Yaşı yetmiş civarındaki bir yakınıma “Köyde, sizin oturduğunuz o ilk evi hatırlıyorum!” diyerek, bir taraftan hafızamın tazeliğini ima ederken, diğer taraftan da hafif bir sempati kurmaya yeltendim. O, “Senin hatırladığın evi, babam sonradan yaptırmıştı.” diyerek hevesimi kursağımda bıraktı. Neticesini hesap edemediğim ucuz empati kurgum elimde patladı.
Benim hatırladığım ev, büyük bir oda, bir de daha çok kiler olarak kullanılan bir iç bölmeden oluşuyordu. Siz buna family room deyin de içiniz rahatlasın! Ama bahsettiğim bu bölme, daha çok kış hazırlığı olarak yedeklenen yiyecekler için ayrılmıştı. Büyük oda, giriş kapısının hemen solundaki büyük bir ocak ile ısınıyordu. Ben diyemiyorum ama, siz dilinizin ucundaki “Şömine, şömine!” hatırlatmasını yapın. Hiç de öyle değil! Bildiğiniz odun ile yanan ocak! En yakınına oturanların bile “Önüm yaz sıcağı, arkam zemheri!” diyebilecekleri cinsten.
Kalın kerpiç duvarlar, çamur sıva ve kireç boya gibi ucuz malzemeler ile, her yıl mutlaka gözden geçirilmesi gereken toprak dam hala gözümün önünde. Sıhhi tesisat, sıcak su ve lavabo gibi evin içine giren konforlar o günler için hayal bile edilmiyordu. Özal'lı yıllarda, elektriğin bütün köylere verileceği ana kadar gaz lambası ışığında ders çalışmak, köy romanlarına malzeme olmaya devam ediyordu. Bu satırların yazarı için, köy lambası hiç bir zaman nostaljik bir değer taşımadı. Hala da öyle.
Anne-baba ve kızlı-erkekli dokuz kişiden oluşan geniş bir aile için oldukça dar olan bu evin daha önceki halini zihnimde canlandırmak bile istemedim. Yetmiş yaşında vefat eden kardeşlerden biri de yüzde seksen oranında özürlüydü. Onun haricindeki erkek ve kızlar bu evden gelin ya da damat olarak çıkmışlardı. Babalarına yetişmedim ama, bütün fertlerini yakından tanıdığım bu geniş ailenin annelerine olan dikkat ve saygılarının kaynağını bunca yaşıma rağmen hala keşfetmekten acizim. Anne, seksen küsur yaşında vefat ederken oğul ve kızlarına, yetmiş beş yıl gözü gibi baktığı özürlü oğlunu “Aman Orhan'ıma sahip çıkın” diye vasiyet ederken, gözünün arkada kalmayacağından emindi.
Korona virüsünün yeni mecburiyetleri zorlamasından sonra, neredeyse bir aydır, medya dünyasının meşhur yüzleri evlerinden yayın yapmaya başladılar. Virüs, pahalı ve vazgeçilmez alışkanlıklardan mevcuda katlanmaya da önemli alternatifler sundu. Bu tarihten sonra bir çok mesleki değişim “Demek ki böyle de oluyormuş!” kategorisi altına girebilir. Yarı dönemi internet üzerinden tamamlayan okullar için bile yeni alternatifler düşünülebilir mi? Çocuklar için tamam da, aileleri nasıl ikna edeceksiniz?
İnternet sitelerinde, meşhurların oturdukları evlerin piyasa değeri ve hangi muhiti tercih ettikleri nedense hep dikkatimi çeker. Eğer bir yerde “Hampton'da oturuyor!” detayı gözünüze çarparsa durup biraz düşünmeniz gerekiyor. Bu tür haberleri gördüğümde, daha önce onlarca defa incelemiş olsam da, gayr-ı menkullerin sürekli değişen fiyatlarını bilmem kaçıncı kez tekrar incelerim. Alacağımızdan değil de, kuru bir merak işte.
John Travolta'nın, koca yolcu uçağını park ettiği ve ancak deve kuşu gibi sadece kokpitini yerleştirdiği uçak hangarı bile var. Siz olsanız böyle bir evin iç ve dış dizaynını merak etmez misiniz? Ya dünyanın en zengin adamı Bill Gates'in 147 milyon dolarlık evini? Ya da zenginler kulübünün önemli ismi Waren Buffet'in 652 bin dolarlık(1) mütevazi malikanesinin neye benzediğini? Dünyanın en zenginlerinden sayılan Buffet büyük malikanelere oturmak için değil daha çok ticari bir değer olarak bakıyor besbelli. Gayr-ı menkul piyasası konusundaki geniş ve o kadar renkli bilgi birikimimizi bir başka yazıya bırakmak durumundayız.
