Dünyamız Bir Tane

Hüseyin Odabaşı

Hüseyin Odabaşı

01 Eki 2023 21:49
  • “700 kentilyon gezegen incelendi. Dünyamızın evrende eşi ve benzeri yok.”  Özgür Düşünce Gazetesinde başlık böyle. Ne zaman çıkmış bu haber? 21 Şubat 2016 tarihinde pazar günü. Ve şöyle devam ediyor:

    “İsviçreli bilim adamları evrende üzerinde kara parçası olan 700 kentilyon gezegenin bilgisayar simülasyonunu oluşturdu. Araştırma sonucunda Dünyanın eşi ve benzerinin olmadığı belirlendi. 

    700 kentilyon ne demek? Onu izah etmeye çalışalım. 19 haneli bir sayı.  İsveç Uppsala Üniversitesinde yapılan araştırma Dünya’nın evren üzerinde kara parçası bulunan ve bilinen 700 kentilyon gezegen arasında eşsiz olduğunu ortaya koydu. Bilim adamları araştırma ile evrende özel bir nokta veya yön yoktur kuramını savunan Kopernik prensibinin çürütülmüş olduğunu ortaya koydu. 
    Modellemesi yapıldı

    Astronom Erik Zackrisson’nun başında yer aldığı araştırma ekibi daha önceki verilere dayanarak bilgisayar simülasyonu ile güneş sistemi ve bunun dışında üzerinde kara parçası bulunan bütün gezegenlerin modellemesini oluşturdu. Adeta minyatür evreni andıran modelleme ile Dünya’nın evrende eşi benzerinin olmadığı belirlendi. 

    Yaşı ve Pozisyonu Özel yapıyor
    Araştırma ekibi Dünya’nın yaşı ve Samanyolu galaksisindeki itibarıyla diğer diğer gezegenlerden ayrıldığını ortaya koydu.” 
    Evet 700 kentilyon gezegende Dünyamız gibi yaşamımıza uygun bir gezegen daha olmadığı ilmen ispat edildi.  Sanki Dünyamız terazinin bir kefesinde geri kalan gezegenleri diğer kefesine koysanız Dünyamız daha değerli ve daha özel bir yapıya sahiptir. Dünyamız ve diğerleri denebilecek bir ayrımı yapmak durumundayız. Kuran-ı Kerim’de sık sık “Elhamdu lillahillezi halakas semavati vel arda ve cealez zulumati ven nur- Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a özgüdür.” (Enam, 1) türündeki ayetlerle bu ayrımın yapıldığını görürüz. Bu ayetlerde “Yeri ve göğü yaratan” denir. Bir tarafta Yer yani Dünyamız, diğer tarafta ise gezegenler dolusu Sema vardır. Sema burada Dünyamızın dışında kalan uzayda yaşayan bütün Gezegenleri kapsar. Yani bu gerçeği düşünerek bu tür ayetleri anlamaya çalışırsak şöyle dememiz gerekir; Allah Dünyamızı ve onun dışında semada kalan ne kadar Gezegen varsa onları yaratandır. “Halaka’s semavati ve’l arzı” budur, bu anlama gelir. 
    Bu tür ayetlerde sema derken Dünyamızı çevreleyen yakın sema anlatılmış olamaz mı? Evet Dünyamızın da bir seması vardır. “Yakın sema” diyebiliriz. Kuran Dünyamıza ait yakın semayı çoğu zaman “cevvis sema” şeklinde isimlendirir. “Cevvis semada” hayat vardır ve Dünyamıza aittir:
    “ Gökyüzünün boşluğunda (cevvis sema) ilahi yasa gereği, uçuşan kuşları görmüyorlar mı? Onları, Allah'tan başkası o boşlukta tutamaz. Bunda inanan bir halk için ayetler vardır.”(Nahl, 79)
    İşaratu’l- I'caz kitabındada Bediüzzaman Hazretleri de Dünyamıza yakın semadaki dağlardan ve kuşlardan bahsederken “cevv” lafzını kullanır:
    “Buna karşı cevv-i semâ dahi azamet-i İlâhiyeyi izhar etmek için koca koca dağları, tepeleri, dereleri ve pek çok garip ve acip şeylerin şekillerini ve sanki beyaz, siyah, kırmızı boyalarla boyanmış pamuk yığınlarını andıran bulut kafilelerini ileri sürer, nazar-ı hikmete takdim eder.”(İşaratü’l- İ’caz)
    Şemsettin Sami’nin Kamus-i Türki’sine göre de cevv; “sehven gök denilen hava, feza” demektir. Yani Kur’an-ı Kerim’de geçen “sema” tabirini dünyamız hariç bütün gezegenleri kapsayan sonsuz alan olarak da anlayabiliriz.  


