Allah’a ibadeti varlıklarının gayesi bilen müminler, ibadetle birlikte duaya da fevkalâde önem verirler.. Maddî-mânevî sebeplere riayet etmekle birlikte gönüllerini de Rahman ve Rahim olan Allah’a açıp yalvarmayı da asla ihmal etmezler. Dua ederken, ümit ve beklentiyle birlikte, mehabet ve endişeyi de iç içe yaşarlar. Cenâb-ı Hakk’ın rahmet ve inayet kapılarının daima açık bulunduğunu düşünür ve gece-gündüz, yüksek sesle ya da fısıltı halinde, gizli ya da açıktan dua dua yalvarırlar.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:
“Allahümme ya Mukallibel kulûb, sebbit kalbî ala dînike – Ey kalbleri evirip çeviren Allahım! Benim kalbimi de dininde sabitleyip perçinle.” duasını dilinden hiç düşürmemiştir.
Başka bir duada da sürekli: “Allahümme ya Musarrifel Kulûb, sarrif kulûbenâ ilâ tâatik – Ey kalbleri evirip çeviren Rabbim, kalblerimizi ibadet ü tâatine yönlendir!” demiştir.
Rasûl-i Ekrem Efendimiz dilinden düşürmediği bu duada “Benim kalbimi de dininde sâbit eyle!” demektedir. Bu duayı yaparken Efendimizin endişesi mi vardı, asla ve kat’a! Cenâb-ı Allah ona imanı lutfederken aynı zamanda imanı Habibi’nin kalbine perçinlemişti.
Efendimiz bu duayı yaparken, bize aynı zamanda, günlük hayatın akışında karşılaştığımız her olayda, istikameti korumamız için kendimize bir telkinde bulunmamızı tavsiye buyuruyor. Bu tavrıyla bize: “Sakın, bu konuda kusur etmeyin; Allah’ın himayesine girin, sürekli O’na yönelip dua dua yalvarın” diyor.
Senin Rızanı istiyorum Allah’ım!..
“Allahümme veffiknâ ilâ mâ tühibbu ve terdâ “Allahım, Senin sevdiğin ve râzı olduğun şeyi yapmaya beni muvaffak kıl.” Veya kısaca:
“Allahümme afveke ve rıdake– “Allahım, Senin affını ve rızânı istiyorum.”
Allah’ım bizi nefislerimizin hoşuna giden şeyler de değil, asıl Senin rıza ve hoşnutluğunu kazandıracak işlerde bizi muvaffak eyle.” niyazı da dillerimizden düşürmememiz gereken bir duadır.
Bizler dualarımızda hep Rabbbimizden hoşnut olacağı ve seveceği şeyleri istemeliyiz. Çünkü, her şeyden daha önemli olan Rabbimizin hoşnutluğudur. Eğer Cenâb-ı Hak bir kulun bu duasını kabul buyurur ve rızasına erdirirse, o alınabilecek en büyük hediyeyi almıştır. Zira, bir mümin için Allah’ın sevgisini ve hoşnutluğunu elde etmek en büyük bahtiyarlıktır.
O’nun ve Sevdiklerinin Sevgisi
Peygamber Efendimiz’den (sallallahu aleyhi ve sellem) öğrendiğimiz dualardan biri de “Allahümme innî es’elüke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke ve hubbe amelin yukarribu ilâ hubbike – Allahım, her şeyden önce Senin sevgini talep ediyorum; sonra bana Seni sevenleri sevdirmeni istiyorum ve bir de Sana yaklaştıracak amelleri benim içim sevimli kılmanı diliyorum.” şeklindedir.
Bu duada zikredilen ilk talep Allah’ın sevgisidir. Evet, Allah sevgisi her şeyin başı ve bütün sevgilerin de en saf, en duru kaynağıdır. Hakkıyla iman eden kullar, en başta Allah’ı severler ve başkalarına karşı da O’ndan ötürü alâka duyarlar.
Mü’minler, Cenâb-ı Hakk’ın sevgisinden sonra O’ndan ötürü, başta Efendimiz olmak üzere bütün peygamberleri ve Allah dostu velileri severler.
Peygamber Efendimiz’i, Raşit halifeleri, diğer sahabe-i kiramı ve onlardan günümüze kadar gelip geçen bütün selef-i salihîni, yani Allah’ın sevdiği insanları sevmek, onlara karşı sıcak bir alâka hissetmek ve onları hayırla anmak bir manada onlarla tanışmak, onlara bir bayram tebriği göndermek gibidir.
Ayrıca, seven sevdiğine benzemeye çalışır, ona itaat eder; onun gibi olma gayretine girer. Allah’ın sevdiklerine benzemek de, O’nun hoşnut olacağı özellikleri kazanmakla elde edilir. Söz konusu duadaki “Allah’ım sevdiklerini bana da sevdir” niyazında bu hususa da ima vardır.
Yazımızı, son asırda yazdığı tefsiriyle Kur’an’a büyük hizmeti geçen Allame Elmalılı Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur’an Dili adlı eserinin mukaddimesindeki bir niyazıyla bitirelim:
“İnayetine sığındım, kapına geldim.
Hidayetine sığındım, lütfuna geldim
Kulluk edemedim, affına geldim
Şaşırtma beni, doğruyu söylet
Neş’eni duyur, hakikatı öğret
Sen duyurmazsan ben duyamam
Sen söyletmezsen ben söyleyemem
Sen sevdirmezsen ben sevemem
Sevdir bize hep sevdiklerini
Yerdir bize hep yerdiklerini
Yar et bize erdirdiklerini”
Bu güzel duaya hep birlikte amin diyelim.
Hüseyin Yağmur