Tarih 22 Mart'ı gösterirken Moskova’nın en büyük fuar ve kongre merkezlerinden Crocus City’de bir konser esnasında terör saldırısı oldu.
İlk belirlemeler e göre 43 kişi hayatını kaybetti ve çok sayıda yaralı var. Fakat daha sonra bu sayı 130’ların üzerine çıktı.
Daha sonra Özel sağlık, güvenlik ekipleri ve itfaiye bölgeye yönlendirildi.
Moskova'nın kuzeyinde, çevre yolu üzerinde bulunan Crocus City şehrin en büyük fuar ve kongre merkezi. Saldırganlar buradaki büyük bir konser salonuna girdi ve ziyaretçileri otomatik silahla kurşun yağmuruna tuttu, saldırganlar daha sonra büyük bir yangın başlattı.
Bu olay sebebiyle Putin yaptığı konuşmada Batıyı ve Ukrayna'yı sorumlu tuttu. İŞİD saldırıyı üstlense de Putin'e göre bu saldırının arkasında Batı veya Amerika vardı. Amerika 8 martta Rusya’ya bir terör saldırısı olacağını önceden ilan etmişti. Batı da ısrarla bu işin arkasında kendilerinin ve Ukrayna'nın olmadığını ispat etmeye ikna etmeye çalıştı.
Tatbikî bu terör saldırısının kimlerin yaptığını gerçekten oturduğumuz yerden bilmemiz mümkün değildir. Ancak terör saldırılarının toplumda meydana getirdiği etkileri göz önüne alırsak terörü despot devletlerin kendi halklarını ikna ve düşman karşısında kenetlenmeyi temin etmek için kendi elleriyle tertiplemelerinin de mümkün olduğunu tarihten biliyoruz. Tatbikî bu terör saldırısı Rusya'nın karizmasına zarar verdi ancak Rus halkının devletine sahip çıkmasına, kenetlenmesine savaş aleyhtarı seslerin kesilmesine de sebep oldu. Ukrayna savaşının fazlasıyla uzadığı bu günlerde Putin^nin böyle motivasyona ihtiyacı var mıydı? Elbette vardı? Bunca masraf ve felaketi beraberinde getiren bir savaşa “biz neden girdik ki” diye düşünen bir halkın düşmanın saldırganlığına ikna edilmesi gerekiyordu belki de!
Yani bu terör saldırısındaki bazı ihmaller, durumlar var ki bu saldırının Rus devletindeki bazı birimler tarafından işlenmiş olabileceğini gösteriyor.
1-Saldırganlar ABD’nin uyarılarına rağmen şehrin göbeğindeki bir gösteri merkezine nasıl girebildiler, plan yaptılar, hiçbir müdahale ile karşılaşmadılar? Bilerek oluşturulmuş bir güvenlik zaafı olabilir mi?
2-Saldırganlar halkın üzerine rast gele ateş ettiler. Halkın üzerine değil de idarede yetkili olanları etkisiz hale getirmeyi neden düşünmedi veya planlamadılar? Bizdeki 15 Temmuz’da da öyle olmadı mı? Halk galeyana getirildi, onların üzerine ateş açıldı fakat, devleti idare eden asker ve sivil bürokratın burnu bile kanamadı.
3-Saldırganlar kendilerinden gayet eminler. Gösteri merkezinde yarım saat kendilerinden emin bir şekilde saldırılarına, eylemlerine devam ettiler. Terörist değil de görevli gibiydiler.
4-Böyle halkın üzerine ateş edildiği bir ortamda halktan hiç kimse de mi telefonuna bu saldırıyı kaydedip polise, itfaiyeye haber vermedi? Belki haber verdiler fakat devlet görevlileri bilerek müdahale etmediler.
5-Eğer yarım saat süren bu eylemi halktan birileri haber verdiyse neden üç beş dakikada olay yerine gelmesi gereken veya gelebilen kolluk kuvvetleri müdahalede neden bu kadar geciktiler, işi savsakladılar?
6-Teröristler, saldırıdan sonra olay yerine saldırmak için geldikleri Reno markalı bir araca binip gidiyorlar. Ya kardeşim insan hiç olmazsa yakalanmamak için kaçarken farklı bir aracı, arabayı kullanır.
7-Saldırıyı gerçekleştiren 4 kişi de kaçarken aynı araca biniyorlar. İnsan bütün yumurtaları aynı sepete de koymaz hani.
8-Teröristler Ukrayna tarafına giderken yakalanıyorlar. Rusya savaş olduğundan dolayı haliyle Rusya’nın Ukrayna tarafı daha çok kontrol ediliyor, takip ediliyordur. Bu yöne kaçılmanın riskli olduğunu her aklı başında olan kimse bilir. Bu hata bile bile neden işlendi?