    Evet, Dünyamız cirim olarak küçük olsa da değer kıymet ve insan yaşamına olanak sağlaması açısından müstesna bir mahiyete sahiptir. Semayı ağaca benzetirsek meyvesi Dünya, çekirdeği de insandır.  Maksat olması açısından kıymeti ağaçtan geri değildir. Dolaysıyla dünya ve semayı Kuran -ı Kerim’in aynı terazinin iki kefesinde karşılıklı tartıyor gibi bir üslup kullanması hakikate de adalete de uygundur. Yani bütün kâinat toplansa bir Dünya yapmaz.
    Çünkü Dünyamıza münhasır insan hayatına olanak sağlayan Allah’ın yarattığı öyle hasiyetler vardır ki başka gezegenlerde bunları bulmak, görmek, rastlamak mümkün değildir.

    Allah Dünyamızda tüm hayatları var etti: Yüzbinlerce Güneş sistemlerinin bulunduğu samanyolu dahil dünyamızın toz gibi durduğu uçsuz bucaksız kainat dahil başka gezegenlerde ne canlı ne ruh ne de hayat vardır.
    “O, hanginizin daha güzel amel işleyeceğinizi denemek için ölümü ve hayâtı yarattı.”  (Mülk, 2)
    Allah Dünyadaki hayvanları yarattı. “Ve hayvanları da yarattı; sizin için onlarda ısınma ve yararlar vardır ve onlardan yemektesiniz.” ( Nahl, 5)
    Allah Dünyada ruhu ruhlarımızı yarattı. “Resulüm! Sana ruhun ne olduğunu soruyorlar. De ki: “Rûh Rabbimin bir emrinden, sadece O’nun bileceği işlerdendir. Bu hususta size pek sınırlı bilgi edinme imkânı verilmiştir. ( İsra, 85)
    Dünyadaki bütün nefisleri yani canı yarattı: “Sizi tek bir nefisten yarattı.” (Zümer, 6)
    “Her nefis ölümü mutlaka tadacaktır. Sonra da bizim huzurumuza döndürüleceksiniz.” (Ankebut, 57)
    Allah Dünyada insanı yarattı: “Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirip (hayata bağlamıştır). Ve sizi yerden; ot gibi topraktan yaratan da Allah'tır.  (Nuh, 17)
    Allah Dünyada bitkileri yarattı: “O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. (En’am, 99)
    Allah Dünyada suyu var etti. “Kimdir O, gökleri ve Arz'ı yaratan ve size Gök'ten su indiren?”  (Neml, 60) (Furkan,50 Ankebut, 63, Rum, 24, Fatır, 27) Başka gezegenlerde bildiğimiz manada su yoktur. Yanıcı ve yakıcı olmakla zararlı iki maddenin birleşmesi sonucu bize hayat kaynağı olan su meydana geldi. 
    Genellikle Kur’an’da suyun yaratılışı çeşitli ayetlerde indirme- “nezele” tabiriyle ifade edilir. Çünkü Risalelerde de ifade edildiği gibi iki türlü yaratılış vardır. Bir “ibda” biri “inşadır”. “İbda” daha çok yoktan var etmek demektir. “İnşa” bir şeyden bir şeyi yaratmak anlamına gelir. Bu ayete göre Allah Arzı ve gökleri yarattıktan sonra onların yaratılışına bağlı olarak suyu var etmiştir. Yani var ettiği semadan suyu yer yüzünü indirmiştir. Nezele tabirleri bu bakımdan manidardır. 
    Evet özel yaratılışlı Dünyamızı çok özel bir kitap olan Kuran’dan tanımaya, ayetleriyle tanımlamaya devam edeceğiz. Ve diyeceğiz ki;
    “Yoksa sus! 
    Kâinat mescid -i kebirinde Kuran kâinatı okuyor. 
    O’nu dinleyelim... O nur ile nurlanalım... Hidayetiyle amel edelim...ve O’nu virdi zeban edelim... Evet söz O’dur. Ve O’na derler.” (Yedinci Söz)





    01 Eki 2023 21:49
    YAZARIN SON YAZILARI