Biletler Bedava değil miydi?

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

22 Tem 2019 10:29
  • Çok masraf edildiği her halinden belli olan 15 Temmuz anma törenlerinden, ne yalan söyleyeyim, hiç etkilenmedim. Abartılar çağında, daha ikna edici şovlar üretmeleri gerekiyor. Programların bütün karelerinde, bir şeyleri unutturma gayretini gizleyememişler. Devlet destekli darbe tiyatrosunun ucuz hikayesine hala tereddüt ve şüphe ile yaklaşmakta ısrar edenler için, tek yol, kutlama merasimlerini görkemli tutmak. Güya hep bir ağızdan tempo tutunca “Herhalde 15 Temmuz gerçekten bir darbe girişimiymiş, yahu!” dememizi bekliyorlar. 

    Programa katılım oranını artırmak için İstanbul genelinde köprü, vapur ve toplu taşımaların ücretsiz olması bir noktaya kadar, olayın heyecanına kendisini kaptıranlar için cazip duruyordu. Bu bile ilgiyi artırmaya yetmedi.

    Ekonomik darboğazın eşiğinde olduğumuz bir zamanda devlet bütçesinin böylesine müsrif ve bol keseden harcanması ayrı bir gariplik. Köy yanarken, vur patlasın çal oynasın taşkınlıklarını sineye çekebilecek bir boşvermişliği, heyecan ve taşkınlık zehirlenmesine yakalandığımız iklimlerde dahi hoş karşılamamak lazım.

    Bu tür ideolojik kutlamalarda, para ve harcamaların hesabı tutulmuyor. Abartılı düğünler gibi. “Dünyaya bir daha mı geleceğiz.!” umursamazlığı işte bu. İsrafın haddi hesabı yok. Adam gibi bir muhalefetimiz da yok ki, yanlış iktidar icraatlarını halka taşısın. Bütçeyi eğlencelere harcayan, müflis iktidarları sallamak için bundan iyi malzeme mi olur?  İktidar ve Saray düğününde, sırtından ter akana kadar gerdan kırmanın acayipliği sadece bizi mi rahatsız etmeliydi? Milli bir trajediyi, olayın failleri kutluyor. Saray, hipodromlarda gırtlağını patlatan seyircilerin heyecanını canlı tutmak için daha coşkulu oyunlar bulmak için çabalıyor. 

    15 Temmuz, tipik bir devlet merasimi. Tatil olması eksikti, üçüncü senenin sonunda o da tamamlandı. Suni ve haddinden fazla parlatılmış imajlarla yeni bir destan oluşturup, işin perde arkasını bütünüyle görünmez ve nufuz edilemez bir hale getirme gayreti ancak bu kadar iyi okunabilirdi. Saray ve emrindeki saz ekibi, şüphe perdesi bir türlü aralanmayan ve iktidar tarafından araştırılması engellenen sahte darbe girişim senaryosu için ağlamamızı ve duygulanmamızı bekliyor. Ortada bir cinayet sarmalı var ama, bunun failleri ciddi bir şekilde korunup, söz konusu merasimlere 'Gazi' nişanı ile katılıyorlarsa, o zaman bir kez daha düşünmek gerekiyor.

    Devletin işlediği rutin dışı işlerin gizlenmesi kolaydır ancak, zihinlerde açtığı yaraların tedavisi zaman alır. Tedavi edildikten sonra da zaman içinde tekrar nüksetmesi her zaman mümkün. Sahte ya da gerçek, tiyatro ya da ortaoyunu türünden sahne alan her türlü darbenin gişe rekoru kırdığı ülkemizde, işler ters gitmeye başladığında, bütün darbe aktörleri tekrar hatırlanır. En yakın, seksen darbesinde rol oynayan aktörler, öbür tarafa, dahil oldukları trajedinin utancı, millete karşı işledikleri cinayetin ağırlığı ve adalete olan borçları ile gittiler. Borçlu gidenlerden, Cumhurbaşkanı olan bile vardı. Mahkemenin kendisi hakkında keseceği cezayı görmeye ömrü vefa etmedi. Seksen darbesi sonunda, askeri kafa ile yazılan anayasanın, yapılan referandum sonunda yüzde doksan halk onayına mazhar olduğunu bilmem hatırlayan var mı? Aradan otuz sene geçince ihtilalin kudretli generalleri acınacak hale düştüler.

    İktidar ile aralarını iyi tutmayı birinci öncelik haline getiren yazarların hemen hepsi, kendilerini 15 Temmuz konusunda yazmak zorunda hissettiler. Buna mecburlar. Saray'ın aba altından sopa gösterip “Ya bizdensiniz ya da düşmanımızsınız!” sloganında, suskun kalma, sessiz protesto etmek gibi şıklar yok. En çığırtkan muhafazakar ve dindar kesimi bile, şimdilik meçhul bir otoritenin işlediği cinayeti kutsamak, masum ve makul göstermek zorunda. Cumhurbaşkanlığı Uçağı'na binenler listesinde yer almanın bedeli bu.

    15 Temmuz anma törenlerinin basına yansıyan en garip karelerinden birisi Cumhurbaşkanı'nın üç yıl önce halka seslenmek için kullandığı ve bir bayan spikere ait akıllı telefonun ziyaret görüntüsü. Oldu mu şimdi? Güya, kalkışma ve darbe girişiminin arkasında Amerika'nın olduğu söylenmemiş miydi? E, Made In ABD olan ve kapitalizmin keşif kolu olan araçların vatan müdafaası konusunda kullanılması uygun oluyor mu? iPhone alamadığımız için değil, sadece merakımızdan soruyoruz!

    Roma İmparatorluğu, ekonomik krize girdiği dönemlerde, hipodromlarda yapılan görkemli gösterilere para harcamakta bonkör davranmış. İmparator ve özel locayı dolduran devlet memurları eşliğinde seyredilen gösteriler herkes için iyi vakit geçirme vesilesi olsa da ekonomik yıkılışın önüne geçilememiş. Hipodromun dış duvarlarını döven toplumsal kriz, tarihin en büyük imparatorluğu kabul edilen Roma'nın sonunu getirmiş.

    15 Temmuz programından dağılan heyecanlı vatandaşlar, ilk uğradıkları benzin istasyonundan benzin fiyatlarına günlük ortalama iki defa zam yapıldığını gördüklerinde ne düşündüler dersiniz? Hiç kimse, gösterilerin bu kadar pahalı olabileceğini hesap etmemiştir şüphesiz...Biletler bedava denmemiş miydi?

    Kadir Gürcan
    22 Tem 2019 10:29
    YAZARIN SON YAZILARI
    YAZARLAR