Daha fazla sıçramaları gerekiyor!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

25 Ara 2016 18:51
  • Eli kulağında herkes, muhtemel bir dünya savaşının kıvılcımına teşne olduğu için, uluslararası hareketliliğe duyarlık had safhada. Türkiye’de gün ortasında Rus elçisinin siyasi bir suikasta kurban gitmesi akıllara, Birinci Dünya Savaşını tetikleyen, benzer elçilik suikastini getirdi. Uluslararası suç ve cinayet sicilleri kabarık olanlar için kurtuluş, muhtemel bir dünya savaşına bağlı. 

    Birinci Dünya Savaşı günlerinde, Devlet-i Aliye’yi savaşa sürükleyen “Üç beyinsiz kafa” (Talat, Enver ve Cemal Paşalar!), siyasi kimlik ve beceri açısından tükenmiş durumdaydı. Onlara da, aynı bugünküler gibi, sıra dışı işler lazımdı. Olağanüstü iş ve başarılarla kaybettikleri kredilerini tekrar kazanma derdine düşmüşlerdi. 

    Maksatlarının aksi ile karşılaştılar; kendileri kaybetti, Devlet-i Aliye’ye de yazık ettiler. Onlar için, üç kıtada yenik düşüp, kendi kendine eriyen Osmanlı Bakiyyesi’nden  çok, kendi hırsları önemliydi. Boylarını aşkın ümniyeleri, lokal başarılarla yetinmeyecek kadar derin idi. Değişen dünyanın yeni değer ölçülerini anlayacak kapasiteleri hiç olmadı. 

    Modern Talat ve Enverler de en az ilk versiyonları kadar hırslı, beceriksiz ve silik duruyorlar. Ülke içindeki günah ve suçlarını örtbas etmek için her gün ortalama on insan vefat ediyor, şehit düşüyor ya da yok pahasına telef olup gidiyor. İçeride işlediklerini kamufle etmek için iç savaş söylentilerinin ayyuka çıkışını göz ardı etmeyin. Aklanabilmeleri için az yoğunluklu terör saldırıları artık yetmiyor. 

    Türkiye’de on beş gün içinde, patlamalarda ölen insan sayısı yetmişin üzerinde. Bu rakam, aynı günlerde Almanya’da gerçekleşen Berlin Saldırısındaki insan sayısının neredeyse üç katı. Dünya Basını, İstanbul ve Kayseri terör saldırılarını adiyattan haberler olarak ele aldı, o kadar. Yurt içindeki terör eylemlerinin dünyayı ne kadar ilgilendirdiğini siz takdir edin. Dünya için patlama ha Irak, Suriye, Beyrut, Pakistan’da olmuş ha Türkiye’de, pek bir şey fark etmiyor. 

    Rus elçisinin, fundamentalist bir tetikçi tarafından öldürülmesi, bir türlü dikiş tutmayan Rus-Türk ilişkilerine romantik bir hava kattı. İktidar ve muktedirler “Görüyorsunuz ne kadar önemli işler yapıyoruz. Dünya başarılarımızı kıskanıyor canım!” havalarına girdiler. Bu tek taraflı bir aşk ve tutku. Rusya’nın Türkiye’ye aşırı bir tutku ve bağlılığı yok. 

    Bereket versin, Rus elçisinin öldürülmesinin hemen ardından yabancı basın “Elçisinin öldürülmesi, III. Dünya Savaşı’nı tetiklemez!” başlıkları ile meseleyi soğukkanlılıkla işledi. Bizdeki divanelerin sevinç kahkahaları, kahramanlık nutukları, Saray Eşrafı’nın debdebeli alayiş ve nümayişleri ancak bir gün sürdü. 

    İşin tuhaf ve şaşırtan tarafı, haftanın en önemli haberi Rus elçisinin öldürülmesi iken, ABD, Rusya ve Almanya bir araya gelip terör saldırılarını masaya yatırdılar. Türkiye nerede? İki haftalık iç menşeli ve uluslararası akrobatik hareketlere rağmen, bizim divaneler yine mi ciddiye alınmadı? Hani önemli işler yapıyor, dünyaya kafa tutup, akıl öğretiyorlardı. Dillendirmiyorlar ama, kendi kendilerine “Ya hu! Daha ne yapalım. Saldırıysa saldırı, terörse terör, entrikaysa entrika. Alın işte!” diye söylendiklerini duyar gibiyiz. 

    Rus elçisinin öldürülmesinden sonra, Rusya, olayı bizzat araştırması için on iki kişilik bir ekip gönderdi. Türk yetkililer her gün ilan-ı aşk etseler de Rusya’ya güven telkin etmiyor olmalılar. Malum iktidar, 15 Temmuz Darbe Senaryosu için bir araştırma komisyonu kurulması kararı alamamıştı. Rusya, Türkiye’nin atacağı adımları beklemeden kendi işlerini kendileri görmeye kararlılar. Hazır gelmişken, bakarsınız, 15 Temmuz Darbe Senaryosu ile Rus elçisinin öldürülmesi arasında bir bağlantı bile bulabilirler. Fena da olmaz hani!

    Ortadoğu ülkeleri ne yaparsa yapsın, dünya da yankı uyandırma kapasiteleri belli. Büyük ülkelerin başka dertleri var. New York Times’ın Washington Temsilcisi David E. Sanger, bu devletlerin Ortadoğu Politikalarını, “Büyük ülkeler, Ortadoğu’da, “Şimdi hangi iki budalayı birbirine kırdıralım” planları yaparlar.” şeklinde özetliyor. Haksız mı?

    Bizdeki iktidarın, farkındalık oluşturmak ve büyük görünmek için daha yükseğe sıçraması gerekiyor. Kaybetmekten korkmuyorlar. Neden korksunlar? Selefleri, Talat ve Enverler koskoca Devlet-i Aliye’yi benzer maceralarla bitirmediler mi?

    Kadir Gürcan
    25 Ara 2016 18:51
    YAZARIN SON YAZILARI