9-Saldırganların Ukrayna tarafına kaçması Ukrayna'yı ve Batıyı töhmet altına sokarak meşruiyeti daha başından beri netameli olan bu savaşa Rusya tarafında sağlam bir gerekçe oluşturmak mı hedeflendi?
10- Bu saldırganların Batı veya Ukrayna'yla ilgilerinin olduğu veya bağlantıları Rusya tarafından henüz tam ispat edilemedi.
Şimdi Rusya'daki bu saldırının veya herc ü mercin veya devlet eliyle meydana getirilmek istenen terörün bizim tarihimizdeki olaylarla da benzerlik taşıdığını görüyoruz. Tüm bunlarla beraber olup biten olaylara ve Türkiye'deki darbeler tarihine baktığımızda bir devlet kendi halkına su-i kast tertip edemez, tuzak kurmaz diyemeyiz. Çünkü bu tür saldırılar muhalefeti yok ediyor iktidarın elini güçlendiriyor ve halkın iktidar etrafında kenetlenmesini sağlıyorsa neden olmasın? Mesela 11 Eylül ABD'deki saldırı bütün şüphelerine rağmen Amerika devletinin içeresindeki güç odakları tarafından gerçekleştirildi. En azından böyle bir kuvvetli şüphe var. Ve bu sebeple Irak işgali ve Ortadoğu’nun petrollerinden istifadesinin önü açıldı.
Türkiye’de yıllarca devam eden kanlı sağ -sol olayları 80 darbesi ile bir gecede son buldu. Darbeyle sağ ve sol kanlı olaylarının bir gecede kesilip o tarihten itibaren sağcılığın ve solculuğun artık devam etmemesi bu işin bir proje veya toplum mühendisliği olduğunu göstermez mi? Demek sağı ve solu tertip edip kaos çıkaranlar darbeyi yapanlardan başakları değildir. Yani sağ ve sol olayların temel amacı darbe yapacak kaotik ortamlar meydana getirip devletin imkanlarını ele geçirmekti.
31 Mart vakasına yakın tarihlerde sultan II. Abdülhamit’i tahttan indirmek gayesi ile İstanbul’u padişah adına ortalığı kana bulayanlarla bu isyanı bastırma gerekçesi ile Selanik’ten hareket edenler (Hareket Ordusu) aynı mihraklardı, aynı kirli ellerdi; İttihatçılardı.
Hz. Osman’ı katledenler yapabilselerdi Hz. Ali’nin yerinde kendilerini halife yapmak isterlerdi. Ancak olmadı. Fakat Hz. Ali'nin halifeliği döneminde etkin oldular. Hz.Ali'ye soluk aldırmadılar. İhtilafı bu günlere kadar gelen kanlı kardeş kavgalarına sebep oldular.
Kuran’ı Kerime baktığımızda Rusya’da bir “bakara olayı” yaşanmışa benziyor. Hz. Musa (r.a) zamanında bir kimse, cinayet işlemiş ve cenazeyi zaten düşmanı olan fakat olaydan haberi olmayan bir masum kişinin bahçesine bıraktı. Ve cinayet suçu malum düşmanlığından ötürü suçsuz bir insanın üzerine kaldı. Bu cinayeti aydınlatması için Hz. Musa’ya müracaat ettiler. Ve sonrasında cinayeti aydınlatmak için Hz. Musa ile İsrailoğulları arasında Bakara Suresinde anlatılan “bakara olayı” yaşandı.
Kimin eliyle meydana gelirse gelsin- ki bu tür olaylar daha çok devlet eliyle gerçekleşir- Alman Parlamentosu’nda 1933’te Rusların ne kadar büyük bir düşman olduğunu halkın idrak etmesini temin etmek ve toplumsal düzeni sağlamak için Reichstag Yangını çıkarıldı. Evet bir zamanlar Rusların ne denli tehlikeli bir düşman olduğunu halka idrak ettirmek için yapılan bu tertibin bir benzerini bugün Ruslar, Ukrayna'yı suçlayıp halkının desteğini temin etmek adına tertiplediğini görüyoruz. O tarihte Almanlar kendi parlamentolarını yaktılar, şimdi ise Ruslar kendi gösteri ve fuar merkezini yaktılar. Olaylar ne kadar da birbirine benziyor.
Bu tür operasyonların adı ne olursa olsun darbe, isyan veya olay hepsi cinayetlere, haksızlıklara sebep olması ve bütün bir topluluğun veya milletin kanına girmesi, kandırılması açısından büyük bir zulümdür.