Virüsün her kesimden bütün dünyayı iki aylık tecrid ve izoleye mecbur etmesi daha ilginç detayların gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. Amerikalı bayan seyircilerin yakından tanıdığı, gün ortası showların duayeni Kelly Ripa, zorunlu karantina günlerinde, yayınlarını 27 milyon dolarlık evinden(2) yapmak zorunda kaldı. Evin tabi ortamı içinde yaptığı program, başarılı televizyon yüzü için çok zor olmadı. Fıtri sempatisi ile sadık seyircileri ile yine renkli dakikalar paylaşmaya devam ediyor. Bununla birlikte, geçtiğimiz hafta konuk olarak katıldığı bir programda, “Karantina başladığı günden bu yana üç çocuğumdan ikisi ile aramız açık. Sadece birisiyle konuşuyorum. ”(3) itirafında bulundu. Aynı günlerde, Kristina Bell de iki çocuğu ile ilgilenmenin ne kadar zor olduğunu söyledi. Bell ve eşi hatırı sayılır gayr-i menkul yatırımına sahipler. Mart ayında, kiracılarını kiradan muaf tutarak virüsün oluşturduğu mağduriyetlere kendilerince katkıda bulundular.
Aslında, karantina günleri, bir çok ebeveynin “Çocuklarımıza vakit ayıramıyoruz. Şimdiki gençler aile ve yuva sıcaklığından mahrum yetişiyorlar. Okullar yetersiz. Okul saatleri çocukların büyüme gelişme periyodlarına uygun değil. Anne-babalar çocuk eğitimine daha fazla katkıda bulunmalı!” türünden ders kitabı temennilerine beklenenin ötesinde imkan sağladı. Halbelkader, yarı dönemi internet imkanları ile kapatmaya çalışan bir çok aileyi “Eylül ayında da okullar açılmazsa ne yaparız?” korkusu sarmaya başladı. Normal hayata dönülmesi için sabırsızlanan bir çok insan, aslında okulların ne zaman açılacağını merak ediyor.
Tek odalı evde biri yüzde seksen özürlü olmak üzere, yedi çocuğu ile yaşayan o yakınım vefat ettiğinde, evdeki şömine(!)'nin yerini göçmen sobası olarak bilinen Cusine almıştı. Ne var ki, lavabo ve sıcak su tesisatının evin içine alınmasına ömrü vefa etmedi.
Kelly Ripa'yı ekranlardan tanıyan bir çok kimse, onun kadar olmasa da modern hayatın asgari imkanlarının büyük bir kısmına sahipler. Hiç olmazsa, günün geç saatlerine kadar televizyonun başında oturabiliyorlar. Eş, çocuk, arkadaş ve diğer insani ilişkilerde Kelly'nin tavsiyeleri onlar için yol gösterici olmalı Öyle olmasa, Kelly'nin demirbaş olduğu program ABD'nin en çok seyredilen canlı programları arasına girmezdi. Hayat normale döndüğünde biri, “Hey Kelly, 27 milyon dolarlık eve üç çocuğunla neden sığamadınız?” sorusunu sorar mı, dersiniz? Öylesine geniş bir mekanda, anne-baba ve çocukların-dilim varmıyor ama-birbirlerine katlanamamaları, birbirlerinden yorgunlukları hatta bıkkınlıkları sizin de tebessümünüzü dondurmadı mı? Çocukları ile arası limoni olan Kelly Ripa'nın ne diyeceğini çok merak ediyorum.
Milyon dolarlık malikane, konut ve gayr-ı menkullerin aylık fiyat değişikliklerini takip konusundaki masum hobimin beni bu kadar rahatsız edeceğini düşünmemiştim. Bunca edilen masrafın, ev değil de “Yuva” inşa edemeyeceğini fark etmemişim. Titrek idare lambası ile aydınlanan geniş bir odada, dokuz kişiyi birbiri bir arada tutan, birbirine bağlayan anlaşılması zor sıcaklığı sunan türden bir yuva!
Kadir Gürcan
Kaynaklar:
3- https://www.huffpost.com/entry/kelly-ripa-cries-quarantine_n_5e8f0ca0c5b6458ae2a4e66f