolünde olmalı) saunaya kadar farklı şekillerde desteklemek iyi gelebilir.